Küba Kadın Federasyonu Genel Sekreteri: 'Hâlâ kapatmamız gereken önemli boşluklar var'

'Küba Kadın Federasyonu’nun 11. Kongresinin kapanışı, ardından gelecek yeni aşamanın başlangıç noktasını teşkil edecek. Bu önemli buluşmanın sonuçlarını da yerelliklerdeki kadınlara taşımalıyız.'

Irene Izquierdo*

Kriz zamanlarında peri masallarına yer yoktur; zorluklar insanoğlunun değerlerini kaybetmesine neden olur ve şüphe ve kuşkuculuğu körükleyenler eksik olmaz. Bunun yanında, zaman zaman coşkunun azaldığı da yadsınamaz. Bazı yerlerde Küba Kadınlar Federasyonu'nun (FMC) başına gelen de bu; buna karşılık Federasyon üyeleri sayısız yerde çok sıkı çalışmalar yürütüyor ve toplumsal faaliyetlerde kendilerine tam güven besleniyor.

FMC’nin 2019'da gerçekleştirilen 10. Kongresi’nden bu yana ülkede iktisadi, siyasi ve sosyal hayata damgasını vuran özel durumlar yaşandı. 11. Kongre sürecinin başladığı geçtiğimiz Nisan’dan bu yana aylar boyunca yoğun bir hazırlık süreci yaşandı. Küba Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi, Devlet Konseyi üyesi ve ülkedeki 14 yaş üstü kadınların yüzde 91'ini kapsayan örgütün genel sekreteri Teresa Amarelle Boué ile bu süreci konuşuyoruz.

Küba yapımı Covid-19 aşılarında kadınların etkisi

General Raúl Castro Ruz'un da işaret ettiği üzere, kadınların gücüne ve moraline hiç olmadığı kadar çok ihtiyaç duyulan bir dönemi masaya yatırıyoruz; böyle bir dönemden geçtiğimizi kadın yoldaşlarımızın her çabasında, her yaşam öyküsünde hissediyoruz.

FMC’nin son kongresinden bu yana geçen beş yıllık dönemde yaşanan en önemli meseleler neler, bize bahsedebilir misiniz?

ABD’nin Küba'ya petrol getiren nakliye şirketlerine Eylül 2019'dan bu yana uyguladığı zulüm niteliğindeki ablukanın yoğunlaşan etkileri nedeniyle yaşanan enerji sorunu, özellikle de yakıt sorunu karmaşık bir hal aldı; Kübalılar olarak bunun etkilerini yaşıyoruz. Benzer şekilde, Mart 2020'den sonra pandemiyle baş etmek zorunda kaldık. 

Bu bağlamda bir örnek vereceğim: Örneğin bugün, örgütümüzün tabanında hemşirelerden, tıp öğrencilerinden ve doktorlardan oluşan aktif sağlık ekiplerimiz var.

Ama o zor dönemde mahallelerde bu ekiplerden mahrum kaldık; çünkü hastanelerde, polikliniklerde, izolasyon merkezlerinde ve hastaların bakımı için sahra hastanesine dönüştürülen çeşitli tesislerde görev almaları gerekti. Bu durum, sağlık ekiplerimizi yeniden kurmamız, bu kadar büyük bir talebi karşılayabilmek için toplumda yeni bir aktivizm yaratmamız gerektiği anlamına geliyordu. Tüm bunlar çalışma şeklimizi olumlu yönde değiştirdi.

Ekiplerimiz pandemi sırasında her cephede mükemmel bir performans sergilediler. Uygulanması gereken eylem protokollerini gördükçe mahallelerdeki sorumluluklarımızı yerine getirmek için ne kadar çok şey yapmamız gerektiğini fark ediyorduk.

Covid-19’la mücadelede yüzde 100 Küba yapımı aşıların üretilmesi olağan üstü bir olaydı; üstelik hem araştırma projelerinde hem de onları takip eden üretim süreçlerinde yer alan çalışanların yüzde 70’i kadınlardan oluşuyordu – bu aşıların nihai onayı alması için gereken deney süreçleri dahil. Dolayısıyla bu aşıların aynı zamanda bir kadın yüzü var; Devletin, kadınların iktisadi alanda daha fazla güçlendirilmesi yönündeki siyasi iradesinin bir sonucu bu aşılar.

FMC'nin 11. Kongre sürecinin başlangıcı, İkinci Doğu Cephesinde, FMC’nin kurucusu Vilma Espín Guillois'in küllerinin bulunduğu anıtın önünde gerçekleştirildi. Fotoğraf: sierramaestra.cu

'Hâlâ kapatmamız gereken önemli boşluklar var'

Geride bıraktığımız bu yıllar yasama alanında da önemli adımların atıldığı yıllar oldu. Bu adımlar örgütünüze neler kazandırdı?

