Bulgular, gençlerin ekonomik koşularının sorunlu olduğunu ve de umutsuz olduklarını gösteriyor.

Gençlik araştırması raporu!

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından hazırlanan ve 1-2 hafta önce açıklanan ‘Gençlik Araştırması Raporu’ ilginç bir rapor. 

Bu rapor vakfın web sayfasında (sodev.org.tr), özet olarak ve ‘Ailelerinden Daha Eğitimli Fakat Daha Yoksul Gençler’ başlığıyla sunuluyor. Özetin sonlarında yer alan ‘Detaylı rapora ulaşmak için tıklayınız’ ifadesini tıklayınca 27 sayfalık raporun tümüne ulaşıyorsunuz. Bu raporun ilk sayfasında kısaca, araştırmanın ‘Panaliz Araştırma & Danışmanlık’ tarafından yürütüldüğü, 20-30 yaş aralığında yükseköğretim görmüş ve mülakat yapılan 1067 genç üzerinden, gençlerin ekonomik durumlarının belirlenip beklentilerinin ölçülmesi için yapıldığı açıklanıyor.  

Öncelikle Panaliz’in ‘ve’ yerine ‘&’ işaretini kullanmış olması dikkat çekiyor!

Raporun 4. Sayfasında, gençlerin ekonomik durumlarıyla ilişkili yüzdeler, A, B, C1, C2, D ve E harfleriyle birlikte veriliyorsa da bu harflerin hangi ekonomik statüyü ifade ettiği açıklanmıyor. 5. sayfada, Türkiye’nin bilinen yedi bölgesi üzerinden değil de 11 bölge üzerinden seçilen örneklem yüzdeleri veriliyor; ancak bu sayfanın başında yer alan ‘NUTS 1 Bölge Dağılımı%’ ifadesindeki ‘NUTS 1’in ne olduğu, benim gibi Panaliz ya da SODEV terminolojisini bilmeyenler için anlaşılmıyor. Raporun diğer sayfaları mülakatta sorulan sorulara verilen yanıtlarla ilgili yüzdeler ve bu yüzdeleri yansıtan çeşitli uzunluktaki çubukları içeriyor! 

Bu araştırmada, gençlerin siyasal parti tercihleri sorulmuşsa da, çok daha önemli ve demokrasi açısından tehlikeli bir konu olan ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ konusunda ne düşündükleri nedense sorulmamış! Raporda, araştırma örneklemine giren gençlerin ne kadarının önlisans, açıköğretim, lisan ve lisansüstü öğrenimi gördüğü açıklanıyor. Ancak, araştırmada gerekli veriler toplanmış olsa da, nedense cinsiyete göre okunulan yükseköğretim türü, cinsiyete göre parti seçimi ve ekonomik duruma göre siyasal eğitim konuları irdelenmiyor! 

Yükseköğretim görmüş gençlerle ilgili araştırma bulgularından ilginç olanları aşağıdaki gibi özetlemek mümkün oluyor: 

2018 seçimlerinde bu gençlerin yüzde 37,8’ i AKP’ye oy vermiş, bugün seçim olsa yüzde 23,7’si yine AKP’ye oy verecekmiş(!); yüzde 15’i sandığa gitmemiş, yüzde 6,8’i yine gitmem derken yüzde 16,2’si kararsızım diyor! 2018’de yüzde 50,3 oranında ‘cumhur ittifakı’na oy veren gençlerin, şimdi seçim olsa yüzde 30,5’unun yine bu ittifaka oy vereceği anlaşılıyor! Yükseköğretim görmüş gençlerimizin üçte bir kadarı için, pandemi sürecinde yaşananlar (aşı bulamama, topluma doğru bilgilerin verilmemesi, virüse yakanananların ve ölenlerin sayıları, AKP’nin düzenlediği lebalep kongrelerle izin verdiği tarikatçıların lebalep cenaze törenleri,….), işini kaybedenler, ekonomik kriz, işsizlik, felaket getirecek İstanbul Kanalı’nın yapılması, hukukun siyasallaşması, köprüleri-tünelleri ve havaalanlarını yapanlara her yıl milyarlar ödenmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması gibi olumsuzlukların bir şey ifade etmediği anlaşılıyor. Bu araştırma 128 milyar dolar ve Sedat Peker’in açıklamaları ortaya çıktıktan sonra yapıldıysa, cumhur ittifakından kopamayanların durumu daha da düşündürücü oluyor. 

