Şecaat arz ederken

Yıllar önce Sosyalist İktidar dergisinde, “Merdi kıpti” diye bir köşe vardı. Adını Ragıp Paşa’nın ünlü “şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler” sözünden alıyordu. Dergi, haftalık yayımlanıyordu ve her hafta yiğitliğini arz ederken hırsızlığından bahseden düzen politikacılarının devirdikleri çamları yazıyorduk.

Şimdi soL’da bunu yapabilir miyiz diye takıldı kafama. Yapsak malzeme sıkıntısı çekmeyeceğimiz kesin... Ama her gün asgari tam sayfa ayırmak zorunda kalırız.

Ne diyorlar malum belge için? “Yok hükmünde saydık”, “Emniyeti Cemaat’e bağlamadık mı” ya da “Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirip Gülen’i hapse girmekten kurtaran bu iktidar değil mi?”....

Öteki tarafta da aynısı. İmam Efendi “her kul” sitesindeki son vaazında şöyle buyuruyor örneğin: “Ben yoksa o meseleye nasıl bakardım biliyor musunuz? Hudeybiye Sulhu gibi bakardım. Derdim ki: ‘O mevzuda problem çıkarmamak için, bütün bütün o mevzuyu negatif hale getirmemek için, fonksiyonu yitirmemek ve bertaraf edilmemek için muvakkaten bir tavizden ibaretti bu. Fakat sonra meselenin üzerine gidilmemek suretiyle, mesele pozitif olarak değerlendirildi.”

Yani üzerinden 9 sene değil, 90 sene de geçmiş olsa, ittifak bozulduğunda bavullar açılır diyor. Bu kuralı siz, hep birlikte koydunuz yeni anayasınızı çoktan yazdınız. Şimdi İmam, “Siz o kutuyu bavul mu sandınız, o Pandora’nın kutusuydu” diyor. Peki, Pennsylvania’daki zatın Pandora’nın ta kendisi olduğunu yeni mi öğrendiniz? Siz sirkatin söyleyeceksiniz, o ne söyleyecek? “Yiğitlik” diye anlatacak başka nesi var ki?

Bu komplocu bataklığı hep birlikte anayasa haline getirmemişler gibi “dindarlar birbirini kırmasın” diye salağa yatarak bu vartayı atlatma gayretinde olan uyanıklar en gülüncü de onlar. İtidal tavsiye edecek, akil kalacaklar hesapta. “Akil”in artık bir devlet nişanı olduğunu çözememişler. Yakasına takana onur değil, onursuzluk getiriyor.

Ama İkinci Cumhuriyet’in devlet geleneğine bağlılar 13 yıllık şanlı gelenek: salağa yatmak. Başka ne denebilir ki? Washington’a gidip onca gazetecinin önünde “Gezi’den gurur duyuyoruz” diyecek, Türkiye’ye dönünce “öyle bir cümle yok” diye inkar edecek kadar bağlılar. Ya da Tahran’a gidip “biz her konuda mutabıkız, şiir gibiyiz” dedikten sonra Tahran’ın “Şam’la aranızı bulalım o zaman” yanıtı vererek bunu alay konusu yapacağını öngöremeyecek kadar... Hayır salak değiller, salağa yatıyorlar. Gelenek bu. Umursadıkları İran’ın alay konusu olmak değil, Washington’a “bak ben manevra yapıyorum”u göstermek.

“Manevra yapıyorum, Başbakanlık’ta Irak Kürtleriyle anlaşma imzalıyor, imzalamadım diyorum.” İşte burada 13 yıllık şanlı gelenek ayaklarına dolandı çünkü Pandora’nın kutusu açıldı. Ragıp Paşa, o özlü sözün öncesinde, “Miyân-ı güft u guda bed-meniş iham eder kubhun” (“dedikodu sırasında kötü insanlar ortaya çıkarır kabahatlerini”) diyor. Yani bundan sonra duyulmayacak sandıkları her şey duyulacak, salağa yattıkları her durumda gerçekten salak yerine konacaklar ve Osmanlı’dan saydıkları her kapı yüzlerine kapanacak. Şam ve Gazze çoktan kapandı. Kahire’de “istemezük” diyen başkası oldu. Kerkük’e gidişin acısı Erbil’de çıktı, daha da çıkacak.

Pandora’nın kutusu açıldı, İkinci Cumhuriyet’in anayasası çöktü. Kutudan sadece belge mi çıkacak sanıyorsunuz?