Bu beş yıllık dönem, 2019 yılında kabul edilen ve birçok maddesinde FMC'nin özünü ve misyonlarını vurgulayan, eşitlik ve sosyal adalet nosyonlarını kuvvetlendiren yeni Cumhuriyet Anayasası başta olmak üzere kadın hakları lehine önemli yasaların geçtiği dikkate değer bir dönem oldu. Yeni Anayasa’nın 14. Maddesi, devletin, kurumların kuruluş amaçları doğrultusundaki sorumluluklarını yerine getirebilmelerini garanti altına alma taahhüdünü konu alıyor; eşitliğe atıfta bulunan başka maddeleri ise “tüm vatandaşların eşit haklara sahip ve eşit sorumluluklara tabi olduğunu” yineliyor.

Küba Devleti, Devrim’in kazandırdığı hakları ırk, ten rengi, cinsiyet, dini inanç, ulusal köken ya da insan onuruna aykırı başka herhangi bir ayrım gözetmeksizin bütün yurttaşlar için güvence altına alır; tüm yurttaşların istihdam, göreve gelme, eğitim, tıbbi bakım, kamu hizmetleri hakkını, turizm, kültür, spor ve dinlenme merkezlerine erişim hakkını tekrar tekrar vurgular. Burada biz kadınlar eşit koşullara sahibiz.

Ben her zaman Anayasa’nın bize şiddetten uzak bir hayat sürme hakkı verdiğini ve devletin bunu garanti altına alma kararlılığıyla hareket ettiğini söylüyorum. Toplumda şiddet vakalarının yaşandığını inkâr edemeyiz, ancak şiddet vakalarına karşı daha etkili bir faaliyet yürütebilmek ve her şeyden önce daha önleyici çalışmalar yapabilmek için yasal düzenlemelerin getirilmesi yönünde büyük ilerlemeler kaydettik.

Bugün eğer bu hakların garanti altına alınması konusunda daha da fazla ilerleme kaydedemediysek, bunun en önemli nedeni tam da halkımızın pandeminin yol açtığı şartlarla, onun ekonomide yarattığı sonuçlarla, bunların yol açtığı enerji sıkıntısı ve yokluklarla, biz Kübalıların günlük hayatını olumsuz yönde etkileyen bütün bu meselelerle baş etmek zorunda kalmış olmamız. Bu durumdan en çok zarar görenler – yoğunlaşan ablukanın etkilerinden kaçınamayan – biz kadınlar olduk, çünkü ev içindeki işlerin yükünü hâlâ biz taşıyoruz; hâlâ cinsiyete dayalı iş bölümüne dair önyargıların etkileri mevcut; hâlâ bazı görevlerin kadınlara, bazılarının – çok daha azının – erkeklere ait olduğu düşünülüyor ve bu konuda hâlâ kapatmamız gereken önemli boşluklar var.

Biz Kübalı kadınlar, yeni Aileler Yasası’nın danışılıp tartışıldığı halk toplantılarında, referandum sürecinde ve her şeyden önemlisi de bu yeni yasanın neden gerekli olduğunun anlaşılması ve topluma nasıl faydalar getireceğine dair farkındalığın arttırılması konusunda önemli bir rol oynadık. Bu sayede kadınlar sadece kadınlık statüleri nedeniyle değil, aynı zamanda annelik süreçlerinde ve genel ebeveyn sorumlulukları bağlamında da korumaya sahip. Örneğin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet meselesi bu yasanın ana eksenine yerleştirilmiş durumda.

Halk İktidarı ulusal parlamento seçimlerinin ilk aşamasında yerel seçim bölgelerinde halkı temsil edecek kişileri seçmek üzere oy kullandık; burada delegelerin yüzde 44,42'si kadındı. Bu oran bir önceki seçim dönemine göre yüzde sekiz daha yüksek. Ardından bizi ulusal parlamentoda temsil edecek kişileri seçmek üzere oy kullandık; bugün milletvekillerimizin yüzde 55,74'ü kadınlardan oluşuyor, ki bu oranla Küba dünyada ikinci sırada geliyor. Bu bir kota meselesi değil, önderlik meselesi.

Bugün Kübalı milletvekillerinin yüzde 55,74’ü kadınlardan oluşuyor. Fotoğraf: cubasi.cu

'Yeni program bir yol haritası ve ajanda sunuyor'

Hükümet tarafından kabul edilen Kadının İlerlemesine Yönelik Ulusal Program’ın önemi nedir?

