İsrail'in 'Deri Bankası': Filistinlilerin cesetleri organ ticareti için yağmalanıyor

"Dünyanın en büyük deri bankası" İsrail'de. Raporlar, İsrail'in 25 yıldan uzun süredir Filistinlileri öldürüp, cesetlerini de organ ticareti için yağmaladığına işaret ediyor.

Can Kuyumcuoğlu

Gazze'deki saldırılarda birçok sivilin ölümüne yol açan İsrail, bu kez hayatını kaybeden Filistinlilerin cesetlerine el konularak yapılan yasadışı organ ticaretiyle gündeme geldi.

Bağımsız gazetecilerin sunduğu araştırma raporlarına göre, İsrail askerleri, öldürdükleri Filistinlilerin cansız bedenlerini uzun yıllardır organ toplamak ve ticaretini yapmak için kullanıyor. Konuyu ilk gündeme getiren, 2001 yılında İsveçli gazeteci Donald Boström olmuştu. Gazetecinin sunduğu rapor, İsveç'le İsrail arasında diplomatik krize yol açmış, İsrail hükümeti, İsveçli gazetecilere birtakım kısıtlamalar getirmişti.

Birinci İntifada döneminde enstitüde organ hırsızlığı

İsrailli doktor ve antropoloji uzmanı Meira Weiss, "Ölü bedenleri üzerinde" adlı kitabında, 1996-2002 yılları arasında Tel Aviv kentindeki Ebu Kebir Adli Tıp Enstitüsü'nde görev yaptığı dönemde, Filistinliler başta olmak üzere birçok cesetten organların çalındığına tanık olduğunu ifade ediyor.

Enstitüdeki döneminde Filistinlilerin bedenlerinden alınan organların İsrailli askerlere teslim edildiğini ve karşılığında herhangi bir şeyin alınmadığını kaydeden Weiss, "Korneaları, derileri, kalp kapakçıklarını alıyorlar, fark edilmemesi için korneaların yerlerine plastik bir cisim yerleştiriyor ve arka vücuttan deri yerleştiriyorlardı" diyor.

Buna ek olarak, Filistinlilerin el konulan bedenlerinin araştırma amacıyla İsrail üniversitelerindeki tıp fakültelerinde kullanıldığını belirten Weiss, "Birinci İntifada'da ordu, ölen Filistinli mahkumların otopsisi için gereken askeri prosedür kapsamında Filistinlilerden organ alınması için enstitüye izin veriyordu. Otopsi prosedürüne organların alınması eşlik ediyordu. Alınan organlar, 1985 yılında kurulan İsrailli Deri Bankası tarafından, İsrailli askerlerin yanıklarının tedavisi için kullanılıyordu" sözlerini kaydediyor.

Organların nakil, araştırma ve tıbbi araştıma için İsrail'deki diğer organ bankaları tarafından çalındığına dair iddiaları doğrulayan Weiss, enstitüde görevli birçok çalışanın, Birinci İntifada dönemindeki bu uygulamayı "güzel günler" diye andıklarını sözlerine ekledi.

'Yasadışı organ ticaretinin küresel merkezi'

İsrail Sağlık Bakanlığı, konuya dair El Cezire'nin sorusuna, "Böyle bir uygulamaya başvuruldu" yanıtını vermişti. İsrailli Kanal 2 televizyonu da, 2015 yılında Adli Tıp Enstitüsü'nün Filistinlilerden izinsiz organ çaldığını belgelerle ortaya koyan bir rapor yayınlamıştı.

ABD'li CNN kanalı da, 2008 yılındaki raporunda, İsrail'in yasadışı organ ticaretinin en büyük küresel merkezi olarak değerlendirildiğini bildirmişti.

İsrailli Haaretz gazetesinde 2016 yılında yayınlanan bir raporda da, İsrail devletinin hayatını kaybeden onlarca Filistinlinin cesedini "kaybettiğini" itiraf ettiği kaydediliyor.

'Organ hırsızlığının ötesinde cesetlere el konulması söz konusu'

Diğer yandan, Filistin Enformasyon Bakanlığı'nın da, Filistinlilerin cesetlerine İsrail tarafından el konulmasına ilişkin yayımladığı bir rapor bulunuyor.

Raporda, "Burada söz konusu olan yalnızca organ hırsızlığı değil, aynı zamanda cesetlere tamamen el konulması. Konu son yıllarda daha da ciddileşti. İşgalcilerin soğuk hava deposuna koyduğu ölü sayısı Şubat 2019'da 36 oldu. Şubat 2021'de bu sayı 72'ye, Şubat 2022'de 93'e, Nisan 2022'de 105'e çıktı" deniliyor.

Rapora göre, İsrail'in cesetlerine el konulan Filistinlilerin sayısı 256'yı buldu.

İsrail'in bu faaliyetinin bugün de devam ettiğine dair güçlü şüpheler var.

İsrail Parlamentosu'nda (Knesset), 2022 yılında, İsrail polisinin hayatını kaybeden Filistinlilerin cesetlerine el koyabilmesini öngören yasa tasarısı da sunulmuştu. Cesetlere devlet kurumları tarafından el konulması, uluslararası hukuka göre suç teşkil ediyor.