ÇEVİRİ | SBKP Genel Sekreteri: Tam da şu anda durmamız, barış gerekiyor

Rusya'nın Ukrayna operasyonu sonrasında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Sergey Skvortsov'un kaleme aldığı yazıyı soL okuyucularıyla paylaşıyoruz.

ÇEVİRİ: Bahadır Batur

Çevirmen'in notu: Aşağıda okuyacağınız çevirinin yazarı, SSCB'nin çözülüşünden sonra günümüzde de faaliyeti devam eden Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin Genel Sekreteri Sergey Skvortsov'dur. Rusya'nın Ukrayna operasyonunun üçüncü günü olan 26 Şubat'ta yayınlanan SBKP Genel Sekreteri Skvortsov'un yazısı, başlangıçta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in operasyon öncesinde yaptığı ve Sovyetler Birliği tarihini liberal bir şekilde yorumladığı konuşmaya odaklanıyor. Skvortsov yazının devamında operasyonun Rusya ve Ukrayna nezdindeki tepkilerini ele alırken, sonrasında Çin'in Rusya'ya olan etkisi üzerinden Rusya'nın söylem değişikliğine ışık tutuyor. Yazının son kısmında, Batı yaptırımlarının Rusya'ya olası etkileri üzerinde durulurken, Skvortsov bir barış anlaşmasının gerekli olduğunu belirtiyor.

SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri Sergey Skvortsov

Birçok kişinin endişeyle, bir kısmının ise sevinçle beklediği o olay hakikaten gerçekleşti. Putin, 24 Şubat'ta "Kiev rejiminin sekiz yıldır taciz ve soykırımına tabi olan insanları korumak" amacıyla "Ukrayna'yı askerden ve Nazilerden arındırmak" için özel bir askeri operasyon başladığını açıkladı. Putin, "akacak olası kanın tüm sorumluluğunun tamamen Ukrayna'yı yöneten rejimin vicdanında olacağını" söyledi.

Oldukça uzun olan konuşmasının ayrıntılarına girmeyeceğim. Sadece birkaç noktayı işaret edeceğim. Birincil olarak, doğası gereği diplomatik olmadığı açık olan Amerikan karşıtı söylemin dildeki kullanımında keskin yükseliş mevcut: "yalanlar imparatorluğu", "küstah tavırlar", "kindar, aşağılayıcı tutum" ve böyle devam ediyor. İkincil olarak, tarihin bayağı liberal bir tutumla ele alınması. Sanki "SSCB'nin kurulduğu zamanlarda... hiç kimse günümüz Ukrayna'sını meydana getiren bu veyahut şu topraklarda yaşayan insanlara hayatlarını nasıl devam ettirmek istedikleri sormadı" (lakin "bizim siyasetimiz özgürlük üzerine [kurulmuştur]"). Ve Putin, geleneksel Sovyet karşıtı söyleminin takibinde, şimdiye kadar dokunmamaya özen gösterdiği Stalin'e çok garip bir şekilde saldırdı. Putin, Sovyet liderliğine "II. Dünya Savaşı arifesinde saldırganı yatıştırmaya çalışmak"la suçladı.

Rusya liderliğinin Ukrayna'ya yönelik aldığı mevcut önlemlerin önemini ve gerekliliği vurgulamak için Stalin'in "basiretsizliğinden" açıkça bahsedildi. Her ne kadar Putin, Ukrayna'yı yağmalayan ve "esasen dekoratif seçim prosedürleri yoluyla iktidarı elinde tutan" (ki bu noktada akıllara hemen yüzde 146 oy oranıyla kristal berraklığındaki Rusya Merkez Seçim Komisyonu geliyor) halk karşıtı cunta hakkında çok sayıda sert söz söylemiş olsa da, Ukrayna burada çoğunlukla Batı ile ilişkiler bağlamında ele alınıyor: "Siz ve benim Rusya'yı savunmak için başka bir seçeneğimiz kalmadı".

Ve şimdi, bu fırsat gerçekleştiriliyor (neden şimdi hiç de belli değil, çünkü sekiz yıl önce tüm bu sorunları kıyaslanamayacak kadar daha az çaba ve kaynakla çözmek mümkün olabilirdi). Ukrayna ordusunun teyakkuzdaki birliklerinin şu anda Donbass'ta olmasından yararlanan Rusya ordusu, aynı anda birkaç noktadan taarruza geçti. Donbass'ta, taarruzun ağır çarpışmalarla yavaş ilerlediği kaydedildi. Bununla birlikte, güneyde neredeyse hiçbir direnişle karşılaşmayan Rusya birlikleri, Herson'a yaklaştı ve Melitopol'ü ele geçirdi. Kuzeyde Çernobil'deki eski nükleer santralin bulunduğu toprakları ele geçirdiler, Kiev, Sumi ve Çernigov'a yaklaştılar.