Geçtiğimiz dönemde kabul edilen iki yasal düzenleme, ülkenin yaşamını doğrudan ilgilendirdikleri için olağan üstü öneme sahip adımlar oldu. Bunlardan birincisi olan Kadınların İlerlemesine Yönelik Ulusal Program, Küba Devleti’ne kadınların ilerlemesi için gereken her türlü kamu politikasının teşvik edilmesini ve ayrımcılığın, stereotiplerin ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türlüsünün ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir yol haritası ve ajanda sunuyor.

Bizim için çok büyük bir önem taşıyan bu program, FMC’nin de en temel görevlerini yansıtıyor. Programın odaklandığı esas noktalar şu: Kadınların ekonomik açıdan güçlendirilmesi. Bu sadece istihdama katılmalarıyla ilgili değil, aynı zamanda bu istihdama erişmelerini sağlayacak koşulların yaratılması için devletin, ailenin ve tüm toplumun üstlenmesi gereken vazgeçilmez ortak sorumlulukla da ilgili.

Bizim hep talep ettiğimiz bir meseleden, kadınların işe girebilmeleri için genel olarak aileyi destekleyecek kreşlerin, yaşlılara yönelik gece ve gündüz bakım evlerinin yaygınlaştırılması meselesinden bahsediyorum. İşyerlerinde çocuk bakım merkezlerinin kurulmasına ilişkin önceki deneyimlerimize yeniden bakmak zorunda kaldık. Kadın yoğunluğunun yüksek olduğu, elverişli koşullara sahip olan her yerde bu merkezlerden açmak zorundayız. Bu merkezlerden halihazırda ülkemizde 200 tane bulunuyor; bütün kurumlarda bu merkezlerden o ya da bu şekilde açılmış durumda ki, bunlardan şu an yaklaşık 4 bin aile faydalanıyor.

Diğer önemli yasal düzenleme ise aile içinde yaşanan toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesini ve bu tür vakalarla titizlikle ilgilenilmesini amaçlayan kapsamlı bir strateji; mahallelerden yasama sürecine ve istatistik üretimine kadar bütün boyutları ele alan kapsamlı bir hukuksal düzenleme. Toplumsal Cinsiyet Gözlemevi bu düzenlemenin hayata geçebilmesi için kuruldu ve düzenli olarak güncellenmesi gerekiyor. 

'Bu kongre tüm Kübalı kadınlar için'

Ayın 7’si ve 8'inde neredeyse bir yıl önce başlayan kongre sürecinin sonuna gelinecek; bu konuda ne gibi detaylar verebilirsiniz?

Bir konuya açıklık getirmek istiyorum: Küba Kadın Federasyonu’nun 4 milyon 400 bin üyesi var; ancak bu kongre sadece üyelerimiz için değil, tüm Kübalı kadınlar için yapılıyor. Çünkü sahip olduğumuz sorunlar hepimizi etkiliyor, elde ettiğimiz başarılar hepimize fayda sağlıyor. Ancak ülkenin içinde olduğu ekonomik güçlükler nedeniyle çok sade bir etkinlik düzenliyoruz. Federasyonun çalışmalarının geliştirilmesi için federasyonla bağlantısı olan tüm örgütlerden gelen kadın ve erkeklerin yer alacağı çalışma komisyonları oluşturacağız.

Bu noktaya gelebilmek için tabanda delegelerimizle çok önemli bir süreç yürüttük, çünkü federasyona üye kadınlar tabandan geliyor. Sürecin mükemmel bir şekilde yürümediğini biliyoruz; kurultayın istediğimiz gibi yapılamadığı yerler var, gidip katılmayanlara neler yapıldığını anlatmak zorunda kaldığımız yerler var, çalışmanın düzgün bir şekilde organize edilmediği yerler var... Ama tabandaki delegasyon çalışmalarının temel faaliyet alanı olduğunu biliyoruz.

FMC'nin mahallelerde düzenleyip de erkeklerin katılmadığı tek bir değerlendirme toplantısı, tek bir buluşma yok. Daha da ötesini söyleyeyim: Kadın ve Aile Danışma Merkezlerimize, programlarımıza katılan ya da sadece yardım almak için gelen erkeklerin oranı yüzde 30'un üzerinde. Bu çok sevindirici, çünkü toplumu bir bütün olarak eğitemezsek, herkesin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlı hale gelmesini sağlayamayız.

