Kadınlar 2023’e gericiliğe ve sömürüye karşı mücadeleyle ‘merhaba’ diyor

2022 yılı kadınlar için şiddete, sömürüye ve gericiliğe karşı mücadeleyle geçti. Yeni yılda kadınların ana mücadele konularından birinin AKP’nin Anayasa değişikliği teklifi olması bekleniyor.

Burcu Günüşen

Türkiye’de kadınlar şiddet, gericilik ve artan sömürü nedeniyle yoksullaştırılmaya karşı mücadeleyle geçen bir yılı daha geride bırakıyor. 

2022’nin kadın mücadelesi açısından öne çıkan başlıklarını derledik. Kadın Dayanışma Komiteleri’nden Gizem Batı Ayaz ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden’den 2022 değerlendirmelerini aldık.

Kadın mücadelesinde 2022'den öne çıkan başlıklar

Geride bıraktığımız yıl kadınların mücadelesinde yaşananlardan öne çıkanlar şöyle:

Anayasa’ya türban girecek mi?

2022 yılında dünyada kadınların mücadelesine İran’da “başörtüsü kuralları"na uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolar damgasını vururken, Türkiye’de AKP’nin Meclis’e sunduğu “başörtüsü"ne Anayasal güvence teklifi bu yılın önemli tartışmalarından biri olacak gibi görünüyor. 

ÇYDD ile bir dizi kadın örgütü yaptıkları açıklamalarla sözkonusu teklifin laiklik ilkesiyle bağdaşmadığına ve ayrımcı olduğuna dikkat çekerek milletvekillerine teklife hayır deme çağrısında bulundu.

AKP’nin bu adımı CHP’nin “başörtüsü” için yasa teklifi “pası” sayesinde attığı yorumları yapıldı. 

TKP 6 Ekim’de yaptığı açıklamada halk yoksullukla boğuşurken “Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’la giriştiği ‘hangimiz daha yobazız’ rekabetinin kaybedeninin Türkiye olmasına izin vermeyeceğini” duyurdu.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na kapatma davası

Kadın cinayetlerinin hız kesmediği 2022’de, mücadele eden kadınlara yönelik baskılar da devam etti. 8 Mart’ta sokağa çıkan kadınların önüne polis barikatları kuruldu, çok sayıda kadın darp edilerek gözaltına alındı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatılması için dava açıldı.

İstanbul Sözleşmesi: Danıştay tarihinin en kalabalık duruşmaları

İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı 100’ü aşkın kadın örgütünün Danıştay’da açtığı dava yılın ilk aylarına damgasını vurdu. Binin üzerinde avukat ve kadının katılımıyla Şubat, Nisan ve Haziran’da Danıştay tarihinin en kalabalık duruşmaları görüldü. Ancak Danıştay Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının iptali talebini reddetti.

Tarikatlar ve istismar

Cami imamından iktidar temsilcisine kadar her makamdan gericinin kadınları hedef almaya devam ettiği bir yıl olan 2022’nin son aylarında Birgün’den Timur Soykan’ın yaptığı bir haber ülke gündemine yerleşti.

Haberle birlikte İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusunun 6 yaşındaki kızını 29 yaşında bir müridiyle “evlendirdiği”, çocuğun yıllarca cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.

Tutuksuz yargılandıkları ortaya çıkan istismarcı mürit ile tarikatçı baba yükselen tepkilerin ardından tutuklandı. İktidar olayı “münferit” diye nitelerken düzen muhalefetinden gelen tepkilerdeyse tarikatlara karşı çıkış yerine bunların “denetlenmeleri” talebi öne çıktı.

Sosyalist Güç Birliği ise İstanbul Kadıköy’de 17 Aralık’ta bir eylem yaparak tarikat ve cemaatlerin dağıtılması çağrısı yaptı. 

Fabrikalarda direnişe öncülük eden kadınlar

Birçok işyerinde kadın işçiler işten çıkarmalara, düşük maaşlara, işyerinde tacize karşı direnişe geçti.

Direnişlerden bazıları kazanımla sonuçlandı. 

Bunlardan biri patronu da bir kadın olan ETF Tekstil işçilerinin direnişiydi. Patron Sanem Dikmen’in haklarını ödemediği işçiler haftalar süren direniş sonucu patronun mallarına haciz koydurmayı başardı.

Kadın işçiler Çerkezköy’de Pas South fabrikasında, Kocaeli Dilovası’nda Farplas fabrikasında, İstanbul’da Alpin Çorap fabrikasındaki direnişlere öncülük ettiler.

Soygun düzenine karşı mahallelerden yükselen ses

Artan hayat pahalığına karşı kadınların sesi mahallelerden de yükseldi. 

Kadın Dayanışma Komiteleri hayat pahalılığına ve fatura soygununa karşı “Hemen devletleştirme” talebiyle eylem ve etkinlikler düzenledi.

