Phaselis'e açıklananın 2,5 katı beton döküldü

Alacasu koyundaki beton temellerde ölçüm yapan çevre ve meslek örgütleri 480 metrekarelik alanın betonlaştırdığını tespit etti.

Yusuf Yavuz

Antalya’daki Phaselis antik kentinin koruma sınırları içerisinde bulunan Alacasu Koyunda çevre ve meslek örgütleri önce beton ölçümü ardından basın açıklaması yaptı. Phaselis’e Dokunma Hareketi’nin çağrısıyla bir araya gelen Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi ile Tarım Orman-İş Sendikası yöneticileri ve çeşitli siyasi parti temsilcileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından korunan alanda uygulanan projenin durdurulmasını istedi. Bakan Ersoy’un toplam 179 metrekare yapılaşma olacağını belirttiği projenin yalnızca Alacasu kısmındaki beton temellerde ölçüm yapan uzmanlar 480 metrekarelik alanın betonlaştırdığını tespit etti.

Phaselis’e Dokunma Hareketi’nin çağrısıyla bugün öğle saatlerinde yapılaşmanın olduğu Phaselis Alacasu koyunda bir araya gelen topluluk, önce metreyle koydaki beton zeminleri ölçerek kayıt altına aldı, ardından basın açıklaması yaptı. 

Jandarmanın güvenlik önlemi aldığı eylem basın açıklaması sırasında dün gece ve gün içinde kırılarak sökülen bazı beton temellerin molozlarının iş makineleriyle kamyonlara yüklenmesi dikkat çekti. 

Bakan 'Gelip ölçsünler' dedi, gelip ölçtük

Phaselis’e Dokunma Hareketi adına basın açıklaması yapan Erdal Elginöz, “Bakan Ersoy ‘gidip ölçsünler’ dedi, geldik, ölçtük. Durum vahim” ifadelerini kullanarak Alacasu Koyunda 480 metrekare beton yapılaşma ölçtüklerini belirtti. 

“Phaselis Antik Kenti 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde yer alan Alacasu ve Bostanlık Koylarında yapımı devam eden halk plajı olduğu iddia edilen ancak bütün kumsalı işgal eden ticarethane inşaatı hakkında defalarca toplandık, defalarca basın açıklaması yaptık” diyen Elginöz şöyle konuştu: “Bugün yine toplanmak, yine açıklama yapmak, işlenen suçları yine haykırmak gerekliliği doğmuştur. Çünkü durum vahimdir, ağır suçlar işlenmiştir, işlenmeye devam edilmektedir. Örneğin dün gece karanlıkta burada yine paletli iş makinesi çalıştı, hani bakan Ersoy’un yok dediği paletli iş makinesi. Görüntüleri elimizde. Başında arkeolog yokken gece vakti çalıştı. Ne yaptığı, neye zarar verdiği belli değil. Burada her gün suç işleniyor. Tekrar ediyoruz, suç işleniyor. Suç duyurularında bulunduk, yine bulunacağız."

‘Sit alanındaki proje iptal edilmeli'

"Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın her kademesindeki memurların çok iyi bildiği gibi, 1. derece arkeolojik sit alanları ticari faaliyete konu edilemez. Beton ya da ahşap, binlerce metrekarelik inşaatlar yapılamaz. Ofis binası, güvenlik binası, kafeterya, mescit vesaire inşa edilemez. Kumsala şezlong ve şemsiye konup kiraya verilemez. Böyle bir projeyi hazırlamak bile suçtur. İptal edilmelidir!”

‘Proje 85 bin metrekare alana yayılıyor'

Bakan Ersoy’un katıldığı televizyon programında “iki koyda toplam 179 metrekare, ayaklar üzerinde ahşap duş tuvalet ve büfe yapılıyor, beton olmayacak” dediğini anımsatan Elginöz, Bakan Ersoy'a şu sözlerle seslendi:
 

“Ancak, idare mahkemesinde açtığımız davaya savunma gönderen Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bakan Ersoy’u yalanlıyor. Sayın Bakan Ersoy, bizzat kendi bakanlığınızın mahkemeye gönderdiği belgelere göre şu anda yürürlükte olan proje, iki koyda toplam 85 bin metrekare alana yayılmış devasa bir projedir. Toplam 3.000 metrekareyi bulan sit alanı beton ve taş zeminle kaplanacaktır. Orman ve milli park arazilerinde yollar açılacak, devasa bir elektrik şebekesi yerleştirilecektir. Her iki koy da şezlong ve şemsiye ile doldurulacaktır. Sayın Bakan Ersoy’a soruyoruz: Yürürlükteki proje bu iken, siz hangi projeden bahsediyorsunuz? 179 metrekare ayaklar üzerinde ahşap tuvaletlerden oluşan proje nerededir?

