Yıldıray Oğur’un cesur savcısı

“Bundan dört yıl önce, bir savcının 33 yıl önce dokunup yandığı şeye elini uzatmaya cesaret edecek başka bir savcı aranıyordu.

“Kendini değiştirmek isteyen bir devlete yardım edecek bir savcı. Askerle, hükümetle, medyayla karşı karşıya gelmeyi kaldırabilecek bir savcı…

“Peki kimdi bu dokunulamayanlara, hatta dokunulması teklif dahi edilmeyeceklere dokunan savcı?

“Savcı Zekeriya Öz’ün ikna etmesi gereken iki mahkeme oldu hep.

“Biri, ‘Bizden onlardan’ diye bölünmüş normal mahkemeler.

“Diğeri her dalgadan sonra gazete ve televizyonlarda kurulan ‘tanırız, kesin yapmıştır/yapmamıştır’ mahkemeleri.

“Referandumda ‘yargı bağımsızlığı elden gidiyor’, ‘AKP kendi yargısını yaratıyor’ diyenler muhtemelen bugün Savcı Zekeriya Öz’ün yeni HSYK tarafından soruşturmadan alınmasına bir şey demeyecek. Ergenekon davasını destekleyenler ise şimdiden ‘esas adam o değildi zaten’ demeye başladı.”

Bunlar, Yıldıray Oğur’un 31 Mart 2011 tarihinde Taraf gazetesindeki köşe yazısından parçalar.

Oğur, Zekeriya Öz’ü öyle bir kahramanlık mertebesine yükseltiyordu ki, faşistlerce katledilen Savcı Doğan Öz’le kıyaslıyordu.

Aradan zaman geçti.

Yıldıray Oğur, Cemaat’in Taraf’ını bıraktı, AKP’nin Türkiye’sine geçti.

Şimdi ver ediyor Cemaat’in paralel yapılanmasına…

Hani birileri şimdilerde AKP-Cemaat kapışmasında taraf tutmaya kalkıyor ya…

Dünü unutmuş olmalılar.

Tutulacak “taraf” yok o kavgada, onlar zaten aynı taraf.