Gülen cemaati 'projeleri' için kapı kapı dolamış!

Fethullah Gülen cemaatinin temsilcilerinden olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, patronlar ve cemaat ilişkisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeşil, "hizmet”in projeler kapsamında Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı ve Ali Sabancı gibi isimlerin kapılarını çaldığını söyledi.

Cemaatin bilinen yüzlerinden olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, T24'ten Hazal Özvarış'a açıklamalarda bulundu.

Yeşil, "hizmet”in projeler kapsamında Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı ve Ali Sabancı gibi isimlerin kapılarını çaldığını söylerken, Ahmet Şık'a da "Gelsin bizimle söyleşi yapsın, cevaplarını verelim" çağrısı yaptı.

İşte Yeşil'in yanıtları:

- Tüm bu projeler hayli yüksek bütçe de gerektiriyor. GYV'nin bütçesi ne?

Rakam olarak yıllık yaklaşık proje giderimiz 2-4 milyon civarında. Bunların her biri için işadamları ile görüşüyoruz bazılarını birini, bazılarını diğerlerini alıyor. İşadamlarına diyoruz ki, "Bu proje 300 bin lira, var mısınız?"

- Peki bu işadamları sadece TUSKON üyesi mi, yoksa TÜSİAD'dan isimler de var mı?

Her kesim olabiliyor. Bizim hiçbir çekincemiz yok.

- Örneğin, Mustafa Koç kapısını çaldığınız bir isim mi?

Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı, Ali Sabancı gibi isimlerin kapısını çalarız.

- Çalar mısınız, çaldınız mı?

Çaldık.

- Sonuç ne oldu?

Görüşmelerimiz devam ediyor. Neticede, bu projeler tüm dünyayı ilgilendiren projeler ve bu ülkede yaşayan herkesin bu projeleri duymaya hakkı var.

- Peki, "AKP-Gülen cemaati hattı gergin" algısı işadamlarının size temkinli yaklaşmasına neden oluyor mu?

Biz öyle bir şey sezmedik.

Pennysylvania’da dinlenmelere karşı tedbir alma zarureti yok
Dinlemelere ilişkin soruları da yanıtlayan Yeşil, "Pennysylvania’da dinlenmelere karşı tedbir alma zarureti yok" dedi.

- Söyleşiye başlamadan soralım, Gülen cemaati bünyesinde de böcek araması yapıldı mı?
Biz, halka açık hizmet veren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Buranın, böcek konup dinlenecek kadar önemli bir yer olduğunu düşünmüyorum.

- Konsa da sorun olmaz mı?
Tabii. Burada sivil toplumla alakalı çok farklı kesimlerden gelen kişilerle farklı projeler ve meseleler konuşuluyor. Burası ne ev gibi mahrem, ne de memlekete dair sırların mevzubahis olduğu kritik bir yer. Burada konuştuklarımız zaten daha sonra kamuoyuna bir şekilde yansıyor. Ama insanlar, serbest konuşma ortamlarında söylediklerini bazen dostunun bile duymasını istemeyebilir insanları dinlemek hakikaten yakışık alan bir şey değil.

- Fethullah Gülen’in de ortam dinlemelerinden rahatsız olduğunu DGM döneminde yargılandığı zaman avukatlarının yaptığı açıklamalarda öğrenmiştik. Gülen’in kaldığı evde böcek kontrolü yapıldı mı?
Hocaefendi’nin böyle bir şey yaptırıp yaptırmadığını bilmiyorum. Ama özellikle de Amerika gibi bir yerde dinlemek için böceğe ihtiyaç duyulduğunu zannetmiyorum. Dolayısıyla “Böcek yoksa dinlenmiyor, böcek varsa dinleniyor” gibi bir durum söz konusu değil artık. Ama dinlenme endişesi herkesi rahatsız eder mi, eder. Sonuçta, şeffafiyet hareme kadar her şeyi ortaya dökmek demek değildir.