Kadınlar “Isınabildiğimiz, aydınlanabildiğimiz, doyabildiğimiz insanca bir yaşam istiyoruz” dediler. 

Ücretsiz HPV aşısı için mücadele sonuç verdi

2022 Türkiye’de kadınların HPV aşısının ücretsiz olması için mücadelesinin sonuç verdiği bir yıl oldu.

Boyun Eğmeyen İlaç Emekçileri’nin başlattığı HPV Aşı Dayanışması sürerken birçok kadın ve çocuk dayanışma sayesinde aşılandı. Kadın Dayanışma Komiteleri ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin aşının ücretsiz olması için toplumsal ve hukuki mücadelesinin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada “belirlenen bir grupta” aşılanmanın başlayacağını duyurdu.

HPV aşısı için “medeni hal” ve “yaş” sınırlaması getirmeyi öngören bilim dışı yaklaşıma karşı mücadele halen devam ediyor.

TKP'den çözüm belgesi

Türkiye Komünist Partisi iktidara geldiğinde kadının kurtuluşu için atacağı adımları içeren bir çözüm belgesi yayımladı

Kadın Dayanışma Komiteleri'nin bir yılı böyle geçti

Kadın Dayanışma Komiteleri’nden Gizem Batı Ayaz geride bıraktığımız yılı soL için değerlendirdi:

2023’te mücadele çetinleşerek devam edecek

2022 yılında kadınlar, mahallelerde, semt evlerinde, iş yerlerinde, üniversitelerde her alanda geleceğe umutla bakacağımız, mücadelelere ve dayanışma örneklerine imza attı.

Kadın Dayanışma Komiteleri olarak, 2022’nin başından itibaren emekçilerin sırtına bindirilen fatura zamlarına karşı mahallelerde semt evlerimizden başlayarak emekçilerin sesinin örgütlü bir şekilde yükselmesi için pahalılığa, faturalara karşı elektrik, doğalgaz, enerji ve temel sektörlerde hemen devletleştime başlığında eylemler, yürüyüşler, toplantılar düzenledik.

Her geçen gün gelen zamların karşısında eriyen ücretlerle yılbaşından itibaren patronlar emek sömürüsüne tam gaz devam ettiler, kriz bahanesiyle ilk gözden çıkardıkları ya da eşit işe eşit ücret vermedikleri yine kadınlar oldu. Bunun karşısında direnişe geçen Alpin çorap, Pas South, Farplas ve EFT tekstil işçileriyle KDK’lar olarak dayanışmayı ve mücadeleyi büyüttük.

Önemli bir kazanım olan İstanbul Sözleşmesi'nin hukuksuz bir şekilde cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesi kararına karşı açılan iptal davalarının takipçisi olduk.

Kadınlar arasında en sık görülen kanserlerden biri olan rahim ağzı kanserine sebep olan HPV virüsünden aşı ile korunmak mümkünken devlet tarafından karşılanmayan HPV aşısının ücretsiz olması için bir mücadele başlattık. KDK’lar olarak semt evlerinde, üniversitelerde, yerelliklerde HPV’nin ne olduğu ve tedavisi konusunda bilgilendirici toplantılar düzenledik, "Gericilik ve Piyasacılık Zararlıdır: HPV Aşısı Ücretsiz Olsun" broşürünü yayınladık. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ve Boyun Eğmeyen İlaç Emekçileri ile aşı dayanışması büyüdü ve aşı ücret bedeli için hem çağrıcısı hem de katılımcısı olduğumuz davalar kazanımla sonuçlandı. Temel sağlık hakkımız için hep birlikte verdiğimiz mücadele sonucunda kazanım için önemli bir ilerleme sağlandı.

Gezi Direnişi’nin halkın AKP iktidarına yönelik tepkisinin bir ürünü olduğunu ve mahkum edilemeyeceğini söyleyerek, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın dayanışma komitelerine ve tüm kadınlara, Mücella Yapıcı’ya mektup gönderme çağrısı yaparak dayanışma mektuplarımızı ulaştırdık.

Göçmen kadınların hem yaşadıkları sıkıntıları paylaşıp hem de ülkemizdeki emekçi kadınların bir parçası olarak birlikte mücadeleyi örgütlerken dayanışmayı yükseltmek için yaşanan problemlere dair söyleşiler gerçekleştirdik.

8 Mart’ta Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla KDK’lar semt evlerinde mahallelerde “Kadınlar Zincirlerini Kırıyor” diyerek çeşitli etkinlikler gerçekleşti ve 8 Mart’ta eylemler gerçekleştirdi.

1 Mayıs’ta KDK’lar olarak sınıfımızın yanında ülkemizin dört bir yanında eylemlere katıldık, örgütlendik ve hep bir ağızdan “Kadınlar Bu Karanlığın Hesabını Soracak” dedik.

