Dylan Dog 25 yaşında

Çizgi romancı ve karikatürist Tiziano Sclavi’nin yaratıcısı olduğu Dylan Dog, 25. yaşını kutluyor.

Okurlarının karşısına siyah renkli ceketi, kırmızı gömleği ve Clarck botlarıyla gelen dedektif Dylan Dog’u, 26 eylül 1976’da Sergio Bonelli Editore yayımladı. Ilgın bir kesişme olsa gerek, Milano’daki WOW Karikatür Müzesi’nde önceki gün açılan Dylan Dog sergisinin son hazırlıkları sürerken, Sergio Bonelli, Dylan Dog serisinin ilk kitabının bastıkları 26 eylül 1976’dan 25 yıl sonra aynı tarihte Milano’da yaşama veda etti.

Kimdi Dylan Dog? Tiziano Sclavi, dedektif Dylan Dog’u yaratırken şair Dylan Thomas’tan esinlenmişti. Sclavi kahramanlarına geçici isimler verirdi ama Dylan Dog, hep Dylan Dog olarak kaldı. Yine Sclavi’nin seçimiyle önce Angelo Stano, ardından Claudio Villa’nın kalemiyle çizgi roman şeklinde yayımlanan Dylan Dog, fiziksel özellikleriyle İngiliz aktör Rubert Everett’i model aldı.

Çizme’de doğan ama ünü Sırbistan’dan ABD’ye çok geniş bir coğrafyaya hızla yayılan dedektif Dylan Dog, Londra’d Craven Road 7 numarada yaşıyordu. Dog’un ikamet ettiği evin yolu “Nightmare” adli dizi filmin senaryosunu ve yönetmenliğini gerçekleştiren Wes Crawen’in anısına seçilmişti. Londra’nın merkezindeki Westminster’deki Craven Road’da Dog’un yaşadığı ev, aynı adreste hizmet veren Bruno’s Snack Bar, bugün hala ‘Dylan Dog’ adıyla sattığı sandviçleriyle müşterilerine hizmet veriyor.

Milano’da doğan ama ünü kısa sürede tüm dünyaya yayılan Dylan Dog’un dünyasına pencere açan Milano Karikatür Müzesi’ndeki Dylan Dog sergisi, ünlü dedektifin 25 yıldır süregelen macerasının düşsel boyuttaki öyküsünü de aktarıyor ziyaretçiye.

Tarih içinde geçmişe 1686 yılına doğru bir yolculuk yaptığımızda (Dylan Dog çizgi roman serisinin ilk kitabının yayımlanmasından 300 yıl önce) İngiliz bandıralı bir kalyonun Okyanus’ta seyrettiğine tanık oluyoruz. Dümeninde bilim insanı ve simyacı kaptan Dylan’ın oturduğu ekip, okyanusun sularında insana ölümsüzlüğün sırrını verecek bir iksir arıyor. Bu yolculukta kaptan Dylan yalnız değil, Eşi Morgana ve üç yaşındaki oğlu Dylan da ona eşlik ediyor.

Kaptan Dylan olumsuzluğun formülünü sağlayacak maddeyi elde edebileceğini düşündüğü bir deniz kabuklusu buluyor. Bu maddeyi önce eşi deniyor, Bir terslik olması durumunda küçük Dylan’ın babası ile eve dönebileceğini planlıyor çift. Ama her şeyin yolunda gittiğini gören kaptan kendine de enjekte ediyor bu madddeyi. Ancak gemi ekibi olan bitene tepki gösterip isyan ediyor. Kaptan kalbine isabet eden bir kurşunla yaşamını yitirse de zombiye dönüşerek hayata geri dönüyor, gemideki tüm denizcileri ısırıyor ve katlediyor. Kaptan’ın eşi panzehir aldığı için zombiye dönüşmüyor. Bu arada kaptanın bilinci yeniden geri dönüyor, ancak yaşamla ölüm arasında bir çizgide duruyor.

Bu fantastik öykü, bir deniz yumuşakçasının devreye girerek düzeni sağlamasıyla devam ediyor. Bu yumuşakça, bir tür deniz şeytani, Okuyucu ileride bu şeytanın büyücü kedi Cagliostro’nun yeniden yaşama döndürdüğü yaratıklardan biri olduğunu öğreniyor. Kaptan Dylan, çift yönlü bir karakter geliştiriyor Kaptanın iyi tarafı , 666 yıl evrenin sınırlarında bir yıldız kümesinde sürgünde yaşarken, kötü tarafı şeytan Abraxas’ın kimliğine bürünerek Dünya’da kalıyor. Daha sonra Xabaras adını alan bu şeytan, denizcilerin isyanını bastırarak kalyonu Londra’nın yeraltına getiriyor. Kaptan’ın eşi olumsuz Morgana’dan ve küçük Dylan’dan kurtulmayı planlasa da, bu gerçekleşmiyor ve çocuk Dylan bir yetimevine veriliyor.

