Dinlemenin ve İzlemenin Ritmi | Şostakoviç - Ormanların Şarkısı Op. 81

Bu haftaki köşemizde dünyaca ünlü Sovyet besteci Dmitri Şostakoviç’in 1949 yılında bestelediği ‘Ormanların Şarkısı’ adlı oratoryoya​​​​​​​ yer veriyoruz.

HABER MERKEZİ

Bu haftaki köşemizde dünyaca ünlü Sovyet besteci Dmitri Şostakoviç’in 1949 yılında bestelediği ‘Ormanların Şarkısı’ adlı oratoryoya1 yer veriyoruz.

1940’ların ikinci yarısında Sovyet Birliği’nde ağaçlandırmanın ulusal ekonomi için büyük öneminin vurgulandığı özel bir karar kabul alınmış, Stalin önderliğinde başlayan çalışmalar Doğanın Büyük Dönüşüm Planı şeklinde sloganlaşmıştır. 2. Savaş sonrası yıkım yaşanan alanlarda toprağın verimsizleşmesi, bozkır kuşağında ve Orta Asya çöllerinde bir sulama kanalları ağı inşa edilmesi, kurak coğrafyanın ağaçlandırılması ve kuraklığa neden olduğu düşünülen kuru rüzgârların durdurulması için büyük bir proje önerilmiştir. Ağaçlandırma çalışmaları öngörülen şekilde sonuçlanmasa da etrafı tarlalarla çevrili kolektif çiftliklerde iyileştirilmiş su depolaması sayesinde daha iyi verim sağlanmıştır.

Doğanın Büyük Dönüşüm Planı kapsamında gerçekleştirilen eylemler yurtsever bir müzik yapıtını da içeren çok sayıda etkinlik ile çevriliydi. Şostakoviç birçok çalışmasında olduğu gibi Ormanların Şarkısı’nda da Yevgeni Dolmatovski ile ortak bir çalışma gerçekleştirdi. İlk olarak Şostakoviç ile Moskova'dan Leningrad'a aynı trenle yolculuk yapan şair Dolmatovski, yakın zamanda ziyaret ettiği yeni orman plantasyonlarından edindiği izlenimlerini besteciyle paylaşmıştı. İkinci görüşmelerinde Şostakoviç, Dolmatovski'den gelecekteki ormanlar hakkında yazmayı düşündüğü bir oratoryo için bir metin yazmasını istedi. Bu, ortak çalışmanın başlangıcıydı. Şostakoviç, düşüncesini genel bir kompozisyonla sınırlamak yerine her bölümün konuları ve bunların birbiriyle bağlantısı hakkında somut açıklamalar yaptı. İçeriğe ve yapıya uyum sağlamak için eserde yer alacak çalgılar ve insan sesleri de ana hatlarıyla belirlendi. Besteci 1949 yılının Temmuz ve Ağustos ayları boyunca eser üzerine çalıştı.

Müziğin ilk seslendirilişi (farklı kaynaklara göre 1949 yılının 15 Kasım ya da Aralık ayında) Stalin’in de katıldığı görkemli bir törenle, Vladimir İvanovski ve İvan Titov’un solist olarak yer aldığı, ünlü şef Yevgeni Mravinski yönetimindeki Leningrad Filarmoni Orkestrası ve SSCB Devlet Akademik Korosu ile gerçekleştirildi. Şostakoviç bu başarısı üzerine ertesi yıl Stalin Ödülü aldı. Basında çıkan haberler, oratoryonun iyimserliğine dikkat çeken ve yaratıcı sosyalist emeğin neşesini, vatanseverliğini ve kolay anlaşılır üslubunu ifade eden olumlu eleştirilerle dolup taştı.

Şostakoviç diğer birçok bestesinde olduğu gibi, daha anlaşılır bir yapı oluşturmak için eserin bölümlerini giriş, orta bölüm ve sonsöz olarak gruplandırdı. Tenor ve bas solo, çocuk korosu, karma koro ve büyük bir orkestra için yedi bölümden oluşan oratoryonun ortalama süresi 40 dakika civarında ve bölüm başlıkları aşağıdaki gibidir;

  • Savaş Bittiğinde
  • Anavatanı Ormanlarla Donatalım
  • Geçmişin Anıları
  • Öncüler Ağaç Dikiyor
  • Stalingradlılar, bayrakları yükseltin!
  • Geleceğe Yürüyüş
  • Zafer

