Solcu

Kavramların içeriği epey değişti. Şimdilerde laiklere, CHP'lilere, cumhuriyetçilere, Kemalistlere de solcu deniyor. Bir biçimde doğru olabilir.

Ancak ben burada daha dar ve doğru anlamıyla kullanacağım bu kavramı: Solcu toplumsal gerçekliği sınıfsal perspektiften değerlendiren, çağdaş toplumda işçi sınıfı ile burjuvazi karşıtlığını gören, temel mücadele dinamiğini bu ilişkide arayan ve sınıf mücadelesinde emekçi sınıflardan yana tutum alandır. Solculuk, böylece, düşüncelerin ötesinde pratik faaliyetle de ilişkilidir.

* * *

Solcu, işçi sınıfından beslenir. Solcuyu ayakta tutan dinamik, en azından, sınıfın kendiliğinden hareket gücüdür.

Ancak, sınıfın kendiliğindenliğinin taban yaptığı dönemlerde, siyasetin solcu üretmeyeceği, solcu olunamayacağı anlamı türetilmemelidir. İşçi sınıfının bir toplumsal olgu olarak varlığı bile solcu yaratan bir nesnelliktir ve solcu da bu zeminde sınıf dinamiğini örgütlemek göreviyle yüklüdür.

Söz konusu nesnellik solculuğun akılla ilişkili boyutudur. Bu akli nitelik solcuyu solculuğunda, yani sınıfsal çelişkilerden türeyen eşitsizlik ve adaletsizliklere karşı mücadele etme eyleminde gönüllü kılar. Kendiliğinden sınıf hareketi zayıfsa solcunun yüreği aklından beslenir.

* * *

Günümüzde solcu insan olarak yalnızdır. Herkesten farklı düşünmek, farklı duyarlılıklar göstermek, farklı tepkiler sergilemek, herkesin güldüğüne gülememek, yalnızlığın göstergesi olduğu gibi, yalnızlığına kahreden bir psikolojiye de neden olur. O nedenle solcu yalnız olduğu kadar gergindir. Yaşamda hiçbir şey yapmayanların bu gerginliği eleştirmeleri çok kolay, anlamaları ise çok zordur.

Solcu yalnız olduğunu kabul etmek, yalnızlığıyla barışık olmak zorundadır. Gerçek, kabul edilmezse değiştirilemez. Solcuyu şarj edecek tek güç yine kendisidir.

Yalnızlığı, kendisiyle aynı derecede yalnız yaşayanlarla paylaşarak aşmak zor iştir. Ancak solcunun yol arkadaşlarından başka sığınabileceği kimsesi de yoktur. O nedenle solcu sosyalleşme mekanizmalarına, sol içi dayanışma ilişkilerine, dostluklara, havai gevezeliklere özel önem vermelidir.

* * *

Hal böyleyken, bugün solcuların önemli kısmı yalnızlıklarını kutsayan, yalnızlıklarından zevk alan bir karakter geliştirmiştir. Çoğunluğun göremediğini, Marksist yöntemin sağladığı üstünlükle görebilmek bir yetkinlik olduğu gibi, yukarıda tanımladığım hedonizmin de nedenidir. Marksist yöntem sol mücadelenin toplumsallık kazanmasında kullanılacakken, solcunun içe kapanmasını meşrulaştıran, çevresini küçük gören garip bir snop karakterin gelişmesine de neden olabilmektedir. Bugün yalnızlık gerçeklik olsa da olması gereken olarak algılanmamalıdır.

* * *

Solcu yalnızlığını ve gerginliğini kendisine saklaması gereken insandır. Bugünün gerektirdiği solcu tipi, siyasal-toplumsal yaşantıdaki çok farklı nitelikteki somutluklara, geniş bir insani ilişkiler ağı içinde, sol jargon dışındaki bir üslupla, ikna edici, en azından anlaşılabilir yanıtlar üretebilen insandır. Kısaca bugünün koşulları, geniş bir entelektüel birikime sahip, bu birikimini seri biçimde devreye sokabilen, deyim yerindeyse "her şeye laf yetiştirebilen" solcular gerektirmektedir.

Gündelik olayların takibi, buradan gelen zengin veri setinin eldeki kavram haritası üzerine işlenmesi, gelen verilere göre kavram haritasının yeniden düzenlenmesi solcunun temel zihinsel faaliyetidir ve bu faaliyette yol gösterici tek araç Marksist yöntemdir. O nedenle Marksist klasiklerin defalarca okunması solcu için tekrar olmamalıdır.

* * *

Solcu güçle değil, aklı ve yüreğiyle yaşayandır.