AKP savunuculuğunda demokrasi tellalığı da bir yana bırakıldı, artık yandaş kalemlerde iş şirazesinden çıktı. Akif Beki, “Diktatörün de, başkanın da, başbakanın da hayırlısı” diyerek başladığı yazısında “Rahmi Koç’a göre en iyisi olan diktatörlük sistemi” gelemeyeceği için “ikinci en iyi olan” başkanlık sistemini savundu.

Beki, yazısında “sivil, askeri ve faşist diktalardan başka diktalar da vardır” diyerek Rahmi Koç’un “akıllı diktatörlük” ve Taha Akyol’un “romantik başkanlık” dediği sistemleri anlattı.

Beki şunları yazdı: “Rahmi Koç’un beğendiği model şu: ‘En iyisi akıllı bir diktatör. Ama, bu devirde mümkün değil. İkinci en iyi ise, başkanlık sistemi. Bu sistemde, hukukunuzun çok iyi çalışması lazım. Bence Türkiye’nin en büyük sorunu, hukuk sistemini muntazam çalıştıramamasıdır.’ Diktatörlüğün faydalarını da şöyle anlatıyor:
‘Biz, maalesef Kore gibi yapamadık. Kore hükümeti, orada diktatörlük olduğu için dedi ki ‘Samsung, sen elektronik yapacaksın. Hyundai araba yapacak. Falanca gemi yapacak.’ Bizde ise, ‘Demokrasi var’ dediler ve her isteyene otomobil üretme izni verdiler. Hiçbirimiz tam olarak yapamadık.’ Romantik başkanlığın tarifini ise, Taha Akyol veriyor: ‘Başkanlık sistemi, Türkiye’deki sağcı liderlerin doğrudan halk tarafından seçilmek ve etkin icraat yapabilmek özleminden doğan bir romantizmdir...En hızlı ve etkin sistem, hakikaten de başkanlık sistemidir. Son ekonomik krizde gördük ki, Amerika süratle kararlar aldı, Avrupa alamadı...’”

Beki, “akıllı ve romantik diktatörlük” modellerini böylece sunduktan sonra “Diktatörlük, muhal [gerçekleşmesi olanaksız] olduğuna göre... Türkiye, ikinci en iyiye doğru gidiyor o da başkanlık sistemidir. Hem romantik, hem demokratik, hem de akıllı” diye yazdı.

(soL - Haber Merkezi)