Seçim dönemlerinin malzemesi: SGK'yi kim batırdı, kasayı kim boşalttı?

Seçim dönemlerinin polemik malzemesi haline gelen 'SGK'yi kim batırdı' tartışması yeniden alevlendi. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, 16 yıllık AKP iktidarı boyunca oluşan SGK'deki bütçe açığını yazdı.

Türkiye'de seçim dönemlerinin polemik konularından biri de Sosyal Güvenlik Kurumu'nu kimin batırdığı tartışması olageliyor. 

24 Haziran seçimlerine doğru bu tartışma yine alevlendi. 

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki "SGK'yi kim batırdı" tartışmasına, İzmir Tabip Odası üyesi Dr. Ergün Demir ile İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç yanıt aradı. 

İki hekimin yaptıkları araştırmanın sonuçları şöyle: 

AKP hükümetleri döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun mali bütçesindeki açık giderek artmış, gelirleri ve giderleri arasındaki dengesizlik kronik hale gelmiştir. SGK'nin resmi verilerinden de açıkça anlaşılmaktadır ki AKP hükümetleri döneminde yani 16 yıl boyunca bu “açık” toplam 301 milyar TL’yi bulmuş ve Cumhuriyet döneminin tarihi "açık" rekorunu kırmıştır.

Sistemi bu hale getiren siyasetçiler, kendi sorumluluklarını gizlemek ve seçim dönemlerinde oy avcılığı için SGK'yı siyasi emellerine malzeme yapmaktadırlar.

AKP’ye yandaş medya, yıllar önce bir dershanede emekli 10 öğretmenin sosyal güvenlik destekleme priminin yatırılmaması sonucu verilen para cezasını ve cezanın yatırılmasını siyasi manşet yaparak eski defterleri açmak istemektedir. 

Oysa eski defterler açmak yerine Sayıştay raporunda tespit edilen görüşler üzerinden halen ve sürekli olarak SGK’nin prim ödemelerini tahsil etmeyerek yandaş sermaye kaynak aktaran ve kurumu siyasi malzeme yapanlara sormak gerekiyor;

KİMLER KORUNUP KOLLANIYOR?

Sosyal Güvenlik Kurumuna ait 2016 yılı Sayıştay denetim raporunda;

  • SGK’nin 120.881.377.222 TL tutarındaki toplam alacaklarını muhasebeleştirilmediği ve kayıt altına alınmadığı,
  • İcra takibindeki toplam 45.160.497.222 TL tutarındaki Kurum alacağının mali tablolarda raporlanmadığı,
  • İcra takibinde bulunan kurum alacaklarından 11.296.092.294 TL kısmın tebliğ edilmediği görülmüştür.

SGK’nin mali gelir gider dengesinin giderek bozulması ve böylece finansman açığının tarihi zirve yapmasına rağmen, SGK’nin 2016 yılı toplam gelirinin yüzde 47’sine denk gelen 120,8 milyar TL (eski para ile katrilyon) tutarında alacağın neden muhasebeleştirilmediği ve kayıt altına alınmadığını, icra takibindeki kurum alacağının mali tablolarda neden raporlanmadığını, icra takibindeki hangi işletmelere tebliğ yapılmadığı açıklanırsa kimlerin korunup kollandığı ortaya çıkacaktır.

SGK'Yİ KİM BATIRDI, KASAYI KİM BOŞALTTI?

Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın miting konuşmalarında ve yandaş medyada, “CHP liderinin genel müdürlük yaptığı 92-99 yılları arasında SSK 1 milyar lira zararla Türkiye’nin en batık kurumu haline getirdiği, dolu aldığı kasayı kısa sürede boşalttığı, CHP adayı Muharrem İnce’nin yıllar önce müdürlüğünü yaptığı bir dershanede çalışan emekli 10 öğretmenin sosyal güvenlik destekleme priminin yatırılmaması sonucu verilen 66 bin TL (o dönemdeki miktar) cezayı taksitle ödediğinin” belirtildiği görülmüştür.

1- Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi rakamlarındaki gerçekler:

  • Sosyal Güvenlik Kurumu toplumun tüm kesimlerinin hastalık, işsizlik, yaşlılık, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla yükümlü olup; en yüksek bütçeli kurumlardandır.
  • SGK'nin resmi verilerinde de görülmektedir ki; AKP hükümetleri döneminde (2003-2017) SGK’nin gelir- gideri arasındaki dengesizlik kronik hale gelmiş ve parmak hesabı ile toplam (302.000.799 TL) 302 milyar TL "açık" oluşmuş ve tarihi rekorunu kırmıştır.
  • Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlük yaptığı 92-99 yılları arasında ise SSK’nın toplam açığı 2 milyar TL dir.

  • Kurumun mali bütçesindeki bu açığa esas olarak genel müdürler değil, hükümetlerin belirlediği politikalar ve uygulamalar yol açmaktadır ve sorumluluk siyasi iktidara aittir.
  • Yoksa SGK’ye açık verdiren ve böylece çöküşüne (!) yol açan mevcut SGK Başkanı'nın Şanlıurfa’dan AKP’den milletvekili adayı olması tesadüf mü?

2- Sağlık ve sosyal sigorta alanlarında mevzuata uygun olmayan işlemleri tespit etmek, suiistimaller ve usulsüzlükler ile mücadele etmek, hiç ayrım yapmadan cezai işlem uygulamak Sosyal Güvenlik Kurumunun görevidir.

Yıllar önce bir dershanede emekli 10 öğretmenin sosyal güvenlik destekleme priminin yatırılmaması sonucu para cezası verilmesi ve cezanın tahsil edilmesi doğru bir uygulamadır. Ancak pireyi görüp deveyi görmezlikten gelinemez.

SGK’nin 2016 yılı toplam gelirinin yüzde 47’sine denk gelen 120,8 milyar TL (eski para ile katrilyon) tutarında alacağının neden muhasebeleştirilmediği ve kayıt altına alınmadığını, icra takibindeki kurum alacaklarının mali tablolarda neden raporlanmadığını, icra takibindeki hangi işletmelere tebliğ yapılmadığını AKP Lideri miting meydanlarında açıklamalı ve yandaş medyada bunu manşet yapmalıdır. 

NEDEN SOSYAL DEVLET KONUŞULUP TARTIŞILMIYOR?

Yapılması gereken; suistimalleri ve usulsüzlükleri kanıksamamak, üzerini örtmeden mücadele etmek ve doğru bilgiyi kamuoyuyla paylaşmaktır.

Sistemi bu hale getiren AKP Genel Başkanı kendi sorumluluklarını gizlemek ve sosyal devleti konuşmamak için SGK'yi demagojisine malzeme yapmaktadır.

Sosyal devlet anlayışına sahip ülkelerde sosyal güvenlik politikalarında esas öncelik; yurttaşların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri ve işsizlik ile yaşlılık durumlarında gelir güvencesine sahip olmalarının sağlamaktır.

Eğer AKP’nin bu politikalara artık “TAMAM” denmez ve bu süreç böyle devam ederse korkarız ki emekli maaşlarının düşürülmesi, sağlıkta cepten ödemelerin artırılması, Genel Sağlık Sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı sağlık sigortası için ek finansman çıkması, ithal ve hayati öneme sahip ilaçlara ulaşılamaması gündemimizde yer alacaktır.