Putin: 'Güvenli bölge' Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından iyi olur

Rusya Devlet Başkanı Putin, Erdoğan ile ortak basın toplantısında Türkiye-Suriye sınırında ‘güvenli bölge’ kurulmasının Suriye toprak bütünlüğü açısından iyi olacağını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ortak basın toplantısında gazetecilerin Suriye sınırında “güvenli bölge”ye ilişkin sorusuna “Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından iyi olur” diye yanıt verdi.

Putin "Türkiye'nin sığınmacılarla ilgili yükü büyük, bunu anlıyoruz. Türkiye'nin Suriye sınırındaki güvenliğe ilişkin endişelerini de çok iyi anlıyoruz. Bunlar, Türkiye'nin yasal çıkarları. Sayın Cumhurbaşkanı, çok açık ve çok detaylı şekilde tutumunu ifade etti. Türkiye-Suriye sınırında güvenli bölge kurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması bakımından iyi olur” diye konuştu.

Erdoğan ile Putin Moskova Jukovskiy Uluslararası Havaalanı’nda yaklaşık 1 saat 20 dakika süren ikili görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.

TÜRKİYE-İRAN-RUSYA LİDERLER ZİRVESİ ANKARA'DA

Toplantıda konuşan Putin, Eylül ortasında Ankara’da Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile yapacakları zirveyi doğruladı.

'İDLİB'İN MİLİTANLAR İÇİN BARINAK OLMAMASI KANAATİNDEYİZ'

Putin, "Türk partnerlerimizin İdlib bölgesindeki durumundan kaygılıyız. Teröristler Suriye hükümet güçlerinin mevzilerini tehdit ediyor, ateş açmayı sürdürüyor, Rus askeri tesislerine saldırı girişimlerinde bulunuyor. Bölgenin militanlar için bir barınak olmaması gerektiği kanaatindeyiz. İdlib gerilimi azaltma bölgesinin teröristler tarafından yeni saldırılar düzenleyecekleri bir platform olarak kullanılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda Erdoğan'la İdlib'deki terör yuvalarının etkisiz hale getirilmesi ve bölgedeki ve sonrasında Suriye'deki durumun normalleşmesi için ek önlemler alınmasını kararlaştırdık" dedi.

Rusya ve Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu, bu ülkenin nüfuz alanlarının bölünmesine izin verilemeyeceğini söyleyen Putin ayrıca görüşmede Rusya ve Türkiye'nin İdlib gerilimi azaltma bölgesi sorununun çözümü için neler yapabilecekleri konusunda ortak anlayış ortaya koyduklarını kaydetti.

ERDOĞAN'DAN SOÇİ MUTABAKATININ UYGULANMASI İÇİN ÖN ŞART

Erdoğan ise İdlib’de tesis edildiğini öne sürdüğü “suküneti” Suriye “rejiminin” saldırılarının bozduğunu savunarak “Rejimin terörizmle mücadele bahanesiyle sivillere ölüm yağdırması kabul edilemez. Sivilleri hedef alan saldırılar radikal unsurları da kışkırtmaktadır" diye konuştu.

Erdoğan "Meşru müdafaa hakkımız özellikle sınırlarımız boyunca bizi müdafaaya sevk etmektedir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını değerli dostum Putin’e de ifade ettim” dedi.

İdlib’de Astana ruhuna uygun hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan “Soçi Mutabakatı ile üzerimize düşen sorumlulukları ancak rejimin saldırılarına son verilmesiyle yerine getirebiliriz” diye konuştu. Suriye’de Anayasa Komitesi’nin ilanını en kısa sürede yapmak istediklerini kaydeden Erdoğan Putin’le Libya, Keşmir ve Ortadoğu’daki son gelişmeleri de ele aldıklarını söyledi.

PUTİN: SADECE SATMAK DEĞİL, ORTAK ÜRETİM POTANSİYELİMİZ DE VAR

Bir basın mensubunun Su-35 ile ilgili sorusuna yanıt veren Putin “Su-35 konusunda ortak çalışmalar yürütülebilir. Su-57 uçağı üzerine de işbirliği yapabiliriz. Bizim elimizdeki imkanlar çok. Sadece satmak değil, ortak üretim için de potansiyelimiz var” diye konuştu. Erdoğan ise “Ben savunma sanayi müsteşarımı burada bırakıyorum. Gerekli görüşmeleri yapacak. Ortak üretim çok önemli. S-400’lerle ilgili de birçok şey söylenildi. Biz hiçbirine kulak asmadık. Bugün de ikinci etabı gelmeye başladı. Bu dayanışmamızı savunma sanayiinin birçok alanında sürdürmek istiyoruz. Radar karıştırıcılarda roketlerde savunma sistemlerinin değişik kısımlarında olsun bu dayanışmayı süratle geliştireceğiz. Hepsinden öte bizim şu anda ekonomik alanda dayanışmamız çok önemli” diye konuştu. 

Putin ayrıca iki ülke arasındaki ticarette ulusal para biriminin geniş bir şekilde kullanılmasına dair bir anlaşma hazırlandığını kaydetti. Putin iki ülke arasındaki enerji işbirliğinin devam ettiğini ve Türk Akımı projesinin inşaatının planlandığı gibi devam ettiğini ve Akkuyu Nükleer Santralinin 2023 yılında devreye gireceğini söyledi, iki projenin de "çevre dostu" projeler olduğunu savundu.