Erdoğan 'gönüllüler dışarı' dedi ama yangınla böyle mücadele ediliyor

Erdoğan artık 'profesyonel' olanlar dışında kimsenin alınmayacağını söyledi. Bu talimat hiçbir şekilde uygulanamıyor, tek sonucu zaman zaman jandarmayla yaşanan gerilimler

Ali Ufuk Arikan - Otmanlar/Sazak

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan yangın alanlarına artık "profesyonel" olanlar dışında kimsenin alınmayacağını açıkladığında Köyceğiz’de yangın dolayısısıyla tahliye edilme kararı verilen Otmanlar-Çövenli yolundaydık.

Yangın alanlarında günlerdir farklı şekillerde süren engelleme girişimlerinin nasıl bir boyuta vardığını da bu şekilde gördük.

Milas, Köyceğiz, Marmaris ve diğer tüm yangın noktaları… Hepsinde en açık seçik görülen şey, ülkenin birçok noktasından işini gücünü bırakarak yangın bölgesine gelen, elinden gelen her şeyi canla başla yapan gönüllülerin yangın söndürmede oynadığı büyük roldü. Varsa uçaklar suyu döküyor, yoksa tankeri, itfaiyesi, orman işçisi veya TOMA’sı suyunu sıkıyor ve yüzlerce gönüllü ellerindeki tırmıklar, kürekler ve diğer gereçlerle devreye giriyor, soğutma çalışmasına girişiyor. Sadece bu da değil, yol açılacağında, bir köy tahliye edileceğinde, hayvanlar kurtarılacağında da büyük bir özveriyle sahada rolünü oynuyor gönüllüler. Kimi noktalarda ise doğrudan yangını söndürmek de (elbette elden geldiğince) yine onlara kalıyor.

Yangına karşı mücadelede bu kadar önemli rol oynayan yurttaşların neden devredışı bırakılmak istendiğini herkes merak ediyor.

Bölgeye doğru yola devam ediyoruz.

Önce Köyceğiz, sonra Beyobası, sonra Pınar, sonra Sazak’tayız.

Sazak, bölgeden iki gün önce geçtiğimiz haberde yer alan, yangın dolayısıyla tedbir amacıyla tahliye edilmiş bir noktaydı.

Sazak'a Pınar'dan hareket ettiğimiz araçta bizimle birlikte yer alan bir gönüllü, tatilini yarıda keserek buraya desteğe geldiğini belirtiyor. Yangın bölgeleri bu tip destek hikayeleriyle dolu...

Boşaltılan Sazak Köyü...

Fotoğrafta gördüğünüzün dışında orada olan üç kişiyi de dahil edersek, dört köylü Sazak girişindeki caminin avlusunda otuyor, karşıdaki yangının vadiyi aşıp aşmayacağını endişeyle takip ediyordu.

Bir gün sonra yeniden döndüğümüz alanda gördüğümüz tablo yangının Sazak’ın bu kez sadece Çayhisar tarafından değil yukarı bölgeden gelen, Çövenli ve Otmanlar tarafından gelen dumanlarla da tehdit altında olduğunu gösteriyordu.

Sadece üç kişiyle bıraktığımız cami avlusunda bu kez onlarca gönüllü bulunuyordu. Cami avlusu bir tür gönüllü sevk merkezi haline gelirken, burada çeşitli toplumsal örgütlenmelerden ekipler de yerlerini almıştı.

Gönüllüler yangın noktasına çıkacaklar için erzak ve gerekli ekipman hazırlığı yapıyor

Yani işin başında yine Erdoğan’ın alanda istemediği gönüllüler var.

Dumanlar bu sevk merkezinin biri 10, biri ise 17 kilometre yukarısında olan Çövenli ve Otmanlar bölgelerinden yükselirken, yangının diğer merkezini yine bu noktaya oldukça yakın olan Çayhisar oluşturuyordu.

Sazak’a bir şekilde ulaştık ama sonrasına çıkışın çok daha sıkıntılı olacağını ilk anda anladık.

