Luca Favarin, alternatif bir rahip. Üç yıl önce yaşama veda eden Cenovalı komunist rahip Don Gallo’yu anımsatıyor. Uzun sarı saçları, spor giyimi ile bir rahipten çok 1960’lı yılların hippilerini çağrıştırıyor.
Padova’da ırkçı Kuzey Birliği’nden (Lega) seçilen Bitonci’nin belediye başkanıyla göçmen sorunu konusunda giriştiği tartışmayla tanındı Don Favarin. Padova ve bu şehre bağlı kasabalarda “Percorso di Vita” adlı bir derneğin yanı sıra özellikle Afrikalı göçmenlere destek veren 9 merkezi yönetiyor rahip Luca Favarin. Kuzey Birliği rüzgarının estiği Veneto bölgesinde zorlu bir mücadele verse de yoluna devam ediyor.
Luca Favarin, 43 yaşında. Rahiplik kariyeri, Padova hapishanesinde başladı. Mafya örgütünden kişiler, seri katiller ve satanistlerin başrahibiydi. Ardından birçok Afrika ülkesinde görev üstlendi. Sudan’da “istenmeyen kişi” ilan edildi.
'ATEİSTLER BENİ ANLIYOR'
Ateistler ve agnostiklerin kendisini daha iyi anladığını, Katolik kilisesindeki hiyerarşide “Hıristiyan-demokrat ikiyüzlülüğe” dayanamadığını anlatıyor.
“Percorso di Vita” derneği, Afrikalı göçmenleri konuk eden 9 merkeze ev sahipliği yapıyor. Aynı derneğin yönetiminde bir bar ve restoran hizmet veriyor. Bazı Afrikalı gençler, bu restoranda çalışıyor. İtalya’daki göçmen sorununun abartıldığına vurgu yaparak duvar örmek ya da gerçeği yansıtmayan haberlerle korku yaratmak yerine entegrasyonun gerekliliğine inanıyor. Don Luca’nın ufuktaki bir başka projesi ise bir Göçmen Araştırmaları merkezi kurmak.
'RAHİP GİYSİSİ GİYMEKLE RAHİP OLUNMUYOR'
İtalyanlar Don Favarin’le RAİ 3’de Diego Bianchi’nin sunduğu Gazebo programında tanıştı. “Rahip giysisi giymekle rahip olunmuyor” diyen Don Luca, barışın simgesi gökkuşağının renklerinden oluşan fularını boynundan çıkarmıyor ve geleneksel rahip giysisini reddediyor.
Son dönemde alternatif rahip Favarin, İtalya’da seks işçiliğine zorlanan Afrikalı kadınlar için uğraşıyor. Colli Euganei ve Padova’da açtığı merkezlerde çeşitli Afrika ülkelerinden gelen genç kadınlara destek veriyor. Don Gallo’nun “sokak rahipliği” görevini Padova’da yürüten Don Luca, ayrımcı Kuzey Birliği’nin, göçmenler üzerinden korku siyaseti yapmasını ve medyanın gerçek dışı haberlere imza atmasını sert bir dille eleştiriyor.
Göçmen karşıtlığının bazı medya organlarının haberleriyle tırmandığı İtalya’da göçmen sorunu konusunda Don Gallo’nun izinden giden Don Luca’nın görüşleri şöyle:
-Göçmen sorunu konusunda siyasetçilere düşen görev ne olmalı?
Elbette bir savcı ya da validen farklı bir görev üstelenmeleri gerekir. Siyasetçilerden soruna çözüm getirmeleri beklenebilir.
-Evet ama nasıl?
Brüksel’de AB parlamentosuna görevli bazı milletvekilleri 18 bin avro maaş alıyor. Göçmen sorununa çözüm getirmek görevleri arasında. Oysa göçmen sorunu çok kez seçim ya da benzeri amaçlarla özünden saptırılıyor. Bu yönde Avrupa Parlamentosu, kriminal bir örgütten çok da farklı değil.
-Bir tek Kuzey Birliği (Lega) üyesi milletvekillerinin mi sorunu bu?
Hayır, bir tek Kuzey Birliği milletvekillerinin değil
-Kuzey Birliği ve AB parlamentosu milletvekili Matteo Salvini, Padova ve çevresinde mültecilerden kaynaklanan kriminal boyutta sorunlara vurgu yapıyor. Gerçek nerede?
Hepsi uydurma. Padova, gece ıssız bir şehir. Ortalıkta in cin top oynuyor. En çok istasyon çevresinde bazı yabancılara rast gelirsin. İtalyan şehirlerinin hemen hepsi böyle.
- Sizin kurduğunuz merkezlerle, devletin öncülük ettiği ve göçmenlerin yığıldığı, son günlerde isyanlara neden olan merkezler arasında ne fark var?
Biz bir tek yemek ve uyumak için gerekli koşulları sağlamakla kalmıyor, psikolojik destek de veriyoruz. Emniyet müdürlüğüne eşlik ediyoruz, otuma izinleri yenileniyor. Ama onlar için gezi de düzenliyoruz.
-Siz göçmenlerin kendilerini yalnız hissettiklerini vurguladınız...
Bir çoğu savaş ve açlıktan kaçan göçmenler, farklı travmalarla aramızda. Travmalar ancak arkadaşlık ve dostlukla aşılır.
'BATI, SURİYE'DEN LİBYA'YA, SOMALİ'YE HATALARINA SON VERMELİ'
-İtalya’da tırmanan göçmen karşıtlığının ardından git gide yoksullaşan İtalya’da ekonomik krizin de rolü var…
Evet bu bir klasik. Yoksulluk yayıldıkça birçokları kendinden daha kırılgan olanla uğraşmaya başlıyor.
-Akdeniz’den gelen göçmen akını konusunda Avrupa Birliği’nin yürüttüğü siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle sayıdan başlamak üzere birçok sorun var. Yılda en çok 20 bin kişiyi kabul etmek göçmen akınının reel sayısıyla örtüşmüyor.
-Öneriniz nedir?
Öncelikle Libya sorunu çözülmeli ve uluslar arası işbirliği güçlendirilmeli. Yoksa her şey boşa zaman kaybı. Batılı ülkeler, Somali’den Suriye ve Libya’ya birçok ülkede neden oldukları savaşlar ve hataları sonlandırmalı. Göçlerin yaşandığı ülkelerle ekonomik ilişkiler değiştiğinde insanlar yaşamda kalabilmek için göç etmek zorunda kalmayacak.