'Enerji' dolandırıcılığı vurgunu çete işi çıktı: 28 kişi, 40 şirket kurmuş

"Devlete enerji satacağız" yalanıyla yüz milyonlarca liralık vurgun yapılan dolandırıcılık vakasında ayrı ayrı kurulmuş şirketlerin tepesindeki isimlerin birlikte hareket ettiği ortaya çıktı.

Aslı İnanmışık

Diğer adıyla piramit şeması olan "ponzi sistemi" ülkemizde son yıllarda çok sık kullanılan bir dolandırıcılık yöntemi. Sisteme göre yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi gösteriliyor ve ilk yatırım yapanlara ödeme, sisteme sonradan katılanların parasıyla yapılıyor. Ancak çoğunlukla ortada bir üretim dahi olmuyor.

Bunun son örneği, "enerji üretimi" vaadiyle yapılan dolandırıcılık. 

soL'un bir süredir gündeme getirdiği dolandırıcılık yöntemiyle, yurttaşlar "yenilenebilir enerji" yatırımı güneş paneli kuracağını iddia ederek fahiş fiyatlara arsa veren bir şirket eliyle "devlete enerji satacaklarına" inandırılıyor. Devletin önüne geçemediği bu sistem medya eliyle pazarlanıyor hatta bu örnekte cemaatlere kadar uzanıyor.

Dosyaya 'kısıtlama' kararı getirildi: 'Şirketlerin tepesinde aynı isimler olduğunu belirledik'

Binlerce kişinin mağdur olduğu "enerji" dolandırıcılığında resmi makamlara şikayetler sürüyor. Öte yandan şikayetler tek dosyada toplanmaya çalışılıyor.

Yaklaşık 600 milyonluk vurgunla ilgili henüz haciz işlemi dışında adım atılamamışken, dosyaya soruşturma aşamasında "kısıtlama kararı" getirilerek örgütlü suçlar bürosu ile mali suçlara devredildi.

Peki neden örgütlü suçlara devredildi?

Önce Kainat Holding'in "enerji tarlası" isimli projesiyle dolandırıcılık yaptığı anlaşılmıştı. Ardından İhya Holding isimli şirketin de ödemeleri geciktirmesi üzerine aynı yöntemi kullanarak yüzlerce kişiden para topladığı ortaya çıkmıştı.

Her iki şirketin de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan üretim lisansı olmadığını açık kaynaklar üzerinden öğrenmiştik.

Mağdurlarla konuşan soL, sözleşmelerde şirketlerin birbirinin ismini kullanması üzerine her iki şirketin aynı elden yönetilebileceği şüphesine dikkat çekmişti.

68 kişinin davasını üstlenen Avukat Semra Acar da ana dosyanın Bakırköy Savcılığı'nda olduğunu belirterek, "Şirketlerin tepesinde aynı isimler olduğunu belirledik. Dosyayla ilgili haciz yaptık. Hatta ben hacze de gittim. Silivri'deki ofislerinden mal kaçırmaya çalıştılar" dedi. Acar, "Bu sadece bir dolandırıcılık değil, dolandırıcılığın örgütlü hali" diye konuştu.

Şirket açıklama yaptı, haciz reddedildi

soL, Kainat Holding'e ait İstanbul Silivri'deki bir deponun geçtiğimiz günlerde yurttaşlar tarafından basıldığını gündeme getirmişti. Güneş panelleri ve şirkete ait çeşitli dökümanların yer aldığı depodan eşya çıkarıldığını görenler polise haber vermiş, depodan Kainat Holding logolu motorların gitmesi engellenmişti. Ertesi gün avukat eşliğinde depoya haciz yapıldığı öğrenildi.

Kainat Holding yetkilisi kimseye ulaşılamazken, Instagram hesabındansa açıklama yapılmaya devam ediliyor. 4 gün önce yapılan paylaşımda Silivri'deki söz konusu haciz işlemi ve mal kaçırma yalanlandı. Avukat Semra Acar'ın depoya gelmediği iddia edildi.

'Mağdurum' diyerek depodan mal kaçırdılar

Avukat Acar Silivri'de haciz işlemi sırasında yaşananları anlatırken mal kaçırmaya çalışanlardan birinin örgütün başındaki yönetici isimlerden olduğunu söyledi:

"Silivri'de yaşayan mağdur gelip gidenleri takip ediyor. Önce 'mağdurum' diyen kişinin örgüt üyesi olduğu ve mal kaçırmaya çalıştığı anlaşılıyor. Polise şikayet sonrası söz konusu sabıkası olduğu ve örgütün başındaki yönetici isimlerden olduğu fark ediliyor. Kıymetli olan motorları, enerji akülerini alıp götürdüklerini biliyoruz. Pek para etmeyen paneller vs ise içeride bırakılıyor."

Dolandırıcılara yurtdışı yasağı

soL'un konuştuğu avukat Semra Acar, şikayet edilen isimlere yurtdışı yasağı konulduğunu ifade ederken, gözaltı işlemininse yapılıp yapılmadığı konusunda bilgilerinin olmadığını dile getirdi. "Savcılık çalışıyor. Dosyanın bir kısmını da mali şubeye devrettiler" diyen Acar, sürecin yavaş ilerlediğini mağdurlar açısından en büyük sıkıntının da bu olduğunu belirtti:

"Savcılığın biraz daha hızlı hareket etmesi en büyük beklentimiz. Şu anda 1 ayı geçti örgütlü suçlarda dosya ama operasyon yok. Örgüt şeması aşağı yukarı belirlendi. Savcılık bir şema çıkardı."