Bu hayali öykü içinde hızlı bir yolculukla okur XX. yüzyılın Londrası’yla karşikarşıya geliyor. Modern zaman diliminde küçük Dylan’ı genç bir çift evlat ediniyor. Doktor Xabaras’ın yabancısı öldüğü bu çağın içinde Dylan’ı evlat edinen babaya ulaşmak istiyor. Ama genç bir anne baba yerine hiç çocuk evlat edinmeyen yaşlı bir çiftle karşılaşıyor. Gerçekte bu yaşlı adam. Dylan’ın dedesi. Xabaras’tan oğlunun geçmişte evlat edindiği bir torunu olduğunu saklıyor. Böylece küçük Dylan Crossgate’de sakin bir çocukluk yaşıyor.

Bu masalsı öykünün izinde gittiğimizde dedektif kimliğinde çizgi roman kahramanı Dylan Dog, olumsuzluk ikışırının etkisiyle hep 33 yaşındaki haliyle karşımızda. Scotland Yard’da dedektif olarak görev yapmaya devam ediyor.

Karikatür Müzesi’nde Dylan Dog’un yaratılma aşamasından 25 yıla yayılan nice macerasına kadar uzanan anlatımda Dylan Dog’un dünyasına dalıyor ziyaretçi. Bu süreçte Scotland Yard’da Dog’un şefi ünlü müfettiş Bloch, genç Dylan Dog’un aşık olduğu IRA militanı katolik Lillie Connolly, müfettiş Bloch’un tek başına büyüttüğü oğlu Virgil (Dog’u kıskanan Virgil bir mücevhercideki soygun sırasında yaşamına son veriyor), Dylan Dog’un kabus gibi vakaları tek başına takip ettiği dönemde asistanlığını yapan Groucho (Gerçekte Groucho, bir sinema sanatçısı, ama içine düştüğü güç durunda Dog’un desteğini istiyor ve asistanı oluyor) geliyor karşımıza.

Dylan Dog, çizgi roman serisinin tüm kitaplarında kırmızı renkli gömleği, siyah ceketi ve botlarıyla görünüyor. Bu giysiler, genç dedektifin aşık olduğu IRA militanı Lillie Connolly öldürülmeden önce onunla buluşmasında giydikleri. İşte son buluşmanın anısına Dylan Dog, bu elbiselerle yerini alıyor çizgi romanın karelerinde.

Dylan Dog 1986 yılında 33 yaşında en çetrefil vakaların peşi sıra giderken Tiziano Sclavi de 33 yaşını sürüyor. Sergiden yansıyan başka ayrıntılar Sclavi ve genç dedektifin kimliğinde harmanlanan özel zevkler, seçimler, hobiler Dog’un çaz müziğinden hoşlanması, klarneti ile Tartını’nın sol minör ‘Şeytan Üçlemesi’ni çalması, Arapça’da keşfetmek anlamına gelen üç boyutlu Safarà adli mağazaya nadir objeler almak için gitmesi, olumsuzluk ikşirini bulmak için okyanusa açılan İngiliz kalyonun Dylan Dog’un çocukluk dönemine göndermeler yapan bir obje sıfatıyla hep varolması, Wes Craven’in “Nightmare” filminin adının esin periliğini yapan Craven caddesi 7 numaralı evin çalmak yerine çığlık atan zili, evin canavarlarla simgeleşen iç dekorasyonu, dedektifin Moonliğht’da bir mağarada bulduğu Bodeo model silah, Dog’un çazın yanı sıra blues ve klasik rock müziğine de ilgi duyması, Botolo adını vereceği bir sokak köpeği ile tanışması, karşılıklı hayatlarını kurtarmalarıyla dost olmaları, Sclavi’nin 1970’ler ve 80’lerin en ünlü İtalyan ve ABD yapımı korku filmlerinde alıntılara serinin kitaplarında yer vermesi gibi.

Dylan Dog sergisi ünlü dedektifin kadınlarla ilişkisine de geniş bir pencere açıyor. Yaşam ve düşler arasında kalan annesi Morgana, Dog’un hayatına giren kadınlarda aradığı kadın figürü olarak dikkat çekiyor. IRA militanı Lillie Connolly’le yaşadığı hüzünlü aşk, dizinin 121 numaralı kitabına konu oluyor. Dylan’a hep ‘Dailan’ diye seslenen hayat kadını Bree Daniels, Dog’un ilkgençlik aşkı Marina Kimball, dedektifin gerçeküstü bir aşk yaşadığı New York’lu cadı Kim, Polonya asıllı sinema sanatçısı Anna Never (gerçekte Anna Neverodkiewiez) Dylan Dog’un 25 yıla sığan onlarca öyküsünün kahramanlarından bazıları. Öteki ayrıntıları keşfetmek ziyaretçiye kalıyor.

[email protected]