Diktatörü, bakanları, diğer zevatı sürekli üstü kapalı biçimde bunu dile getiriyor: “Müslüman adam hiç bunları yapar mı!”
Dün bu saçmasapan mantığın en uç örneğini, Star’da Fehmi Koru yazdı.
“Hiç zorlamayın, i-nan-mam” başlıklı yazısında şöyle diyor: “Tayyip Erdoğan gibi birinin, oğlunu ve kızını da işin içine karıştırarak, kişisel zenginleşmek için, hangi ad altında olursa olsun Beytülmâl’e el uzatacağına, hırsızlık malını evinde, başka yerlerde, içerideki veya dışarıdaki bankalarda istif edeceğine inanmıyorum... Kayıt altına alınmış seslerini onların seslerine benzettiğim halde inanmıyorum... Yarın, o seslerin ‘montaj’ olmadığına dair bir rapor da çıksa yine inanmakta zorlanırım...”
Kayıt çıksa, gerçek olduğu kanıtlansa bile inanmayacakmış!
Üstelik, Fethullah Gülen’in de “kötü şeyler” yaptığına inanmıyor. Gerekçesi daha net bu defa, “din alimi” diyor: “Fethullah Gülen gibi bir din âlimi de, Kur’an’ın ‘başkalarının özeline burnunuzu sokmayınız’ anlamına gelen ‘Tecessüs etmeyiniz’ (Hucûrat: 12) emrine muhalif hareket etmez başkalarının özel hayatını dikizletmez, gizlice öğrenilenleri kem gözlerin önüne sunmaz, şantaj yapmaz ve yaptırmaz, gözdağı ve baskıyla sonuç almaya kalkışmaz...”
Bir de kalkmış, “İnanan insan da sonuçta insandır ve günah işleyebilir ancak işlenecek günahın da bir sınırı var...” diyor.
Ulan cami imamının, kız kardeşini eve kapatıp tecavüz ettiği ülkede bu laf edilir mi!
Korkuları, karşılaştıkları krizin Erdoğan veya AKP’nin değil, siyasal İslam’ın krizi olduğunun farkında olmalarından. Dertleri bu.
Ama kurtuluş yok: Bu halk, Haziran’da o projeyi külliyen toprağa gömdü.
Bitti o iş.