Böyle yeni bir proje varsa, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan geçmiş midir? Sizin bu projeyi duyurabilmeniz için Kuruldan geçmiş olması gerekmez midir? Eğer yeni ve yalnızca ayaklar üzerinde ahşap tuvaletlerden oluşan bir proje yapılacaksa, yasaya aykırı olduğu halde halihazırda dökülmüş olan betonların hepsi sökülecek midir? Sökülmeyecekse kalacak olan beton zeminler hangi kanun ve hangi yönetmeliğe göre, hangi projeye istinaden kalacaktır?

İhalesi yapılmış ve yapımına başlanmış olan ‘Phaselis Antik Kenti Ören Yeri Bütünleyici Kıyı Düzenlemesi Projesi’ levhaları neden sökülmüştür? Üç ayrı dava ile itiraz ettiğimiz bu proje yürürlükten kalkmış mıdır? Eğer kalkmışsa, bu projeyi yapmakta olan şirket hala sit alanında nasıl çalışmaktadır? Neye göre, hangi inşaat işini yapmaktadır? Bu şirket burada kaçak çalışır durumda mıdır? Durum böyleyse, bu suçun sorumluluğu, vebali kimin üzerindedir? İhalesi yapılmış projeye devam edilmeyecek ve Bakan Ersoy’un sözünü ettiği yeni proje uygulanacaksa, SA-FA Şirketi derhal yeni inşaat çalışmasını durdurmalı, var olan betonları sökmeli ve sit alanını terk etmelidir. Ancak gerekli izinler alındıktan ve yeni ihale yapıldıktan sonra çalışma devam etmelidir. İhaleyi hangi şirket alacaksa, o devam etmelidir.”

‘Betonlar tamamen sökülmeli'

Phaselis Antik Kenti ziyaret alanının günlük taşıma kapasitesinin belirlenerek ve bu sayının üzerinde ziyaretçi kabul edilmemesi gerektiğine işaret eden Elginöz, “Temel ihtiyaç için yapıldığı söylenen, ancak arkeolojik sit alanını devasa bir ticarethaneye çevirecek olan bu projenin durdurulduğu resmen ilan edilmelidir. Hiçbir yasaya uymayan betonlar tamamen sökülmeli, şirket sit alanından çıkmalıdır” dedi. 

'İşlem yasaya aykırı'

Phaselis’teki projeye karşı açılan davanın avukatı Tuncay Koç da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın savunma dilekçesinin geldiğine işaret ederek, “orada açıkça Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunda Milli Parklar ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisinin bu projeye ilk toplantıda onay vermediği açıkça yazılıyor ve karşı şerhlerinde, karşı oylarında şu var; burası Milli Park ve Beydağları Milli Parkı içinde bir alan. Dolayısıyla milli parkların bir anayasası var, gelişim, revizyon planlaması yapılmadan bu alanda bir işlem yapılamaz. Milli Parklar buna onay vermemiş. Yine alan gördüğünüz gibi denize çok yakın. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da kıyı kenar çizgisi tespiti için gereken prosedürlerin yerine getirilmesi lazım diyor. Bu prosedürlerin yerine getirilip getirilmediği dosyada hiç belli değil. Görüldüğü gibi burada yıkılan beton alanın denize yaklaşık mesafesi 70-80 metre. Kıyı kenar çizgisi daha içindedir. Büyük ihtimalle kıyı kenar çizgisinin içinde kalan bir alan. Dolayısıyla, kıyı kanununa tamamen aykırı bir proje. Yine arkadaşlarımız söyledi, 1. Derecede Sit Alanı içine günübirlik tesis yapılamaz, beton dökülemez. Bütün bu işler yasalara, mevzuatına aykırı. Bakanlık halkın tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır” diye konuştu. 

Alandaki biyolojik çeşitlilik hakkında bir açıklama yapan Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği Başkanı Dr. Mehmet Ali Başaran ise Phaselis’te 22’si endemik olmak üzere toplam 177 bitki türü bulunduğunu belirterek, “Bu endemik türlerin 11’i IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği)’e göre tehlike altında olup, 4’ü CR (kritik olarak tehlikede), 5’i VU (zarar görebilir), 2’si de EN (tehlikede)’dir. Aslında anlamamız gereken; bitkilerin biz de buradayız olgusuna ses vermektir. Tehlike altındaki herhangi bir bitki türünü, hatta bir bireyi dahi korumayı başarabilirsek, ülkelerimizin geleceği gençlerimizin zihninde, yeryüzünde yayılış gösteren her bitki ve hayvan türünün de en az insanlar kadar yaşama şansı olmalıdır” diye konuştu. 

Phaselis’te 27 memeli, 122 kuş türü ve 33 amfibi canlı türü bulunduğunu vurgulayan Başaran, “Şimdi buradan Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma Genel Müdürlüğü’ne seslenmek istiyorum. Bu ormanlar ve doğa sizin sorumluluk alanınızda değil mi? Görevinizi ne zaman yapacaksınız?” ifadelerini kullandı.