Selçuk'un rakısı ve gericilik...

Selçuk İnan'ın rakı içerken yayımlanan görüntüleri 'olay görüntüler' olarak medyaya servis edilirken gösterilen tepkiler gericiliğin boyutlarını da gözler önüne seriyor. Özetle, rakı içmenin ne zamandan beri 'haber değeri' taşıdığı sorusunun cevabı yobazlığın ne kadar arttığı ile doğru orantılı. Gericilerin kadınlara yönelik cinsel saldırılar, iş cinayetleri haberlerini…

İsmail Sarp Aykurt

Galatasaray kaptanı Selçuk İnan’ın izinli olduğu ve dostlarıyla birlikte eğlendiği bir yerde rakı içerken çekilmiş görüntüleri basına sızdı. Fotoğrafı hızlıca servis etmekte hiçbir beis görmeyen, bunu "ilginç ve ayıp" bir gündemmiş gibi aksettiren ve insanların özel yaşamlarının gizliliğini hiçe sayan bazı sözde spor gazeteleri, Selçuk İnan’ı bir "hedefmiş gibi" göstermekten geri kalmadılar.

Anlaşılan o ki, görevleri "spor içeriği üretmek" olmayan bu tür haber organlarının spordan ya da eğlenmekten ne anladıkları, neyi amaçladıkları ve içkiyi gördüklerinde "ne düşündükleri, hissettikleri" ortada… “Yıldız futbolcunun bir mekânda rakı içerkenki görüntüleri sızdı. Bu görüntülerin aynı mekâna eğlenmeye gidenler tarafından sosyal medyaya atıldığı öğrenildi. Bu fotoğraflar kısa zamanda futbol kamuoyunun en çok konuştuğu konulardan biri oldu” diyerek, haberleştirilen ve yaratılan suni gündemi yobazlığın ve gericiliğin bir yansıması olarak görmek gerekli.

Bir diğer haber merkezi ise bu durumu fırsat bilerek, haberi yapanlardan olmadığını ve "futbolcuların hangi takımdan olurlarsa olsunlar özel hayatlarının gizliliğine saygı duyduklarını" açıkladı. “Selçuk İnan'ın izinli olduğu bir günde dostları ile yediği yemekte kendi bilgisi dışında çekilen fotoğraflar bizim de elimize ulaştı. Sadece Galatasaraylı değil bütün takımların futbolcularının özel hayatına duyduğumuz saygıdan dolayı yayınlamıyoruz” denilerek "yayımlanan" mesajın ise üstü kapalı olarak başka bir plana bağlandığı açık.

'RAĞBET' GÖREN HABERLER

Tüm bunların ötesinde, yapılan "rakı içerken görüntülendi" haberlerinin ve magazinel içeriğin başka hesaplara hizmet ettiği açık. Selçuk İnan ya da herhangi bir sporcunun gündelik yaşamında neler yaptığının bizim için bir bağlayıcılığı bulunmasa da bu tür "alkol" yolu ile yapılan saldırıların tek bir nedeni var. Tek bir başlık altında bu, gericilik ve yobazlık olarak okunabilir. Dinci gericiliğin bu denli siyasetin ve gündelik yaşamın içerisine dâhil olması ile birlikte ortaya çıkan tablo, korkunç boyutlara ulaşmış durumda.

İnsanların kendilerini "biri bizi gözetliyor" evinde hissetmesi amaçlanıyor ve artık bu, bir haber olmanın çok ötesinde. Ve asıl haber olması gerekenler bu ülkede hâlâ "haber değerine sahip" görülmezken… Bitmek tükenmek bilmeyen tecavüz, hamile çocuk ve cinsel istismar haberleri, gerici Diyanet fetvaları ya da daha çok kâr uğruna işlenen işçi cinayetleri… Ana akım medya organlarında "rağbet" görmeyen haberler.

İÇKİYİ, GİYİMİ, KAHKAHAYI 'HEDEF' SEÇMEK

Bir diğer açıdan bir olaymış gibi yansıtılan Selçuk İnan ve rakı haberinin "bir sporcuya yakışmayan ve lig sürerken olmaması gereken bir hadise" olarak görülmesi de bir o kadar yanlış. Alkolün bir üretim ve tüketim parçası olarak sosyal hayatın bir parçası olduğu ve artan dinsel etkinin alkolden çok daha "sağlıksız" bir toplum yarattığı onca deneyim ile ortada dururken...

İşte bu etki, spor alanında da kullanılmaya, piyasaya sürülmeye hazır. İnsanların alkol alıp almadığı haberlerinin dolaştırılması sadece bu amaca hizmet ediyor. Rakı içmenin ne zamandan beri haber değeri olduğu sorusunun cevabı ise gericilik ve yobazlığın ne kadar arttığı ile doğru orantılı. Bazı haber sitelerinin yaptığı gibi, ister haberi rakı içiyor diye ver, istersen de alkol alıyor diye… Varacağı yer hep aynıdır.

Bu gericilik ve yobazlık, insanların bir araya gelmesinden ürken, o masalarda topluma dair yeni ve ilerici, aydınlanmacı projeler geliştirilmesini hazmedemeyen bir zihniyetin göstergesi.

Ayrıca unutmamak da gerekir, henüz futbolun bir oyun olarak görüldüğü ve tedricen palazlandığı, işçiler arasında adeta bir "tutkal" görevi üstlenen "ilk" futbol, işçi mahallelerinde oynanmaya başlanmış ve şimdilerde de bir gelenek olarak süren "pub" kültürü işçileri futbola bağlamıştır. İçkinin bir kültürü hep olagelmiştir ve bu, futbola da sinen bir özelliktir, işçi sınıfı kökenlidir.

Bu tip gazetelerin bireylerin gündelik yaşamına saldırısı ve içkiyi, giyimi, kahkahayı bir "hedef" olarak seçmesi ise gericiliğin ürünüdür ve bu, siyasette de sporda da aynı yasalara tabidir. Her tür özgürlüğün kazanılması ise eşitlik mücadelesi nihayete ermeden asla gündeme gelemeyecektir. Çünkü "rakı içerken görüntülenmek" eşit olmayan bir toplumda ve "şaşırtıcı olmayan bir biçimde" bir baskı unsuruna dönüşmüş, haber değeri kazanmıştır. Selçuk İnan "olayı" bunun kanıtıdır.

Ve bu sadece bir sporcu olarak Selçuk’un değil, tüm emekçi sınıfın gündemi, mücadele konusudur. Buna gösterilen tepki, spor gazetesine değil, bu spor gazetelerini üreten düzenin kaynağına yönelmelidir.

Son olarak ve unutmadan, içilen tüm içkiler Ardalarla, Rıdvanlarla, Emrelerle, Buraklarla içilmediği müddetçe dünyanın en güzel içkisi olmaya adaydır.

"Haberde" görüldüğü kadarıyla Selçuk’un yaptığı da budur…