TEKEL Direnişinden Genel Greve (Can Semercioğlu)

TEKEL işçileri yıllardır uyuduğu veya olmadığı iddia edilegelen işçi sınıfının varlığını Türkiye'ye gösterdi. TEKEL direnişi 15-16 Haziran olaylarından sonraki en büyük (belki de Türkiye tarihinin en büyük direnişi olacak) işçi direnişi oldu. Bu direniş sürecinde durum işe geri alınmaktan çıkıp AKP karşıtlığına ilerledi ve içinde bulunduğumuz şu günlerde AKP karşıtlığının da önüne geçmek üzere.

Direnişin başlarında bunun sıradan bir işçi eylemi olup kısa sürede sonlanacağı ve unutulacağı, bu işçilerin ve ailelerinin durumlarının bir daha gündeme gelmemek üzere silineceği birçok çevre tarafından düşünülmekteydi. Ancak TEKEL işçilerinin kararlılığı ve yılmazlığı onları AKP karşıtı bir özne konumuna getirecek, AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı korkutacak kadar çok etkili oldu. Genel grev kararının da hayata geçirilmesiyle birlikte bu işin ciddiyeti had safhaya ulaştı. Ve bu şekilde TEKEL işçileri şu anda Türkiye tarihine geçmiş bir işçi hareketinin mümessili konumuna geldiler.

TEKEL İşçileri Türkiye'ye Neleri Gösterdi?
TEKEL işçilerinin bu büyük direnişi sayesinde toplumda ve siyasi çevrelerde birçok tabu yıkıldı, Türkiye sol hareketinde yeni bir can ve dinamizm yarattı. Özellikle böylesine bir kendiliğindenlik hareketinin (herhangi bir siyasi unsurun güdümü olmaksızın, tamamen kendiliğinden gelişen bir hareketin) bu denli etkili olması Türkiye'nin ilerlemesi açısından umudumuzu artırmalıdır, artırmak zorundadır.

TEKEL işçilerinin direnişinden itibaren yıkılan tabulara ve Türkiye'nin kazanımlarına bir göz atacak olursak:

1- Liberal "sol"cular sustu. Taraf, Radikal vb. gazetelerle Türkiye'de bir sınıfın olmadığı safsatasını savunan, işçileri daima aşağıda gören ve AKP yardakçılığı yapmayı demokratlık sayan liberallerin sesi bir daha çıkmamak üzere kesildi.

2- Gündemin birincil haberi daima TEKEL işçileri oldu. Taraf gazetesi -tam da AKP'nin istediği gibi- TEKEL eyleminin üst sıralarda yer aldığı bir vakitte "Balyoz" darbe planı diye bir iddia ortaya atmasına karşın, bu en fazla bir gün gündemi işgal etmeye yetti. AKP'ci medyanın sesi tamamen kesildi, direnişi hiçbir şekilde sekteye uğratamadı.

3- "Kürt Açılımı" ile birlikte Türkiye'de Türk-Kürt düşmanlığını körükleyen ve emperyalizmin abecesini uygulayan AKP'nin açılımının sesi kesildi. Ankara'da TEKEL işçileri Türk, Kürt ve diğer etnik kökenler fark etmeksizin el ele mücadele ettiler ve ediyorlar. Böylece Kürt sorununun çözümünün sınıf mücadelesinde olduğu son tahlilde kesinleşmiş oldu.

4- TEKEL işçileri tarih yazmakla beraber diğer işçilere de örnek oldu. Amerika'nın ve uluslararası emperyalizmin sömürüsüne karşı nasıl karşı durulabileceğini tüm Türkiye'ye göstermiş oldular. Diğer işçilerin de umutları arttı ve mücadelecilikleri yükseldi. Böylece sermayenin aydınlığa engel olmasının, hayallere ve umutlara ipotek konmasının önüne geçilmiş oldu.

5- Halkın da bu konudaki duyarlılığı AKP karşıtlığını tırmandırdı. Türlü çalışmalarla halk da potansiyel olarak direnişe ortaklık duygusu uyandı. (Somut edinimlere sahip olmak adına bu potansiyel acil olarak harekete geçirilmelidir.)

6- Sendikaların işçileri desteklemekte yetersiz kaldığı, işçileri tamamen savunmak yerine denge politikası izlediği gerçeğini ortaya çıkardı. Bu kendiliğinden gelişen harekette sendikalar işçi sınıfı yerine bürokrasiyle uğraştı kısa zamanda genel bir grevi örgütleyemedi. Ancak TEKEL işçisi hem iç hem de dış dinamiklere karşı nasıl etkili bir mücadele verileceğini gösterdiler.

* * *

Bu öne çıkan ve önemli olan kazanımlarla birlikte AKP'nin temelleri çok derinden sarsılmıştır. AKP'nin 4-C'yi kaldırmayacağı hal ve tavırlarından bellir. 4-C, AKP tarafından ne kadar yumuşatılırsa yumuşatılsın, işçilerin özlük haklarını almasına yetmeyecektir. AKP asla işçilerin taleplerini karşılayamayacaktır. Şu anda da AKP'nin yaptıklarına bakılacak olursa tek yapılan oyalama politikalarıdır. Bu konuda çalıştığını göstermeye çalışan Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının da son kertede ne kadar şoven ve yapmacık bir tavır içinde oldukları da ortadadır.

Eğer işçiler şu ya da bu şekilde bastırılıp sindirilirse ve bu hareket başarısızlıkla sonuçlanırsa, Türkiye'nin ve toplumun temelleri çok derinden sarsılır. Buna karşı ise içinde bulunduğumuz dönemeçte şu anda AKP'nin temelleri sarsılmaktadır ancak yeterli değildir. Bu temelleri daha da sarsmak ve yıkmak için gerekli olan iki temel unsurdan biri olan "genel grev" kararı alındı ve uygulamaya geçirilecek. Diğer temel unsur olan bütünsel bir işçi hareketinin sağlanması için hem diğer sendikalı/sendikasız işçilerin, hem kamu emekçilerinin, hem de halkın bu işin içinde yer alması, ellerini AKP'nin yakasına daha sıkı yapışmaları gerekmektedir.

Can Semercioğlu
Lise öğrencisi