Gönüllüler yolun başını tutan jandarma tarafından yukarı çıkarılmazken, tablo bir hayli dikkat çekiciydi.

Bir gönüllüyle konuşuyoruz:

"Biz İstanbul'dan arkadaşlarımızla birlikte geldik. O sırada bir belediyenin görevli ekibiyle birlikte çalışmaya başladık, ilk bölgemiz Marmaris tarafıydı. O ekip kendileriyle birlikte bu kez buraya da gelebileceğimizi söyledi, çok faydalı olduğumuzu aktardılar. Biz de birlikte şimdi Köyceğiz'deyiz. Gönüllüleri almayacaklarını söylüyorlar ama sanıyorum biz bu ekiple birlikte yangın bölgesine geçebileceğiz birazdan."

Dediği gibi oluyor, biz gittikten sonra yaşanan bir sürelik bekleyişin ardından ilk ekipler alana doğru yola çıkıyordu.

Daha sonra bölgedeki köylünün tahliyesinin de hızlanması gerekince aşağıdan yukarıya çıkan araç ve gönüllü sayısındaki bariyer bir anda kalktı ve biz de bir gönüllü kamyonetine atlayıp yukarı doğru çıkmaya başladık.

Yani Erdoğan’ın kararı bu kez “jet hızıyla” uygulamaya konulamayacaktı.

Ancak alandaki kaotik tablo sadece Erdoğan'ın bu kararından ibaret değildi.

Bindiğimiz aracın ağırlığı bölge halkından oluşuyordu, kendi ormanlarını, ağaçlarını korumak üzere çıkmışlardı yola.

İlk karşılaştığımız yangın bölgesi Çövenli oldu, biz yola devam edip Otmanlar'a doğru ilerledik.

Ancak yukarı çıkıldıkça her yeri dumanlar kapladı, birkaç noktada daha çıkan yangının dumanları bölgeye çökmüştü.

Araçtaki bir gönüllü, gidilen yerin giderek daha da tehlikeli bir hal almaya başladığını, hem müdahalenin hem de dönüşün zorlaşacağını söyledi ama yola devam edildi.

Mutlaka bir Orman Bölge ekibiyle, jandarmayla karşılaşılır, nereye gidileceği tarif edilirdi, en azından beklenti buydu.

Derken arkamızda bir OGM aracı gördük, gönüllüler inip bilgi almaya çalıştı ama onların da bilgisi gönüllü ekibinden daha fazla değildi.

Araçtaki bir gönüllüyle konuşuyoruz:

"Birkaç saat önce yine çıktık, bu kez Çövenli tarafındaydık ama yangın öyle hızlı ilerledi ki hemen bizi tahliye ettiler. Şimdi buraya kadar çıktık ama Çövenli girişi dışında hiçbir yetkili aracı yok. Bakalım ne olacak?"

Devamında yolun yukarı tarafından gelen araçlara tabloyu sorduk, durumun iyi olmadığı yanıtını aldık. Üst üste araçlar artık tahliye edilen hayvanları ve insaları taşıyor, Otmanlar’daki tahliyenin hızlandığı anlaşılıyordu.

Israrla yola devam edip yönlendirme noktasındaki ekipleri aradık ancak bulamadık.

Sonunda Otmanlar girişine ulaştık ve köyün gidiş güzergahı düşünüldüğünde solunda kalan dağın tepesinden köye doğru uzanmaya başlayan yangını gördük.

Otmanlar girişi

Yangın alanına çıkan yol tamamen duman altı

Peki, köyü kimler tahliye ediyordu?

Burada yine en büyük rolü Erdoğan’ın istemediği gönüllüler oynuyordu. Biri köylünün kaçan keçilerini toplayıp araca yerleştiriyor, diğeri teker teker tavukları çıkarıp benzer şekilde araca yöneliyordu.

Biz bölgeye ulaştığımızda tahliye için köye çıkan araçlar da taşıyanlar gibi gönüllü yurttaşlarındı. 