Sıradaki ne? Ukrayna ordusunun gücü, Ukrayna'da ilerleyen Rusya Silahlı Kuvvetleri grubunun büyüklüğü ile karşılaştırılabilir. Savaş eğitimi seviyesi, 2014-2015'tekiyle kıyaslanamaz olsa da, çok yüksek değil. Öte yandan, moral seviyesi de o kadar düşük değil - şimdiye kadar toplu şekilde teslim olmadılar ve düzenli Ukrayna ordusu yerine sadece milliyetçi taburların savaştığıyla ilgili söylemler de doğru değil. Silahlara gelirsek, Rusya'nın avantajı kolayca inkar edilemez. 

Genel olarak, bu durum Rusya ordusuna önemli bir avantaj sağlıyor. Neredeyse hiçbir askeri uzman, Rusya'nın askeri zaferi olasılığını konu etmiyor.

Kadim bilgeliğin dediği gibi, savaş politikanın başka yollarla devamıdır. Fakat Rusya liderliğinin hangi gerçek siyasi hedeflere ulaşmak istediği halen belirsiz. Ukrayna için tarafsız bir tutum mu yoksa ülkede gerçekleşecek tam bir güç değişikliği mi? Bu noktada, Moskova makamlarından çelişik sinyaller geliyor.

25 Şubat gecesi Zelenskiy, Ukrayna'nın tarafsızlık statüsüyle ilgili müzakerelere başlamayı önerdi (bu arada, NATO ülkelerinin tüm liderlerini aradığını ve hiç kimsenin Ukrayna'nın NATO'ya kabulü için onay vermediğini ekledi - kimsenin Ukrayna'yı oraya kabul etmeyeceği olgusu hakkında birçok kez yazmıştık). Görünüşe göre Putin'in şart koştuğu ana koşulu, Ukrayna tarafı yerine getirmeye hazır. Ancak birkaç saat sonra, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, askeri operasyonun "Ukraynalıları baskıdan kurtarmak ve kendi geleceklerini tayin etmelerine izin vermek" için gerçekleştirildiğini ve müzakerelerin şartının Ukrayna ordusunun tamamen teslim olması olacağını söyledi.

Bunun hemen sonrasında [Kremlin Sözcüsü] Peskov, Putin'in, Çin basınına göre oldukça sert şekilde askeri operasyona son verilmesini talep eden [Çin Devlet Başkanı] Şi Çinping ile görüşmesinden sonra, Rusya tarafı Ukrayna'nın tarafsızlık statüsünü de müzakere etmeye hazır olduğunu, çünkü silahsızlandırma ve Nazilerden arındırmanın bunun bir parçası olduğunu açıkladı.

Aslında mevcut durumda, Ukrayna'nın tarafsızlık statüsüne ilişkin bir anlaşma, her iki taraf için de en iyi çıkış yolu olabilirdi. Hiç kimsenin Ukrayna'yı NATO'ya kabul etmeyeceği gerçeği artık Ukrayna liderliği tarafından da açık ve bu yüzden de burada kaybedecek bir şey yok. Ancak müzakerelere başlanmasının geciktirilmesi oldukça pahalı olabilir, çünkü Ukrayna ordusu Rusya taarruzunu uzun süre tutamayacaktır.

Barış anlaşması, Rusya liderliği için de uygun olacaktır. Ukrayna Devleti'nin ve Ukrayna ordusunun bir anda kağıttan ev gibi dağılacağı ümidi boşa çıktı; özel bir operasyonun zafere ulaşması oldukça fazla zaman ve çaba gerektirir. Lakin bunu başardıktan sonra dahi, Rusya liderliği çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalacaktır.

Donbass'ta sekiz yıl önce Rus yanlısı hassasiyet hakimken, şimdi ise geleneksel olarak Rusya yanlısı Doğu Ukrayna'da, örneğin Harkov'da, bile durum böyle değil. Moskova (!) Patrikhanesi'nin Ukrayna Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Onufty dahi Rusya'nın operasyonuna karşı çıktı. Dahası, Putin'in aksine her daim karşısında savaştığımız, Ukrayna toplumundaki aşırı milliyetçi, (Ukraynalı Nazi Stepan Bandera'nın ismiyle anılmakta olan) Banderacı duygular, düşmanlıkların başlamasıyla birlikte daha da kabardı.

Diğer taraftan, Ukrayna ordusunun olası yenilgisinden sonra, kaos aynı 2014-2015'ten sonra Donbass'ta olduğu gibi işgal altındaki topraklarda kaçınılmaz olarak hüküm sürmeye başlayacak. Nihayetinde Rusya düzeni sağlamak için yeterince kuvvete sahip değil; ayrıca Ukrayna'nın "askerden arındırılmış" bölgelerini yönetme sorumluluğunu üstlenebilecek yetkin ve güvenilir bir Rusya yanlısı siyasetçi de yok. Gerçekten de Yanukoviç'i getirmeyeceklerdir! Ayriyeten, Rusya liderliğinin insanların hoşnutsuzluğunu gidermek için yeterli parası olmayacaktır - Ukrayna çok büyük. Böylece memnuniyetsizlik yükselecek ve büyük olasılıkla da Rusya'nın kendisinde yayılacaktır.