Bugün seçim olsa kararsız olduğunu açıklayanların karasızlığının kaynağı AKP’ye oy verip vermemeyle ilişkiliyse, cumhur ittifakından kopamayan gençlerin oranı yüzde 46’yı buluyor! Bu gençlerin cumhur ittifakından kopması için ne olması gerektiğini kestirmek mümkün olmuyor. 

Araştırmaya göre yükseköğretim görmüş gençlerin yüzde 46’sının çalışmadığı anlaşılıyor Ancak düzenli geliri olmayan genç oranının yüzde 22,8 olması insanı şaşırtıyor! Çalışmadığı halde gençlerin yüzde (46-22,8=) 23,2’sinin nasıl düzenli geliri oluyor, anlaşılamıyor! 

Gençlerin gelir durumları da oy verdiği ittifaka göre anlamlı farklar gösteriyor. Örneğin cumhur ittifakına oy verenler içinde,

  • düşük gelirli olanlar yüzde 29,1 iken millet ittifakına oy verenler içinde yüzde 50,8’i buluyor;
  • ekonomik olarak aile ailesinden bağımsızlığını kazananlar yüzde 56’yı bulurken, millet ittifakına oy verenler içinde bu oran yüzde 38,3’de kalıyor;
  • “ailemin daha iyi maddi imkanı olsaydı daha iyi bir eğitim alırdım” diyenler yüzde 49 iken, millet ittifakına oy verenler içinde bu oran yüzde 59,1 oluyor;
  • “ailemin benim yaşımda kazandığından daha az kazanıyorum” diyenler yüzde 49,7 iken millet ittifakına oy verenler arasında yüzde 68,4’e çıkıyor;
  • beş yıl sonraki gelirlerinin şimdikinden daha kötü olacağını düşünenler yüzde 21,2 iken, millet ittifakına oy verenler arasında yüzde 33,7’ye çıkıyor;
  • beş yıl sonra giderinin gelirinden daha çok olacağını düşünenler yüzde 40,4 iken, millet ittifakına oy verenler arasında yüzde 61,7’yi buluyor;
  • gelirinden tasarruf yapabilenler yüzde 32,8 iken, millet ittifakına oy verenler arasında yüzde 20,2’ye düşüyor;
  • mevcut gelirleriyle aileden bağımsız olarak ev geçindirebilecekler yüzde 37,1 iken, millet ittifakına oy verenler arasında bu oran yüzde 18,1’e düşüyor;

Yukarıda özetlenen bulgular, gençlerin ekonomik koşularının sorunlu olduğunu ve de umutsuz olduklarını gösteriyor. Bu sonuçlar, gençlerin neden yurt dışına gitme eğiliminde olduğunun ipuçlarını veriyor. Araştırma bulgularına göre, cumhur ittifakına oy verenlerin ekonomik olarak millet ittifakına oy verenlerden daha iyi durumda olması, ilk bakışta cumhur ittifakının reklamı gibi görülse de, işin özünde bu sonuçlar cumhur ittifakına oy veren gençlerin göreceli olarak daha çok gelir düzeyi yüksek ailelerden geldikleri anlamına geliyor. 

Ayrıca bu sonuçlar, öğrencinin ufkunun açılmasına, daha iyi iş bulmasına ve daha çok kazanmasına aracı olması gereken yükseköğretim sistemimizin, bu işlevini yerine getirmediğini ve pek bir işe yaramadığını gösteriyor.

[email protected]

Özel Not: Özelinde Boğaziçi Üniversitesi’ne ve genelde yükseköğretim sistemine verdiğiniz zarar onarılmaz boyutlara ulaştı. Kayyım rektör Melih Bulu ve kayyım rektör yardımcıları, toplum bir an önce istifa etmenizi bekliyor.