Erdoğan’ın talimatı harfiyen yerine getirilse belki yurttaşlar hayvanları çıkarmadıkları için tahliyeyi çok daha gecikerek yapmak zorunda kalacaktı.

Neyse ki öyle olmadı…

Ancak yangın gönüllü ekiplerinin müdahale edebileceği, söndürebileceği noktanın ötesine geçmiş durumdaydı, rüzgarın durumuna göre ateşlerin bulunduğumuz noktaya doğru inebileceği değerlendirildi.

Ekiplerin bir bölümü risk de alarak yangına doğru ilerlemeye çalışırken, tablonun ağırlaşması üzerine birlikte hareket ettiğimiz gönüllü ekibi Çövenli tarafına inilmesi kararı aldı.

Araçtaki gönüllüleri koordine eden isim, durumu şöyle değerlendiriyordu:

"Burası gece boyu yanacak, bizim müdahale edebileceğimiz bir tablo yok şu anda. Çövenli tarafına gidelim, o taraftaki çalışmaya katılalım."

Çövenli'ye doğru inerken tepenin diğer yamacında da ateşlerin ilerlediğini gördük.

Çövenli’ye ulaştığımızda da durum farklı değildi, alevlerin artık hızlanarak ilerlemesi nedeniyle ekipler jandarmanın talimatıyla geri dönmeye başlamıştı.

Birlikte indiğimiz ekip yukarıda görevli noktası olmadığını, Otmanlar'da birkaç ayrı gönüllü ekibinin yangın bölgesinde olduğu bilgisini jandarmaya iletti.

Çövenli'de yangının o anda müdahale edilecek noktayı aşması nedeniyle jandarmanın talimatıyla yola çıktığımız noktaya Sazak'a geri dönüş yoluna geçtik.

Fotoğraf: Gizay Çelik / Otmanlar

Ateşin yoğunlaştığı bölgelerde çalışma yapabilen tek görevli grubunun yangın işçileri, itfaiye ekipleri olduğunu, bunun dışındaki tabloda büyük bir kaos yaşandığını not etmek gerekiyor.

Yangın bölgelerinin tamamında yaşanan düzen, yönlendirme ve koordinasyon sorununun olmadığı tek yer, yeniden geldiğimiz Sazak'ta gönüllüler eliyle süren dayanışma merkezi faaliyetleriydi.

Tam bu sırada dikkat çeken bir şey yaşandı. Bölgeden bir yurttaş arabasına su doldurmuş ve yangın bölgesine su götürmek istediğini söylüyordu.

Jandarma da talimat olduğunu söylüyor, geçilemeyeceği yanıtını veriyordu. Derken gerilim bir anda büyüdü ve kavga son anda yine gönüllülerin araya girmesiyle engellendi. Bölgeye gitmek isteyen yurttaş "benim canım yanıyor, ben oraya savaşmaya gideceğim" diye bağırıyor, jandarma ise talimatı hatırlatarak kesinlikle geçemeyeceği yanıtını veriyordu.

Sonuç olarak geçişe izin verilmedi.

Neredeyse her ilden gelen, elinden gelen tüm çabayı gösteren, Erdoğan’ın sahadaki profesyonel dediği ekiplerin neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılayan gönüllü ekibi Otmanlar, Sazak, Çayhisar, Çövenli'de devam eden yangınlarla mücadelenin her evresinde büyük bir özveriyle yer almayı sürdürüyor. 

Dayanışma merkezinde gece boyunca çalışmalar sürdü

Günün sonunda Erdoğan’ın kararı daha ilk günden “işlemez” durumdaydı. Ancak karar önümüzdeki günlerde daha katı bir şekilde uygulanmaya çalışılır mı bilinmez. Bilinen tek şeyse gönüllülerin, halkın dayanışmasının olmadığı bir tabloda 10 gündür üzerimize çöken bu karanlık tablonun çok daha koyu olacağının kesin olduğu...