Askeri operasyonun ilk gününde bile, kendiliğinden protestolar gerçekleşti. Ve sadece Moskova'daki resmi gözaltı sayısına (600 kişi) bakılırsa, oldukça büyük. Ama bu, tabiri caizse, buzdağının görünen kısmı. Askeri operasyon, Rusya toplumunun geniş kesimlerinde de popüler değil. Eğer, resmi sosyolojik araştırmalara göre, hemşehrilerimizin yaklaşık yüzde 40'ı Donbass'tan gelen mültecilerin kabulünü desteklediyse bile, askeri harekata verilen destek doğal olarak bundan çok daha düşüktür.

Yani hükümete bir an için hafifçe yükselen destek, ister istemez tekrardan düşmeye başlayacak. Uzun vadede, buzdolabının doluluğu her zaman televizyonda gösterilenleri geride bırakıyor ve Rusya yetkilileri ne kadar cesur olurlarsa olsunlar, vatandaşlarımızın yaşam standardı Batı yaptırımlarının bir sonucu olarak düşmeye devam edecek ve gerçekten sosyal bir patlamayı tetikleyecek.

Bu yaptırımlara gelirsek, bu sefer sadece sembolik değiller. Örneğin, Rusya'daki hava yolcularının neredeyse yarısını taşıyan uçaklar için teslimatların ve hatta yedek parçaların durdurulmasını ele alalım. Bu sadece bir örnek ve yaptırımların sıkılaşmaya devam edeceği varsayılıyor. Büyük ölçüde Batı ekipmanlarına ve bileşenlerine bağımlı olan Rusya ekonomisi için bu ciddi bir darbe. Aynı zamanda, Çin'den gelecek "ithal ikamesi" umudu da pek gerçekleşmeyebilir. ABD'nin tepkisine boyun eğmek zorunda kalan ve bunun sonucunda endüstriyi tamamen terk eden dünyanın en büyük şirketlerinden birinin, Çin şirketi Huawei'nin hikayesini hatırlayın.

Kabul etmeliyiz ki adil olsa dahi, "güvenlik garantileri" için tamamen gerçekçi olmayan talepler ve şimdi Ukrayna'daki operasyon, Rusya liderliğinin umduğunun tam tersi bir etki yarattı. NATO ülkelerinin ABD'nin çevresinde benzeri görülmemiş konsolidasyonu sağlandı ve Batı'da Rusya kendisini dış politikada neredeyse tamamen izolasyon içinde buldu. Ve Doğu'da, Putin'in Şi Çinping ile yaptığı son görüşmenin en azından Çin Merkez Televizyonu versiyonuna ve Çin bankalarının Rusya enerjisi için yaptığı ödemeleri askıya almasına bakılırsa, durum pek de parlak değil.

Bu bizim durum analizimiz.

Şimdi de bazı sonuçları özetleyelim. Bu operasyonun başlamasından önce, (yakın işbirliği içinde olduğumuz) Tüm Rusya Subaylar Meclisi adına görev almayacağını söyleyen General Ivashov'un tutumuna desteğimizi dile getirdik. Bu bağlamda, bakış açımız değişmedi. En iyi niyet uğruna bile, Rusya birleşik bir Batı ile şu anda yüzleşmeden hiçbir şekilde muzaffer çıkamaz - otuz yıllık "reformların" bir sonucu olarak, ülkemizin ekonomik ve askeri potansiyeli kabul edilemez derecede küçülmüştür. Buradaki kuvvetler son derece eşitsiz. Ayrıca, Rusya'nın oligarşik rejimi, prensipte, Ukrayna halkına özgürlük getiremez.

Sadece benim bakış açımın ona ulaşma olasılığı düşük olduğu için değil, ama aynı zamanda onunla siyasi sorgulamasından ötürü, Putin'e herhangi bir tavsiyede bulunmayacağım. Ama bildiğiniz gibi başkanlar gelip geçer, ülke kalıcıdır. Ve tam da ülkemizin ve halkımızın çıkarları için şimdi durmamız gerekiyor. Rusya birliklerinin elde ettiği başarılar temelinde, yalnızca Ukrayna'nın tarafsızlık statüsü üzerinden değil, aynı zamanda Donetsk cumhuriyetlerinin güvenliği ve hatta belki Kırım ve ona bağlanan kara koridoru üzerinden anlaşmaya varmak oldukça mümkün.

Bir barış anlaşması imzalanması çoğu genç olan Rusya ve Ukraynalı askerinin hayatını kurtarabilir. Ek olarak, askeri operasyonun her günü, Rusyalılar ve Ukraynalılar arasındaki, yeniden canlandırılması uzun yıllar alacak, bir zamanların kardeşlik ilişkisi giderek daha da fazla zehirleniyor.

Pratik açıdan bakıldığında, bir barış anlaşması özellikle Batı'nın yeni yaptırımlarından kaçınılmasıyla, Rusya'yı tam bir ekonomik çöküşten, yaşam standartlarındaki dramatik bir düşüş tehdidinden ve Doğu'daki ortağıyla ilişkilerinin bozulmasından koruyacaktır. Halkımız, liderliğin ihtiyatsız eylemleri yüzünden daha fazla acı çekmemelidir.