Bunları, delegasyon temsilcilerinin ve her mahalleden birkaç misafirin katıldığı sokak toplantıları izledi. Daha sonra komisyonlar halinde çalışan belediye düzeyinde toplantılar geldi. Daha sonra il toplantıları, “Kadın Diyalogları”, “Kadınlar Şiddete Son Vermek İçin Seslerini Yükseltiyor” buluşmaları, yerelliklerde ve işyerlerinde gerçekleştirilen toplantılar gibi diğer buluşma biçimleri geldi; böylece kongrede tartışmamız gereken konuları çok daha isabetli bir şekilde belirledik.

Bu süreç boyunca 600 binden fazla görüş aldık ve ardından kongrede tartışılması gerektiğini düşündükleri konular hakkında delegelerle bir kez daha görüş alışverişinde bulunduk; böylece onların kaygılarına yanıt verebilmeyi amaçladık.

Ne yapılacaksa bunu hep birlikte yapmamız gerektiği çok açık; kongre bir tarafta, biz kadınlar diğer tarafta değiliz. Komisyonları oluştururken sadece delegelerin görüşlerini değil, aynı zamanda tabandan gelen çok sayıda yöneticinin ve uzmanın da genç yaşta hamilelik, suça yola açan davranışlar, kadınların kendilerini geliştirmelerinin sağlanması, aile destek ağını güçlendirmenin yolları, fuhuş meselesinin nasıl ele alınacağı gibi konularda görüşlerini almayı amaçladık.

Bu deneyimden hareketle kongrede dört tane komisyonun oturumları gerçekleştirilecek. İlk komisyon, Küba Kadın Federasyonu'nun sürekliliğinin yegâne güvencesi olan gençliği tartışacak ve aile içi eğitimden sosyal etki meselesine kadar gençliği ilgilendiren bütün konuları ele alacak. 

İkinci komisyon, 14 yaş üstü Kübalı kadınların yüzde 91'inden fazlasının üye olduğu örgütümüzün işleyişiyle ilgilenecek; genç kadınların FMC'nin güçlenmesine katkıda bulunabilmeleri için yeni sorumluluklar üstlenme isteğiyle katılım sağlamalarının gerekli olduğuna inanıyoruz.

Üçüncü komisyonumuz kadınların iktisadi alanda güçlendirilmesiyle ilgili. Burada kadınların devlet tarafından verilen eşit hak ve avantajlar çerçevesinde – kamu veya kamu dışı – istihdama katılımı ele alınacak. 

Dördüncü komisyon ise tartışmayı FMC'nin yürüttüğü çalışmanın özüne odaklayacak: Önleyici, eğitici, topluma dayalı ve değerler oluşumunda ısrarlı bir çalışma.

Tüm komisyonlarda, üstü kapalı bir şekilde ya da değil, aile fertlerinin eğitiminde ailenin sorumluluğuna vurgu yapıyoruz. Doğru örnek olmak en önemli mesele ve evde başlayan bu eğitimin güçlendirilmesi gerekir. Bu sadece birkaç kişinin işi olamaz; her ailenin, her yerin, kurduğumuz her aile eğitim okulunun, mahalle düzeyinde halihazırda var olan her önleme grubunun işi olmalıdır; bu çok fazla önem verilmesi gereken bir konu.

Komisyon çalışmaları 7 Mart günü öğleden önce gerçekleştirilecek, öğleden sonra ise genel oturum yapılacak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün ise komisyon görüşlerinin, raporun ve çalışma hedeflerinin onaylanmasıyla başlanması planlanıyor; o gün aynı zamanda hem ulusal komitemiz hem de sekretaryamız olmak üzere yeni yönetimimiz de seçilecek. Çalışmalarıyla öne çıkan illerimize ödülleri verilecek.

Küba Kadın Federasyonu’nun 11. Kongresinin kapanışı, hemen ardından gelecek yeni aşamanın başlangıç noktasını teşkil edecek. Bu kongrenin hazırlık aşamasında nasıl tüm önerileri toplayıp tartışma konularımıza ve çalışma tasarılarımıza aksettirdiysek, bu önemli buluşmanın değerlendirme ve sonuçlarını da aynı şekilde yerelliklerdeki kadınlara taşımamız gerekiyor. 

Röportajı yapan*: Irene Izquierdo
Yayın tarihi: 07 Mart 2024
Yayınlandığı yer: Bohemia
Çeviri: Nahide Özkan

"Küba Gerçeği", 2023 Şubat ayında Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) girişimiyle başlatılan bir yayın. Küba'da siyaset, ekonomi, yaşam, kültür gibi konularda Kübalı yazarların ürettiği makalelerin çevirilerini yayımlayan Küba Gerçeği'nde çıkan makaleler, artık soL'da paylaşılacak.