'Filistin'e destek' bahanesiyle hilafet çağrısı

"Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" başlığıyla Galata Köprüsü'nde düzenlenen yürüyüşle birlikte "hilafet" tartışması gündeme geldi.

Haber Merkezi

İsrail'in, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonu sonrasında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında yaklaşık 22 bin Filistinli hayatını kaybetti, 57 bini aşkın Filistinli ise yaralandı.

Bu süreçte bir yandan İsrail'in saldırılarını eleştiren AKP iktidarı ve büyük şirketler, bir yandan da İsrail ile ticari faaliyetlerine devam etti.

Laikliğe yönelik saldırılar her geçen gün şiddetini arttırırken, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları da gerici örgütlenmeler tarafından şeriat ve hilafet çağrısı için kullanılmaya devam ediyor.

Gerici oluşumdan çağrı

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın yöneticilerinden olduğu Türkiye Gençlik Vakfı, Menzil tarikatına bağlı Semerkand Vakfı ve 45 çocuğun cinsel istismara uğramasıyla gündeme gelen Enser Vakfı gibi AKP ve tarikatlara yakınlığıyla bilinen 308 dernek ve vakfın üyesi olduğu Milli İrade Platformu'nun çağrısıyla, dün sabah saatlerinde İstanbul'da bir yürüyüş düzenlendi.

Kuzey Irak'ta 12 askerin hayatını kaybetmesi ve 7 Ekim'den bu yana Gazze'de devam eden İsrail saldırıları nedeniyle "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" başlığıyla Galata Köprüsü'nde düzenlenen yürüyüşle birlikte "hilafet" tartışması da gündeme geldi.

Zafer Partisi poziyon bulamadı: İlk önce kınadı ardından avukatlığını üstlendi

Yürüyüşün ardından "Kelime-i Tevhid" bayrağı taşıyan İsmail Aydemir isimli şahıs, yumruklu saldırıya uğradı. Sosyal medyaya yansıyan görüntülere göre yumruk atma sebebini "Biz Türk'üz. Bir Türk olamadınız" sözleriyle açıklayan Ege Akersoy, gözaltına alındı. Akersoy, karakoldaki işlemlerini sonrasında sevk edildiği hakimlikçe tutuklandı.

Görüntülerin ardından açıklamada bulunan Zafer Partisi Sözcüsü Uğur Batur, söz konusu saldırıyı "hayatın olağan akışına aykırı ve provokasyon kokan şiddet eylemi" olarak nitelendirdi. Batur, "Saldırıya uğrayan vatandaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Öte yandan güvenlik güçlerinin derhal bu saldırganın kimliğini, bağlantılarını, iktisatlarını araştırması gerektiğine inanıyoruz" çağrısında bulundu.

Batur'un ardından açıklamada bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise konunun takipçisi olacaklarını aktardı ve "Öte yandan karakoldan gelen bilgi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın karakolu aradığı doğrultusunda. Ege Akersoy tutuklandı" iddiasında bulundu.

Özdağ'ın açıklamaları sonrasında Zafer Partisi, Akersoy'un avukatlığını üstlendi. Zafer Partisi Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Sevdagül Tunçer, "1 ay sonra mezuniyet sınavları olan gencecik bir mühendis adayını bugün Metris Cezaevi'ne gönderip bu vatana küstürmenize izin vermeyeceğiz. Babası ile görüştüm ve Ege'nin avukatlığını üstlendim. Türk evlatları da sahipsiz değildir" açıklamasında bulundu.

Cumhuriyeti hedef aldı, şeriatı savundu

Olayın gündeme gelmesinin ardından saldırıya uğrayan İsmail Aydemir'in sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ve Aydemir'in taşımakta olduğu tevhid bayrağı da tartışma konusu oldu.

Türkçe anlamı “Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın resulüdür” anlamına gelen “La ilahe illallah, Muhammedün Resullullah" yazılı tevhid bayrağı, şeriatçı gruplar ve örgütler tarafından sıkça kullanılmakta. Söz konusu bayrak, IŞİD tarafından kullanılmasıyla da gündeme gelmişti.

Aydemir'in taşıdığı bayrağın yanı sıra Aydemir'in cumhuriyeti hedef aldığı, şeriatı desteklediği paylaşımlar da gündeme geldi. Aydemir'in, "Cumhuriyet kuruldu. İyi güzel. Harf niye değişti, caydırıcılık ve adalet isabeti kesin şeriat niye kaldırıldı, hilafetten ne istendi, şapka ne ya, hele hele Kur'an yasaklandı" gibi paylaşımları kamuoyunda tepkiyle karşılandı.

Hizb-ut Tahrir'den hilafet çağrısı

Yürüyüşün ardından Hizb-ut Tahrir'in yayın organı olan Köklü Değişim de "hilafet" çağrısında bulundu.

Dün gerçekleştirilen yürüyüşe Köklü Değişim adıyla katılan örgüt, yürüyüş esnasında hilafet ve şeriat çağrısında bulundu. Yürüyüşün ardından Köklü Değişim, sosyal medya üzerinden paylaştığı videoyla da hilafet çağrısı tekrarlandı.

Grubun önde gelen isimlerinden Yılmaz Çelik de söz konusu videoyu "Geliyor gelmekte olan! Hiç bir güç hiç bir kuvvet bu gelişi durduramayacaktır! Hilafet" notuyla paylaştı.

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi'nden farklı kararlar

1953 yılında Doğu Kudüs'te temelleri atılan Hizb-ut Tahrir, birçok ülkede faaliyet yürütmekte. Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Pakistan, Bangladeş, Rusya, Çin ve Özbekistan gibi ülkelerde faaliyeti yasaklanan örgüt, Türkiye'de de Köklü Değişim adıyla faaliyet yürütüyor.

Hizb-ut Tahrir, amacını şöyle açıklıyor: "Ümmet arasında ve ümmetle birlikte, İslâmi hayatı toplumda yeniden tesis etmek ve Râşidî Hilâfet Devleti’ni yeryüzünde yeniden inşa etmek için Müslümanlara öncülük eden ve ümmet içerisinde çalışma yapan İslami siyasi bir partidir."

Örgütün Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin ilk dava 1967 yılında açıldı. Günümüze kadarki süreçte hakkında birçok dava açılan örgütün, "terör örgütü" sayılıp sayılamayacağına ilişkin tartışmalar ise devam ediyor. 

2003 yılında Terörle Mücadele Kanunu'daki "terör" tanımının değiştirilmesiyle, yargılanan bazı Hizb-ut Tahrir üyeleri serbest bırakıldı. Ancak Yargıtay bir yıl sonra Hizb-ut Tahrir'i "terör örgütü" olarak tanımlayan bir karar aldı. Ancak "Hizb-ut Tahrir'e üye olmak" suçundan yargılanan Yılmaz Çelik'in yaptığı başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi, 2018 yılında Çelik'in adil yargılama hakkının ihlal edildiğine karar verdi.