ÇEDES saçmalığı: Okunmuş su satan sahtekar Japon’un ‘bilimsel deneyi’ anlatılacakmış

ÇEDES’in Ekim ayı programı iletildi. Çocuklara “manevi değer” diye, pirinçlere güzel sözler söylenen, sahteliği sabit bir deney anlatılacak. Deneyi yapan Japon “bilim adamı” bir şarlatan.

Zafer Hareli

“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)”, ilk olarak, 2021 yılının Aralık ayında Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından imzalanan iş birliği protokolü ile duyulmuştu. Proje 2022 yılında pilot illerde uygulamaya başlanmış, 2023 yılı ile birlikte tüm ülke çapında hayata geçirilmesi planlanmıştı. 

Projeye ait protokol ya da 2023 yılının başında yayınlanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi Uygulama Usul ve Esasları” gibi resmi belgelerde, “din eğitimi” ifadelerine yer verilmemişti. Ancak protokolün altında Diyanet İşleri Başkanlığının imzası olması, Milli Eğitim Bakanlığının içerisinde koordinasyonun “Din Öğretimi Genel Müdürlüğü”ne verilmesi temel eğitim kurumlarında din eğitiminin yaygınlaştırılması olarak yorumlanmış ve büyük tepki almıştı. 

ÇEDES takvimi: Ekim ayında başlıyor

2023–2024 eğitim öğretim yılının açılması öncesinde, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, 24.08.2023 tarihli yazısı ile projeye ilişkin “Hazırlık Aşaması İş Takvimi” ve “Örnek Faaliyet Planı”nı ÇEDES projesi kapsamındaki kurumlara gönderdi. 

 “Hazırlık Aşaması İş Takvimi”nde, il ve ilçelerdeki Milli Eğitim Müdürlükleri, okullar, il ve ilçe koordinatörleri tarafından yapılması gereken işler bir takvime bağlanarak, Eylül ayının sonuyla birlikte de projenin okullarda yürütülmesinin sağlayacak “Değerler Kulübü”nün okullarda kurulması talimatı verildi. Böylece, ÇEDES çalışmalarının Ekim ayında okullarda başlatılması öngörüldü. 

24.08.2023 tarihli yazıda, “Değerler Kulübü”nün kuruluşuna ek olarak, istenirse okullar tarafından Halk Eğitim Merkezine başvuru yapılabileceği belirtildi. Halk Eğitim Merkezinde ÇEDES Değerler Eğitimi kursu açılması, ek ders ücretinden yararlanılabilmesi anlamına geliyor. 

Mevzuat açısından, Halk Eğitim Merkezi başvurusu yapılabilmesi için asgari 15 öğrencinin olması gerekiyor. 15 öğrencinin altında kayıt olan okullarda ise, sadece “Değerler Kulübü” çalışmaları yapılması planlanıyor.

Öğretmen kılavuzu: Din eğitimi müfredatı

Ekim ayı birlikte de, ÇEDES kapsamında hazırlanan ve “Edep, Saygı ve Nezaket” başlıklarını konu edinen ilk Öğretmen Kılavuzu yayınlandı. 4 haftalık program takvimi içeren kılavuz, her hafta faaliyete geçirilmesi öngörülen “Hikaye Yorumlama” ve “Multimedia” önerileri, okul içi ve okul dışı etkinlikleri içeriyor. Her haftanın konusuna ait ayet ve hadisler de, kılavuzda yer alıyor. 

Kılavuzun bütünü incelendiğinde, değerler eğitiminin, temel olarak “din eğitim” olarak planlandığı açık bir şekilde ortaya çıkıyor. “Multimedia Önerisi” başlığı altında önerilen videolar, Diyanet TV, Diyanet Çocuk kanallarından seçilmiş durumda ve ilk video “İslam Her İşte Nezaketi Emreder – İslam Nedir?” başlığını taşıyor. 

“İslam Her İşte Nezaketi Emreder – İslam Nedir?” başlıklı videoya ait bilgilendirmede, temel eğitim ve ortaöğretim seviyesine uygun olduğu belirtiliyor. Ancak, video, “Mü’min ırza namusa dil uzatan, lanet eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan kimse değildir.” cümlesi ile başlıyor, ilerleyen kısımlarında “Öyle ki İslamda suçlu bile cezasını çeker ama kendisine hakaret ve işkence edilemez” ifadelerine yer veriliyor. 

