Körfez İşbirliği Teşkilatı'nın (KİT) "aykırı" üyelerinden Katar'ın Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El-Thani, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Arab News'e konuşan Muhammed, Suriye konusunda "Esad gitmeli" iddiasını tekrar ederken, bu ülekeye dair "açık bir stratejiye" sahip olunması gerektiğini söyledi.
Yemen ve Irak'ta, bir şekilde iktidardan uzaklaşan ancak sistemde yer alamay devam eden liderlerin (Ali Abdullah Salih ve Nuri Maliki'yi kastediyor) daha sonra Körfez ülkelerinin düşmanlarıyla işbirliği yaptığını savunan Muhammed, Esad'ın da bir şekilde Suriye'de kalmaya devam etmesi durumunda aynı şeyleri yaşayacaklarını ve hatalarından ders almadıkları anlamına geleceğini ileri sürdü.
Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden sonraki terör ve aşırılıkçılığın da yaşanmaması gerektiğini kaydeden Bakan, Suriye krizinin tamamını kapsayacak açık bir stratejiye ihtiyaç duuyulduğunu belirtti.
İran'la diplomatik ilişkilerinin, özellikle Tahran'daki Suudi Arabistan büyükelçiliğine saldırıdan sonra aynı şekilde devam etmediğini söyleyen Muhammed, o tarihten bu yana İran Büyükelçisi'nin Tahran'a geri gönderilmediğine dikkat çekti.
KİT'teki tüm ülkelerin İran'la iyi ilişkiler geliştirmek istediğini, ancak ayrıldıkları noktanın bunun nasıl olacağı konusu olduğunu belirten Bakan, kendilerinin İran'la gerilimi yükseltme değil, müzakere yanlısı olduklarını söyledi.
İran ile gaz sahalarının ortak olduğunu kaydeden Bakan, "İleride bu bir sorun olursa nasıl çözeceğiz? Bu, Körfez ülkelerinin inşa ettiği ve yerleştirdiği pozitif çerçeveler doğrultusunda olmalı" dedi.
Muhammed, İran ile Batı arasında yapılan nükleer müzakerelere Körfez ülkelerinin dahil edilmemesini de eleştirdi.
Müslüman Kardeşler'i, BAE ve Suudi Arabistan'ın aksine terör örgütü ilân etmediklerini söyleyen Bakan, buna neden olarak da, örgütün Katar'da terörist eylemler düzenleyeceğine dair ellerinde herhangi bir bilginin bulunmamasını gösterdi.
Öte yandan Şeyh Muhammed, İhvan'ı desteklemediklerini ve desteklemeyeceklerini sözlerine ekledi. Ancak Şeyh, Katar'da bulunan İhvan üyelerinin ülkede kalmaya devam edeceklerini, çünkü bu isimlerin "siyasi faaliyetlere karışmadıklarını" savundu.
Bakan, İhvan'ın en önemli şeylerinden Mısır doğumlu Şeyh Yusuf el-Karadavi'nin Doha'da ikamet etmesiyle ilgili olaraksa, Karadavi'nin Katar vatandaşı ve yaşlı bir insan olduğunu, Katar Anayasası'nın da bir Katar vatandaşının yabancı bir ülkede yargılanmasına izin vermediğini belirtti.
KİT'te her konuda aynı fikirde olmaları gerekmediğini söyleyen Bakan, bununla birlikte Yemen meselesini ortak güvenlik meselesi olarak gördüklerini ve krizin başından bu yana Suudi Arabistan'la yan yana durduklarını vurguladı.