21. yüzyılın sekizinci yılını da geride bıraktık. Neo-liberal odakların insanlığın son durağı nitelemeleri ile yücelttiği Küresel Kapitalist düzen bünyesinde taşıdığı tüm zafiyetleri ile derin bir krizle 2008&rsquoi noktaladı. Son dönemde, Tinbergen, Krugman, Stiglist vb. gibi klasik ekolden gelen iktisatçıların, felaket tellallığı yaparcasına öngördükleri bir kriz olmanın ötesine taşan bir iktisadi bunalımın işaretleri artık açıkça görülüyor. İdeolojilerin öldüğünü buyuran ultra-aydınlardan, sözde bilim adamlarının kehanetlerinden bugüne gelmemiz de önemli bir nokta. Birkaç yıl önce &ldquoMarx&rsquoın Hayaleti&rdquo temalı kapağı hazırlayan Alman dergisine gülenler, herhalde şimdi düşünmekteler. Daha dört ay önce kendisine &ldquoMarx&rsquoın yaklaşımı doğrulanıyor mu?&rdquo diye soran Alaton&rsquou komiklikle suçlayan ABD&rsquoli CEO şu anda acaba ne yapıyor. Oya Baydar&rsquoın &ldquoÜtopya&rdquomız diye özlemle altını çizdiği erek yeniden yeşeriyor. Ne diyelim, günümüzün en yaygın deyişiyle: &ldquoHamdolsun, bugünlere de eriştik&rdquo
Her yılbaşına yakın bazı müneccimler ortaya çıkar. Yılın, yakın geleceğin falına bakarlar. Ne yazık ki müneccimlerin rehberi yıldız çizelgesi bu yıl yeni bir takım yıldızla tanıştı. Müneccimbaşı önde olmak üzere tüm falcılar apışıp kaldı. Eski çok bilmiş edalarını sergileyemediler. Eveleyip, gevelediler. 
Ama ekonomi ve tarih bilimi yakın geleceğimizi kestirmemize bir ölçüde izin veriyor. Önümüzdeki yılların çetin virajlarını görebiliyoruz. 2009 ve sonrası için bu bağlamda bir öngörüyü de işaret edebiliriz. Ne var ki yakın geleceğin öngörüsünden önce yazımın başlığında yer alan &ldquoOkyanus ve Mezarlık&rdquo sözcüklerini açıklamam gerekir. Bu başlığı ben Sovyetler Birliği'nin ünlü Dışişleri Bakanı Gromiko&rsquonun yenilerde Yazılama Yayınevi tarafından yayınlanan anılarından esinlenerek kullandım. Groniko, ABD Dışişleri Bakanının daveti ile katıldığı bir deniz gezisinde, Bakanın kendisine gösterdiği Wall_Street&rsquoi (Küresel Kapitalizmin kabesi Newyork Borsası) şöyle tanımlar: Önü uçsuz bucaksız Okyanus&rsquoa, arkası ise Mezarlığa bakıyordu. Her açıdan aç gözlü, yağmacı, doymak bilmeyen, kârı için her türlü insanlık suçu işlemekten yüksünmeyen bir düzeni böylesine tanımlamak, kanımca, her babayiğidin işi değildir. Açgözlü genleşmesi ve ölümcül, bulaşıcı hastalık haline gelen eylemleri ile Küresel Kapitalizm emekçiler, ezilenler, küçük üreticiler üzerine çökmüş bir kara vebadır. Son yirmi beş yıl süresince meydana gelen 130&rsquoa yakın finansal kriz daha çok aç, daha fazla işsiz yaratmıştır. Bir salgın hastalık gibi yayılmaktadır, sınırsız bir genleşme hırsıyla her kâr noktasına saldırmaktadır. Kullandığı iki temel araç vardır: Piyasa ve Para. Her ikisi de küresel çapta genleşiyorlar. 
Dünya ekonomi tarihi yerelden küreye doğru genişleyen bir piyasalar tarihidir. İnsanların diline ilk çağlardan bu yana yakışan özgürlük türküsü yalnızca piyasa için gerçekleşmiştir. Siyaset alanından düşünceye doğru sıralanan serbesti özlemi tam boyutuyla piyasa için geçerlidir. Bunu göremeyen Hasan Cemal vb. gibi ultra-liberal sapkınlar piyasa ile demokrasi arasında özdeşlik kurma aymazlığını da marifetmiş gibi savunurlar. Her fırsatta yazdığım, söylediğim, gibi sermaye birikiminin ilk adımını atmasından bu yana &ldquoPiyasa Kitabi mukaddes olmuş, para ise tanrılaştırılmıştır&rdquo, Lidya&rsquonın ilk sikkelerinden, antik Yunan ve Roma paralarına hep tanrı figürleri darbedilmiştir.