Müzik kısa bir orkestra girişi ile başlıyor; uçsuz bucaksız bozkırların ve savaş sonrası anavatanın bir resmini çiziyor. İkinci bölüm, koronun güçlü haykırışları ve net bir ritmik kalıpta, canlı bir ‘çağrı’ bölümdür. Üçüncü bölümdeki beklenmedik bir orkestra resitatifi2 önceki bölüme zıtlık oluşturuyor. Rusya'nın geçmişteki acıları ve insanların kederi anlatılıyor. Buradaki müzik, Şostakoviç'in müziğinde de sıklıkla hissedilen Modest Mussorgski'yi hatırlatıyor ve hiç duraklamadan dördüncü bölüme bağlanıyor. Işıltılı çocukların koro şarkısı beşinci bölümdeki koroya bağlanıyor. Genç komünistlerin bitmeyen bir zafer hakkında söylediği şarkı doruğa ulaşıyor. Bu kahramanca şarkı, muhteşem bir final yapabilecek kadar şenlikli bir marştır. Altıncı bölüm solo tenor ve sözsüz koro tarafından söylenen, marş ile tam bir zıtlık oluşturan kırsal bir sahnedir. Bestecinin bırakmaya pek hevesli olmadığı şiirsel bir ezgi gibi görünür. Yedinci ve son bölüm alışılmışın dışında, güçlü bir final başlangıcı yerine bir füg3 ile başlar. Füg biçimi o dönemde tartışmalı bir konu olsa da bu bölümdeki gibi bir halk ezgisinin füg yapısında nasıl ustalıkla işlenebileceğini kanıtı gibidir.  

Genel olarak oratoryonun ezgisel yapısı, bestecinin geniş döngüsel formlarda kolayca anlaşılan bir stil elde etme, lirizmin derinliğinden taze renkler çıkarma ve kişisel tarzının özgünlüğünü bozmadan koruma yeteneğini göstermektedir. Şostakoviç yapıtın türünü tanımlarken belirli bir gelenekselliğe izin vermiştir: konusu ve gelişimi açısından bu müziğin bir kantat4 olarak tanımlanmasının daha uygun olduğu görüşü yaygındır.

Ormanların Şarkısı, müzikte sosyalist gerçekçilik tavrının başarılı örneklerinden biridir. Eser sonraki yıllarda Sovyetler Birliği dışında da defalarca seslendirilmiş ve kaydedilmiştir. Hem muhteşem müziği ve hem sözleriyle Batı dünyasını halen rahatsız etmekte olan eser üzerinde sürekli ilginç ve asılsız argümanlar sunulmakta ve ikinci anlam arama çalışmaları devam etmektedir. 

Doğa, insan, geçmiş, gelecek ve toplum temalarının muhteşem bir şekilde işlendiği bu eseri şef Yevgeni Svetlanov yönetiminde, solistler Aleksey Maslennikov (tenor) ve Aleksandr Vedyornikov’un (bas) katılımıyla, Moskova Radyo Korosu ve SSCB Devlet Senfoni Orkestrası’nın 21 Ekim 1978 yılına ait Japonya turnesi konserinden izliyoruz.

  • 1. Oratoryo: Solistler, koro, orkestra için yazılan büyük formda müzikal kompozisyondur . Çoğu operada olduğu gibi karakterler ve birçok arya yer alabilir. Bununla birlikte, opera müzikal tiyatrodur, oratoryo ise bir konser parçasıdır. Oratoryolar bazen opera gibi olarak sahnelenebilir ve operalar da kimi zaman bir konser versiyonu biçiminde seslendirilebilir.
  • 2. Resitatif (İt. Recitativo [okunuşu: reçitatîvo]): Opera, oratoryo ve kantat gibi sözlü müziklerde şarkıcının sözleri ezgisel olmaktan çok ritmik ve konuşur gibi söylediği kısımlardır. Bazı orkestralı eserlerde çalgılar için de resitatifler yer alabilir. Örneğin L. van Beethoven - 9 numaralı ‘Koral’ senfoni finalinde, viyolonsel ve kontrabasların çaldığı resitatif gibi.
  • 3. Füg: Bir ana temadan yola çıkarak iki veya daha fazla sesin sırayla birbirini taklit etmesine ve ana temanın her yinelenişinde bir öncekinin karşıt bir ezgi ile müziği geliştirmesine dayanan, katı kurallara bağlı ve çok katmanlı kontrpuantal bir müzik biçimdir [kontrpuan: ezgiye karşı ezgi]. Füg, J. S. Bach’ın en iyi örneklerini verdiği bir türdür. Herhangi bir eserin belli başlı bir bölümü olabilir ya da müziğin belli bir kısmında füg tekniği kullanılabilir. Füg biçimine benzer şekilde yazılmış kısımlara fügato denir.
  • 4. Kantat (İt. Cantata) 17. yy.’dan 19. yy.’a kadar genellikle kutsal metinler üzerine, insan sesleri ve çalgı topluluğu için yazılmış olan, oratoryodan daha küçük yapıda bir müzik türü. Kantatlar 18. yy.’dan itibaren kutsal ve seküler olmak üzere kesin olarak ayrılmaya başlamıştır.