AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya müzesinin yeniden cami olmasına yönelik talimat verdiği iddiası sonrası tartışmalar yeniden alevlendi.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, AKP kulislerinde konuya ilişkin tartışmaları aktarırken, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması konusunda ciddi olduğu yönünde" ifadesini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de "Çan sesi değil, Allah'ın izni ile ezan sesi yükselecektir" diyerek Ayasofya'nın cami olmasına destek verdi.
'Bütün insanlığa ait bir kültür varlığı'
Daha bir yıl önce bu talepleri “tezgah” olarak değerlendiren ve “önce Sultanahmet’i doldurun” diyen Erdoğan’ın yeni hamlesine ilişkin soL’a değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Engin Akyürek, Ayasofya’nın müze olarak korunması gerektiğini söylerken, şu maddeleri sıraladı:
- Ayasofya bütün insanlığa ait bir kültür varlığıdır, tüm insanların kısıtlama olmaksızın bu eseri görme hakkı vardır,
- Tarihsel olarak çağları, bölgesel ve kültürel sınırları aşan, uygarlıklar üstü bir yapıdır
- Yeniden yapılamayacak eşsiz bir eserdir,
- UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından «İstanbul’un Tarihi Alanları» kapsamında koruma altına alınmış yapılardan biridir,
- UNESCO’nun 2011 tarihli Paris toplantısında kabul edilen «Üstün Evrensel Değer Taşıyan Varlıklar» kriterlerini taşımaktadır:
- Yaratıcı insan dehasının bir başyapıtı olması
- Mimarlık tarihi açısından önemli bir örnek olması
- Birden çok uygarlığın eşi olmayan kültür varlığı olması
- İnsanlık tarihinin önemli bir aşamasını gösteriyor olması.
- Bu önemli eserin özgün kimliği ile geleceğe taşınabilmesi için
- Sürekli bir bakım gerektirmesi
- Bu bakımın uzman ekipler tarafından gerçekleştirilmesi zorunluluğu
- Büyük bir maliyeti gerektirmesi.
- Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ve en fazla gelir getiren müzesi olması.
- Bölgede yeni bir cami için gerçek bir ihtiyaç olmaması. Sultanahmet - Beyazıt bölgesinde yeteri kadar cami var.
Cami olursa neler olur?
Ayasofya’nın cami olması durumunda neler yaşanacağını da değerlendiren Akyürek, öncelikle ziyaretlerin kısıtlanacağını belirtirken, “Yapı içinde ziyaretçiler belli bir yere kadar girebilecek, namaz saatlerinde ziyaretçiler içeri alınmayacak, kadınlardan örtünerek içeri girmeleri istenecek” dedi.
Yine bu adımın eserin özgün tarihsel kimliğine zarar verebileceğini vurgulayan Akyürek, “Bu büyük eserin bazı kısımları görülemez olacak, mermer kaplama zemin halı kaplanacak, duvar resimleri örtülecek” diye konuştu.
Müze için gerekli olmayan ancak ibadet için gereken eklemelerin de yapılmasının gündeme gelebileceğini, bunun da zeminin halı kaplanması, aydınlatma, ısıtma, havalandırma sistemi, ses sistemi, ayakkabı rafları eklemesi anlamına geleceğini dile getiren Akyürek, bir diğer olumsuz etkinin ziyaretçi kaybı ve uluslararası planda kötü bir imaj oluşması olacağını söyledi.