Emekçileri siyasetsiz bırakanlara karşı kadınlar bu ülkenin aydınlık geleceğinin mücadelesinde, insanca yaşayabileceği bir ülkenin kurulmasında eşit yurttaşlar olarak var olacak dedik ve halkın milletvekili aday adaylarını belirlendiği toplantılarda KDK’lardan milletvekili aday adayları olarak bir adım öne çıktık.

Türban yasası tartışmaları gündeme getirilirken, “Halkımız yoksullukla, hayat pahalılığı ile boğuşurken, ülkemizin gençleri, kadınları, işçileri özgürlük ve eşitlik için seslerini yükseltirken, ‘hangimiz daha yobazız’ rekabetinin kaybedeninin Türkiye olmasına izin vermeyeceğiz” dedik.

25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde KDK’lar, Sosyalist Güç Birliği'nin çağrısıyla Ankara Ulus meydanında kadınların eşit ve özgürce yaşayabilecekleri laik bir ülke için bir araya geldik.

2023’te mücadele çetinleşerek devam edecek. Bu düzenden güç alan gericilerin, tarikatların, patronların öyle rahat bir yıl geçiremeyeceklerini söyleyebiliriz. Bizler KDK’lar olarak bulunduğumuz iş yerlerinde, semt evlerinde, üniversitelerde gericiliğe karşı aydınlanmanın, sermayeye karşı emeğin güçlenmesi için sınıfımızın yanında, eşit, özgür ve laik bir ülkeyi kurmak, 2023’ün emekçilerden yana bir yıl olması için mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği 47 şehirde kadın cinayetleri ve çocuk istismarı davalarına müdahil oldu

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden soL’a yaptığı 2022 yılı değerlendirmesinde şunları kaydetti:

2023'te sistemi baştan aşağı değiştirebiliriz

2022 yılı bizim için mücadele dolu geçti.

İstanbul Sözleşmesinin hukuksuzca feshedilmesine karşı açtığımız ilk iptal davası, açılan diğer davalarla birlikte Danıştay’da görüldü.

Davaya, katledilen kadınların yakınlarıyla katıldık. Kızlarını, annelerini, arkadaşlarını kaybedenler, Danıştay heyetinin yüzlerine yaşamdan koparılan kadınların fotoğraflarını doğrulttu.

Bir anlamda devlete de cinayetleri önlemediği için kurumların yükümlülüklerini ihlal ettiğini bu mücadelenin özneleri ile beraber doğrudan yönelttik.  

'İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, fotoğraflarını gördüğünüz bu kadınlar hayatta kalacaktı’ dedik. Tarihi anlar yaşadık, mücadelenin etmenin bize de, ailelere de ayakta kalma gücü verdiğini gördük.  

Hukuki vekilliğini üstlendiğimiz çocuk istismarı dosyalarımızın sayısı -ne yazık ki- arttı.

Erzurum’da Kuran kursunda 8 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı davada, belletmene 119 yıl hapis cezası aldırdık. İstismara göz yuman diğer kurs görevlilerinin tutuklu yargısı sürüyor. 

Karşılaştığımız yapısal sorunlar devletin de ihmalkarlık düzeyinde yol açtığı kangren konular olsa da, Türkiye’nin birçok ilinde örgütlenerek azimli bir kararlılık göstermemizi sağlayan gelişmeler de oluyor.

2022 yılında toplam 47 şehir ve bazı şehirlerin merkezden uzak ilçe adliyelerinde kadın cinayetleri ve cinsel istismar davalarına katıldık.

Kimi zaman ailelerin şikayetçi olmaları için onlara güç verdik. Kimi zaman da onlar bize devam etmek için neden verdi. Mücadele eden ailelerin seslerine ortak olduk, onları savunmak bize her daim güç verdi. Bu sayede yeni gönüllülerle tanıştık. Bize ulaşan insanlar mücadele etmemiz için çok önemli sebepler veriyorlar. 

2022’de Afyon, Ağrı, Van, Batman, Muş, Bitlis, Çankırı, Çorum, Düzce, Erzincan, Erzurum, Giresun, Karabük, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Osmaniye, Sivas, Tunceli, Uşak, Van, Şırnak, Denizli, Kütahya, Burdur, Aydın, Manisa, Tokat, Elazığ, Kırşehir, Bartın, Ardahan, Bolu, Gaziantep gibi az gelişmiş il ve bu illerin ilçelerine gitmeyi başardık. 

Çalıştığımız alanlarda kadın cinayetleri ve çocuk istismarı alanında önemli içtihatlar oluşturmayı sağladık.

Faillere çok ağır cezaların verilmesini hep beraber verdiğimiz emekler sağladı diyebiliriz.

Yine de yetmeyeceğini biliyoruz.

2023’te sistemi baştan aşağı değiştirebiliriz. Bunu hedefliyoruz. Bu tabloyu değiştirmek için elimizden geleni yapacağız.