(soL-Haber Merkezi)Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanalizasyon taşması sonucu su basan laboratuvarın temizliğini yapan taşeron işçiler gerekli önlemler alınmadığı için mikrop kaparak hastalanmıştı. Kaptığı enfeksiyon nedeniyle karaciğer yetmezliğine yakalanan Zafer Açıkgözoğlu bugün yaşamını yitirdi.
Ölmeden önce Aljazeera Türk ile yaptığı röportajda Açıkgözoğlu yaşadıklarını şu şekilde anlatmıştı:
“Geçen sene 14 Haziran gecesi yoğun bakım servisinin camlarını silerken, alt katları temizlemek için beni çağırdılar. Yağış nedeniyle kanalizasyon taşınca, laboratuvarı su basmış… Önce odaya girdim, çek baslarla suları çektik. Amirim, lağımın içine girip, kanalı açmamı istedi. Ben de girip, tıkalı kapağı kaldırmaya çalıştım. Bir anda fışkıran basınçlı suyla yere yuvarlandım. Bütün lağım pisliği üzerimden geçti. Bir iki gün sonra o gece kanalizasyonda çalışan kim varsa hastalanmaya başladı. İshal, bulantı karın ağrısıyla acil servise başvurduk birkaç kez. İki hafta kadar sonra durumum daha da kötüleşti. Ayaklarımdan gelen bir sızıyla bulantı ve kusma başladı, bilincimi kaybetmişim.
Gözümü açtığımda yoğun bakımdayım. Karaciğer yetmezliği sebebiyle kadavradan karaciğer nakledildi. Ama ameliyattan kısa bir süre sonra vücudum nakledilen karaciğeri reddetti. Karnımda şişkinlik başladı, şekerim fırladı bu yüzden. Şimdi ikinci nakli bekliyorum. İnşallah bu kez iyi olacak. Bu hastalık sebebiyle çok kilo kaybettim, 43 kiloyum şimdi. 28 yaşındayım, daha önce hiç hastalanmadım bile!
Yoğun bakıma alındığım gece doktor, kardeşime hastalığımın kanalizasyondan kaptığım bir mikroptan kaynaklandığını söylemiş. Yapılan tahlillere göre Hepatit A üzerine bir de kanalizasyondan kapmış olabileceğim mikrop nedeniyle hastalandığımı söylüyor doktorlar. İşe başladığım günlerde tıbbi atıkları taşırken, elime iğne batmıştı, biraz kanadı. Hepatit A mikrobu da oradan bulaşabilirmiş.
Ama kanıtlamak mümkün değil, hiç önemsememiştim ki! Gelen uzmanlar, çalışmaya başlarken eğitim alıp almadığımı sordu, almadık! Bu olaydan sonra hastane personeline eğitim vermeye başladılar.
Hastalığım o lağımdan bulaştı, bunu ben biliyorum. Ama şimdi tek isteğim iyileşmek. İkinci nakil başarılı geçsin, başka bir şey istemiyorum. Yaşarsam, malulen emekli olacakmışım. Şimdi bunları düşünemiyorum bile, sonum ne olacak, yaşayacak mıyım bilmiyorum ki! Taşeron İşçileri Çalışma ve Dayanışma Derneği vasıtasıyla yürütülen dava süreci devam ediyor, hastane yetkilileri bizden daha yüksekler, daha üstünler belki onlar kazanırlar. Ne karar çıkarsa saygı duyacağız, elden ne gelir ki!”