1900&rsquolü yıllarda Venedik&rsquote başlayan sermayesel genişleme, Cenova, Flaman, Londra, Boston, Newyork ve son noktada Kaliforniya odağına dek sürekli yayılmış, nihai aşamada küreselleşmiştir. Yeni pazarlar, yani sömürü alanları bulma amacıyla genleşen sermaye 1970&rsquoden sonra finansal genleşmeyle daha bir ustalaşmış, daha bir fetihçi olmuştur. Piyasanın ultra-liberal sınır tanımazlığa, kuralsızlığa doğru adım adım genleşerek uzanmasının yanı sıra para&rsquoda kendi zincirlerini kırarak çoğalmaya başlamıştır. Para açısından en önemli zincir altın standardıydı. 1960&rsquoların başında bu zincir koparıldı. Bu karar altından sonra rezerv olarak kullanılma özelliğine sahip Dolar, Euro vb. gibi paralara güç kazandırdı. Söz konusu paraların matbaasına sahip olan ülkeler daha bir egemenleşip, pervasızlaştı. Son yirmi yılın fon piyasaları ile yaratılan türev paralarda aynı yolu izledi. Açığa satışlarla genleşti. Tam anlamıyla &ldquoDamdaki Deli&rdquo çılgınlığında bir yapay refah yaratıldı. Gerçek değeri (a) olan bir fondan (100a), (1000a) vb. gibi türev paralar ortalığı kapladı. Laboratuar simyacılığından finansal simyacılığa terfi edildi&hellip.Derken bu &rdquoaltın zincir&rdquo koptu. Bankalar, fon yöneten şirketler iflasın eşiğine geldi. Reel sektör diye bilinen kesim dara düştü. İmdat çığlıkları ortalığı kapladı. Bulunan çözüm ise trilyonlarca dolar likit parayı bunlara akıtmak şeklinde özetlenebilir. Yani, bir çeşit genleşme şırıngası. Yeni krizlerin üreticisi.
2009&rsquoun &ldquoVampirler&rdquo çağının başlangıcı olacağını söylemek yanlış olmayacak. Günümüzün &ldquoDrakula&rdquosı ABD, AB &lsquode odaklaşan sayıları yüzü bile bulmayan ultra-şirketler silah vb. sanayileri, petrol, finans vb. tekelleri başta Pentagon olmak üzere tüm güçlere, gizli istihbarat ağlarına egemenler. Bu odak, çevredeki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin can damarlarını emmek için yeni yöntemler geliştirecekler. Finans ve tüketim edimleri bu bağlamda merkez odağa yönelecek. Eskiden çok yakındığımız &ldquoemme-basma tulumba&rdquo daha bir etkinleşecek. Ne ki bu da fayda etmeyecek. O zaman küresel faşizmin adımı atılacak NATO, CIA, ABD ve AB&rsquonin çekirdek ülkeleri bu yönetimin tuğla taşlarını döşeyecekler. Hukuki düzenlemeler bu gelişime uygulanacak. Sanırım bugünden öngörülebilecek tablo bu.
Fakat başta ABD olmak üzere böyle bir küresel dikta düzenini yaratabilecek güçlerin soluğu 2050&rsquoli yıllara pek erişemeyecek. Gittikçe, yoksullaşan, ufalanan, ezilen, aşırı sömürülen, &ldquoyeni esirler&rdquo diye adlandırabileceğimiz ulus devletlerin ve de halklarının başkaldırısı gecikmeyecek. İnsanların en küçük hücresine kadar uzanan bu açgözlü istilaya dur denmeye başlanacak.Ucuz emek-tefecilik-yağma-kan emiciliğe dayanan bir düzenin yaşama olanağı sınırlıdır. Tarihi doğru okursak bunu saptarız. Geleceğin tarihi de Marx ve ardıllarının öngördüğü yönde yürüyecektir. 2009 yılının tek kazancı da bunu kestirmek olacaktır. İdeolojiler ölmemiştir ve Marx&rsquoın öngörüsü adım adım gerçekleşmektedir. Okyanus&rsquou zaptetmek isteyenlerin mezar taşları şimdiden yazılmaktadır.