Güya Barış Planı’nın amacı?

ABD yönetimi, daha önce içeriğini sızdırdığı, fakat bütününü yayımlamayı İsrail’de 3 Mart’ta yapılacak seçimlerde Netanyahu’nun siyasi rakibi Gantz’ın seçimlere siyasi müdahale olacağı gerekçesiyle itirazı nedeniyle ötelemişti, ancak geçtiğimiz hafta Gantz’ın itirazını kaldırması ile Trump yönetimi güya “barış planı”nı 28 Ocak’ta duyurdu.

“Refah İçin Barış: Filistin ve İsrail Halklarının Refahını Yükseltecek Vizyon” başlığı ile, günlük kullanıma “Yüzyılın Barış Planı” adıyla sürülen, siyasi ve iktisadi konuları içeren iki bölüm halinde toplam 181 yansı ile duyuruldu.

İsrail tarafı, planı birlikte hazırladıkları için desteklerken, Filistin tarafı tamamen dışlandığı ve bu sürece dahil olmanın bedelinin ağır olacağını bildikleri için, haklı olarak, sözü edilen planı hiçbir sürece dahil olmadan, baştan reddetti.

Arap Birliği, Filistin’in girişimi ile toplanıp, planı reddetti. Avrupa Birliği ve onun önemli üyeleri ve Türkiye dahil çok sayıda ülke yönetimi söz konusu planın BMGK kararlarına aykırı olduğuna dikkat çektiler, ancak ABD yönetimi bunların hiçbirini dikkate almadı.

Bu, emperyalizmin alanı boş bulduğu, karşı koyacak alternatif bir sistemin mevcut bulunmadığı bir ortamda yapılan fırsatçılıktır. Bu plan şaşırtıcı değildir, emperyalizm klasiklerinden bir tanesidir.

Sonda söyleyeceğimizi baştan koyalım, bu Güya Barış Planı Filistin halkını zora sokmayı hedeflemektedir. 

Güya Barış Planı’nın üzerinden hızla gidelim. 

Öncelikle şu genel tespitleri, ki bunların çoğu plana dair ilk bilgiler sızdırıldığından beri pek çok aydın tarafından dile getirilmekteydi, yapmakta fayda var.

Güya Barış Planı 

- İsrail’in güvenliğini merkeze almaktadır.

- Suriye’nin zayıflatılmasını fırsat olarak değerlendirmektedir.

- ABD yönetimi, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu, Golan tepelerinin İsrail’e ilhak edildiğinin Filistinliler tarafından da kabul edilmesini şart koşuyor.  

- Geçmişte eşik olarak kabul gören “İki Devletli Çözüm” önerisini yok saymak için bu planla onu yapısızlaştırıyor.

- Daha vahimi, Filistinlileri ülkesiz ve topraksız halk haline getirecek öneriler barındırıyor. Filistinlilere, önce adı konmamış azınlık, bir süre sonra eriyip kaybolmalarına yol açacak statüsüz bir konum öneriliyor.

- Filistin halkı üniter İsrail devletinin inayetine terk ediliyor.

- Bunların karşılığında Filistinlilere ve Mısır’a mali destek -“rüşvet”– öneriliyor. 

- Arap burjuvazisine istikrar vaat ediliyor.

- Planı hazırlayanlar dört yıllık bir süreç içinde Filistin halkının bu sürece yakınsanacağını bekliyorlar.

1980’lerin ikinci yarısından itibaren emperyalizm Filistin halkını yalnızca coğrafi olarak değil, ideolojik bakımdan da bölüp parçalara ayırdı. Seküler kanat zayıflatıldı, İslamcı kanat terörle ilişkilendirildi. İki kanat arasında yaşanan gerginlikler ve çatışmalardan başta İsrail olmak üzere bölgesel aktörler ve emperyalizm nimetlendi.  

Güya Barış Planı’nın sunduğu mali destek -“rüşvet”- Filistin halkının zeminini iyice kayganlaştırabilme potansiyeline sahip. 

İslami duyarlılığı olduğunu iddia eden bölgesel güçlerin ve Filistin ve çevre ülkelerdeki Arap burjuvazisinin Güya Barış Planı çerçevesinde sunulan mali desteğe -rüşvete- tevessül etmeleri ve/veya Filistin halkını bu yönde teşvik etmeleri veya Filistin halkını buna maruz bırakmaları çok büyük bir hata olur. Gelecek dört yılda bütün bunların sınanacağını söylemek falcılık değildir.

Hatırlatalım, deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.