Irz, namus kavramlarının ya da işkencenin temel eğitimdeki bir çocuğa nasıl anlatılacağı merak uyandırıyor ki, öğretmen kılavuzunun sonuna bir de “Edep, Saygı ve Nezaket Sözlüğü” eklemişler. İmam – Hatip ve Anadolu İmam – Hatip Liseleri için hazırlanmış olan “MEB Dinî Terimler Sözlüğü”nden yararlanarak hazırlanan bu sözlükte, kavramlar hadisler, Kur’an’dan yapılan alıntılarla açıklanmaya çalışılıyor. 

Saygılı ve nezaket sahibi olmak genel insani değerler olarak değil de, sadece dindar olanların sahip olabileceği erdemler olarak aktarılınca, pedagoji uzaklaşıyor, yerini korku ve şiddet alıyor.  

Deney önerisi: Piyasa ve gericilik yine kol kola

ÇEDES Ekim ayı Öğretmen Kılavuzunda, nezaket başlığı için bir “deney etkinliği” öneriliyor. Deneyin ilk uygulayıcısı olarak “Japon Bilim Adamı” Masaru Emoto’dan söz ediliyor. 

Emoto’nun iddiası, üç kabın içine eşit miktarda su ve pirinç konulduğunda, kendisine güzel sözler söylenen pirincin güzel koktuğu ve filizlendiği, kötü söz söylenenin karardığı ve kötü koktuğu, hiç söz söylenmeyenin ise kuruduğu yönünde. 

Kılavuzda, gelebilecek tepkilere dönük olarak; deneyin kurgu olduğu, gerçekliğini kabul etmeyenlerin olduğuna dair bilgi verilmesi isteniyor. “Tarafsız” bir tutum sergileniyormuş gibi gösteriliyor. Ancak, bu vurgu yeterli değil.

Çünkü her şeyden önce, Masaru Emoto bir bilim insanı değil. Emoto, deneyin çift – kör tekniği ile kamuoyu önünde yenilenmesi çağrılarına kapıları kapatmış, gelen bilimsel eleştiriler sonucunda, verileri çarpıttığını ve ihtiyacına uygun olanları seçtiğini kabul etmiş bir isim. 

Ve daha da ötesi, Emoto’nun bu deneyle piyasada büyük bir popülerlik yakaladıktan sonra, popülerliğini kâra dönüştürmeye çalıştığı ve internet üzerinden “güzel sözler söylenmiş”, bir çeşit “okunmuş” su satışına başladığı anlatılmıyor.

Masaru Emoto, başka bir iktidarda, piyasa ve gericilik ilişkisi için örnek verilebilecek bir isimken, ÇEDES ile birlikte dogmatizme kapı aralayan bir araç oluyor. Neden – sonuç ilişkisi sağlıklı kurulamayınca,  TÜBİTAK Bilim Şenliği’ne Kur’an okunmuş pirinç deneyi ile katılmak da bu sitemin “normal”i oluyor. 

Okul dışı etkinlik: Camiye ziyaret

Öğretmen Kılavuzunda, hem okul içi hem de okul dışı çeşitli etkinlikler de öneriliyor. Bu etkinliklerden biri, namaz saatine denk gelecek bir saatte cami ziyaret edilmesi. Ziyaretin amacı öğrencilerin cami cemaati ile iletişim kurması, onlardan hayat öğütleri alması olarak açıklanmış. Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli vakıflar ile birlikte düzenlediği ve ilkokul çağındaki çocukların “Haydi Namaza” etkinliklerine götürüldüğü düşünüldüğünde, çocukların da “cemaat”in bir parçası yapılmak istendiği açık olmalı. 

Tabloya bakıldığında, ÇEDES, şimdiye kadar eğitim sistemine parça parça yapılan gerici müdahalelerin, bir bütün içerisinde toplanması ve sistematik bir şekilde uygulanması anlamına geliyor. Bu nedenle, hem yakından takip edilmeyi hak ediyor. Çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine dönük bu saldırıların boşa çıkarılması şart. Velilere ve öğretmenlere büyük bir iş düşüyor.