İzmir'de tarım alanları tehlikede: 33 yeni jeotermal kaynak sahası

Ege Çevre ve Kültür Platformu, İzmir Valiliği tarafından 33 yeni jeotermal kaynak sahasının açılmasına karşı açıklama yaptı. Açıklamada, İzmir’in yüz ölçümünün yüzde sekizine denk gelen bir alanı kaplayan jeotermal arama ve işletme alanlarının ihalesinin, tarım yapılan bölgelere ve tarım ürünlerinin geleceğine zarar vereceği vurgulandı.

soL - Haber Merkezi

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), İzmir Valiliği tarafından 14 Kasım’da 33 yeni jeotermal kaynak sahasının açılmasına karşı eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı.

İzmir Ticaret Gazetesi'nde yayımlanan ve Kınık, Bergama, Kemalpaşa, Menemen, Dikili, Tire, Torbalı, Urla, Kiraz, Ödemiş, Bayındır, Gaziemir, Seferihisar, Karaburun, Çeşme ile Aliağa olmak üzere 16 ilçeyi kapsayan ilanda, yaklaşık 95 bin 330 hektarlık sahanın kiraya verileceği söylendi.

'TARIM ALANLARI ETKİLENECEK'

İlanda belirtilen alanların, Ege Bölgesi’nin verimli tarım alanlarının bulunduğu veya etki alanında kalacak sahaları olduğunu belirten EGEÇEP eş sözcüsü Alime Yalçın Mitap, İzmir’in yüzölçümünün yüzde sekizine denk gelen bir alanı kaplayan jeotermal arama ve işletme alanlarının ihaleye çıkarıldığını söyledi.

Söz konusu arama ve işletme faaliyetinin, Ege Bölgesi’nin geleneksel tarım ürünleri olarak bilinen ve büyük oranda ihraç edilen incir, üzüm, zeytin ve kestane gibi birçok ürünün geleceğini tehlikeye atacağını da hatırlatan Mitap, koyun ve keçi sütüne dayalı süt ürünlerin üretildiği bölgelerin de olumsuz etkileneceğini belirtti. Mitap söz konusu alanlarda bulunan zeytinliklerin, coğrafi etikete konu olmuş, hurma zeytin, enginar ve nergiz çiçeği gibi tarımsal ürünler olduğunu söyledi.

'YATIRIM PLANI BELİRSİZDİR'

İzmir Valiliği'ni ihalenin iptaline çağıran aksi halde konuyu yargıya taşıyacağını duyuran EGEÇEP'in açıklamasında yer verilen gerekçelerin bir kısmı şöyle:

  • Jeotermal enerji ile elde edilebilecek sondaj yatırım planı ve ısı derecesi belirsiz ve bilimsel dayanaktan uzaktır.
  • Sondaj derinliği belirsizdir ve maliyet hesabı da rasyonel değildir.
  • Arama-sondaj çalışmaları esnasında sıyrılacak bitkisel toprak miktarının belirsizliği ve buna benzer pek çok konuda tarıma ve çevreye etkileri yönünden, İzmir Valiliği tarafından İzmir halkına somut bir taahhütte bulunulmamıştır.
  • Bu alanlarda jeotermal sıvının çıkartılması ve enerji üretim amaçlı kullanılması durumunda yöredeki bitki örtüsüne, canlılara ve tarım sektörüne önemli çevresel etkisinin olacağı, gürültü ve kükürt dioksit kaynaklı koku kirliliği oluşacağı, turizmin olumsuz etkileneceğinin dikkate alınmadığı görülmüştür.

Basın açıklamasına İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Çeşme Kent Konseyi Ekoloji Platformu, ÜZÜM-SEN, Karaburun Kent Konseyi, Ödemiş Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi, Tüm Köy Sen, Ege 78’liler Derneği gibi kurumlar da destek verdi.