Dosyada ismi geçen kişilerin benzer suçlardan kaydı var

Avukat Semra Acar söz konusu kişilerin daha önce de benzer suçlardan kaydı olduğuna dikkat çekti. Acar, işin başında görünen bir ismin hâlâ Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı suçtan yargılamasının devam ettiğini söyledi. 

Dosyanın son durumda hangi aşamaya geldiğiyse "kısıtlama kararı" nedeniyle bilinemiyor.

"Kısıtlama kararı" ne anlama geliyor?

Gizlilik adıyla bilinen "kısıtlama" kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu 153. Maddesi yoluyla soruşturma dosyalarına erişim kısıtlanıyor. Bu yolla avukatların dahi birçok evraka ulaşması engelleniyor. Kısıtlama kararı için öncelikle toplu işlenen bir suç olması gerekiyor. Sanıkların dosyadaki bilgileri taşımasından şüphelenilerek bu kararın alındığı açıklanıyor.

Savcılığın gerekçeli olarak kısıtlama kararını neden aldığını da yazması gerekiyor ama genelde "lüzum görüldüğü üzere" denilerek bu açıklamadan da kaçınılıyor.

Adil yargılama hakkını da zedeleyen bu kararlar asıl olarak söz konusu olayın kamuoyunun ilgisinden kaçırılması amacıyla uygulanıyor. Kısıtlama için kanuna göre "iddianamenin en geç kabulüyle ortadan kalkar" deniliyor.

'Arazileri daha önce piyasadan ucuza toparlamışlar'

Şirketin daha önce pek çok mecrada yayınlanan reklamlarının gerçekleri yansıtmadığını pek çok bölgede panel dahi kurulmadığını söyleyen Semra Acar, dosyanın büyük bir dolandırıcılık vakası olduğunu, bunun altından kalkılmasının mümkün olmadığını ifade etti. 

Daha önce haberlerimizde bahsettiğimiz taşlık ve kötü arazilerin mağdurlara yüksek bedellere satıldığını da doğrulayan Acar şunları söyledi:

"Söz konusu yerler kötü araziler. Bu arazileri zaten daha önce piyasadan ucuza toparlamışlar. Arazilerin resmi devirlerini de gördük. Arazileri ucuza alıp insanlara çok yüksek fiyatlara satmışlar. Örneğin 8 dönüm araziyi 359 bin liraya almışlar ve neredeyse 10-20 milyon getiri elde etmişler."

'Koskoca holdingin hesabından 34 bin lira çıktı'

Kooperatiflerin kurulup denetlenmesi, gerçekten amacına uygun bir faaliyet yürütüp yürütmediğinin belirlenmesi gibi konularda da eksiklikler olmasının muhtemel olduğunu belirten Semra Acar, öncelikle örgüt şeması ve şirketlerle ilgilendiklerini dile getirdi.

28 dolandırıcının yaklaşık 40 tane şirketi bulunduğunu tespit ettiklerini belirten Acar, "Koskoca Kainat Holding'in hesabından da 34 bin lira çıktı. Zaten holdinglerin sermayeleri sattıkları ürünleri dahi karşılamıyor, çok düşük bütçeli kurulmuşlar. Birçok alanda göstermelik faaliyet yürütmüşler" dedi.

Mağdurlardan eylem: 'Yakalanıp yargılanmalarını istiyoruz'

Geçtiğimiz pazar günü Kainat Holding'in İstanbul Bakırköy'deki Dünya Ticaret Merkezi ofisi önündeyse mağdurlar avukat eşliğinde açıklama yaptı. Holdingin ofisinin boş olduğunu, ticaret merkezinden içeri alınmadıklarını belirten mağdurlar yaklaşık iki aydır kimseye ulaşamadığını belirtti. 

Mağdurlar, "Elini kolunu sallaya sallaya ortalıkta dolaşıyorlar. Yakalanıp yargılanmalarını istiyoruz" diyor:

"Bir süre kira aldık ancak sonra ortadan kayboldular. Merkezleri şu anda kapalı. Kimse yok. Artık herhangi bir para alamıyoruz. Resmen dolandırıldık. Devlet yetkililerinden, çok fazla da dolandırılan olduğundan, süratle konuya müdahale etmelerini istiyoruz."

"Dünya Ticaret Merkezi'nde görüşme yaptık, sözleşme imzaladık, noterde işlem yaptık. Bize arsa satıp kira vadettiler. Sonra kira da alamadık. Bu kadar kurum içine girip de dolandırılmak akıl alır gibi değil. Maddi manevi kaybımız var. Birilerinin bizim sesimiz olması gerekiyor."

"İnternet üzerinden reklam yoluyla dolandırıldım. Birkaç ay sonra her yeri kapatıp ortadan kayboldular. Milyonlar topladılar. Mağdur sayısı fazla, kayıp çok. Yardım bekliyoruz."