Köpeksiz köyde değneksiz gezenler…

Türkiye’de egemen siyasetin yarattığı kültür sermayeye de nüksetmiş durumda. Sanayici, Başbakan Erdoğan gibi konuşuyor, onun gibi davranıyor.

Başbakan örneğin “Ergenekoncu” diye çattığı askerin ertesi gün hastanede elini tutup poz verebiliyor. Bir gün “Kürt sorunu yoktur” deyip, ertesi gün “Kürt sorununu ancak ben çözerim” diye buyurabiliyor.

Şimdi bu tarzı patronlarda da görmeye başladık. Koca koca şirketlerin yetkilileri önce “zarardayız” gerekçesiyle işçi çıkarıp, ardından “kâr ve satış rekorları kırdık” diye açıklamalar yapabiliyor.

Özellikle otomotiv patronları bu ikiyüzlülükte birbirleri ile yarışıyorlar. Yarışta birinciliği ise Tofaş kimseye bırakmıyor.

Tofaş 26 Aralık 2012 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP), yıl sonu envanter ve bakım çalışmaları nedeniyle üretime iki hafta ara vereceğini, 7 Ocak 2013 tarihinde ise üretime yeniden başlayacağını duyurdu. Bu şekilde zorunlu izne çıkarılan işçilere, yeni yılın ilk günlerinde işten çıkış tebligatları ulaşmaya başladı. Tebligat zarfları evlere ulaşırken Tofaş KAP üzerinden ikinci bir duyuru daha yaptı. Duyuru aynen şöyleydi: "Şirketimiz, 2012 yılında Avrupa ihraç pazarlarında görülen zayıf talebin 2013 yılında da devam etmesinin beklenmesi nedeniyle 07.01.2013 tarihinden itibaren üretimde 2 vardiya düzenine geçecektir”. 7 Ocak günü geldiğinde tam 801 işçiye işbaşı yaptırılmadı.

Aradan bir ay geçti geçmedi, şirket 2012 yılı sonuçlarını açıkladığı bir toplantı düzenledi. Toplantıda, pazar payının yüzde 10 daralmış olmasına karşın otomobil ve hafif ticari araç satışında tarihin ikinci büyük rekorunun kırılmış olduğu, 6,7 milyar liralık satış geliri, 448 milyon liralık net kar elde edildiği ve bu süre zarfında 96 milyon avroluk yatırım yapıldığı açıklandı.

Rakamlara, 2013 yılına dair beklentiler de eklendi. Tofaş’ın üst yöneticisi, önümüzdeki yıl boyunca 270 bin adet araç satışı ve 130 bin avroluk yeni yatırım hedefini böbürlene böbürlene anlattı.

Sanki bir ay önce yaptıkları açıklama hiç yapılmamış, 801 işçi işten hiç çıkarılmamış gibi…

Hani 2012 yılında talep zayıftı? Hani 2013 yılında da bu durum devam edecekti ve bu yüzden 801 işçi işten çıkarılmıştı?

Zayıf taleple geçen yılda milyonlarca liralık kâr nasıl olmuştu? Aynı talep risklerini barındıran yeni yılda milyonlarca avro yatırım nasıl hedeflenebilirdi?

Ülkedeki egemen siyasetin tarzının sermaye kesimindeki güçlü tezahüründen olsa gerek, işçilerin çıkış tebligatlarındaki mürekkep henüz kurumadan, tüm gerekçelerin aslında birer yalan olduğunu gösteren açıklamalar yüz kızarmadan yapılabiliyor.

Sadece Tofaş’ta değil, Ford, Renault, Toyota başta olmak üzere otomotiv üreticilerinin tamamı bu politikayı uyguluyor. Onlar 2012 yılını büyük kârlara kapattılar ve yüzlerce işçiyi işten çıkardılar.

Erdoğan kendisini nasıl siyaseten mutlak hâkim olarak görüyorsa, otomotiv patronları da sektörde kendilerinin mutlak güce sahip olduklarını düşünüyorlar.
Çünkü bugüne kadar her istedikleri oldu.

Daha geçtiğimiz haftalarda otomotiv patronlarına, en avantajlı teşvik kalemlerine sahip olan 6.bölge imkânları sağlandı. Ayrıca yaptıkları yatırım harcamalarının neredeyse tamamını devletten karşılayabilme olanağına sahipler.

Ama asıl rahatlık, kendi fabrikalarında çalışan on binlerce otomotiv işçinin sessizliğinden kaynaklanıyor. Türkiye’de otomotiv patronları işçileri, bir yandan dönem dönem kapı önüne koyarak, diğer taraftan 33 yıldır besledikleri sarı sendika ile terbiye ediyorlar.

Kısacası otomotiv patronları köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar.

Madalyonun bir yüzünde bu var.

Diğer yüzünde ise otomotiv işçilerinde içten içe biriken büyük bir hoşnutsuzluk var. Sürekli eriyen ücretler, ağır çalışma koşulları, patron-devlet-sarı sendika üçgeninin tahribatı ve bu üçgende sürekli itilip kakılma durumu bu hoşnutsuzluğun nedenlerinden bazıları. Ve bu hoşnutsuzluk birikmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Bosch ve Renault işçilerinin hareketlenmesine neden olan tam da bu hoşnutsuzluk idi.

***

Köpeksiz köyde değneksiz gezen kişi, karşısında birden bire bir köpek gördüğünde ne yapacağını şaşırır.

İşçilerin içinde bulundukları hoşnutsuzluğa karşı arayışlarının alttan alta sürmesi, köpeğin köye geri dönme ihtimalidir.

Otomotiv patronları işte buna hiç hazırlıklı değiller.

O yüzden, köye köpek bir geri dönerse, bütün işler karışacak.

[email protected]