'ABD emperyalizmi şaşırtıcı bir sorumsuzlukla bugünlerde dünyayı bir nükleer felaketin eşiğine sürüklemektedir.'
ABD’den Hudson Institute Aralık 2022’de önemli bir Politika Notu (“Policy Memo”) yayımladı. Başlığı, dehşet saçıyor: “Sovyetler Birliği’nin Nihaî Çöküşü ve Rusya Federasyonu’nun Dağılması için Hazırlanmak”.
CIA’da, Pentagon’da bu tür metinler “kozmik veya çok gizli” belgeler olarak sıradan gözlemcilerden uzak tutulur. Bu Politika Notu ise Hudson’un kıdemli bir üyesi (“senior fellow”) Luke Coffey’in imzasını taşıyor ve herkesin ulaşımına açık.1
Ne var ki Hudson Enstitüsü’nün sicili, belgeyi ciddiye almamızı gerektiren işaretler taşıyor. ABD’nin nükleer savaş doktrinine önemli katkılar yapan Herman Kahn tarafından 1960’ta kurulmuş, neo-con bir kurum... Cumhuriyetçi Parti ile içli-dışlıdır.
Sözünü ettiğim Politika Notu’ndaki görüşler, Ukrayna savaşı sonrasında Rusya’da “rejim değişikliği” çağrısı yapmış olan Biden’ın niyetleriyle de uyumludur. ABD devlet kurumlarının güncel, işlevsel senaryolarına da herhalde ışık tutmaktadır.
Yakından bakalım, değerlendirelim.
Stratejik hedef: SSCB’nin nihaî tasfiyesi
Politika Notu’nun hedefleri, Rusya’nın “ıslah edilemeyeceği” teşhisi ile başlıyor: “ABD, Rus toplumunu, ekonomisini, devletini Batı-türü bir demokrasiye dönüştürme çabalarından vazgeçmelidir… Demokratik bir Rusya yaratmakta Batı’nın etkileri” artık geçersizdir.
Hudson Enstitüsü, böylece, emperyalizmin dünyayı kendi imgesi doğrultusunda yeniden biçimlendirme misyonunu açıkça ifade etmiş, sahiplenmiş olmaktadır. Rusya’da bu misyonun tutmadığı itiraf ediliyor: Rusya’ya kapitalizm, kapsamlı özelleştirmelerle ve ağır bir “şok tedavisi” içinde taşınınca emperyalizme teslimiyetin kendiliğinden gerçekleşeceği umuluyordu. Yeltsin uyum gösterdi; ABD acele etti; Putin tam teslimiyeti reddetti.
Politika Notu’nun başlığı, eksik kalan stratejik hedefi açıklıyor: “Sovyetler Birliği’nin nihaî çöküşü”. SSCB, insanlığın tarihsel belleğinden külliyen silinmeli, yok edilmelidir. İzleri bugünkü Rusya’da fazlasıyla kalmıştır. Dönüşümü, ikinci adım tamamlayacaktır: “Rusya Federasyonu’nun (RF’nin) dağılması”.
Ukrayna savaşı bir “fırsat” olarak görülüyor: “Ukrayna’nın savaştaki başarısı, Rusya’yı jeopolitik sınırlarına sıkıştırmanın tarihsel fırsatı olabilir. Savaş, bugünkü RF’ye son verecek; sınırlar değişecektir.”
Rusya iflah olamaz; ama yakın gelecekte de tehdit oluşturmasını önlemek için parçalanmalıdır. Hudson’un söyleminde emperyalizme özgü bir ırkçılık sırıtmaktadır.
Ara hedefler, öngörüler
Hudson’un Politika Notu, stratejik hedefi tamamlayan bir dizi ara-hedef ve öngörü içeriyor.
Savaş sonunda Rusya’nın nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlarının en azından bir bilançosu çıkarılmalı; Ukrayna’da işlenen savaş suçlarının yargılanmasına yol açacak adımlar atılmalıdır.
Ukrayna’nın galibiyeti sonrasında, Batı’nın Avrupa’daki askerî üstünlüğü frenlenmemeli; Rusya’yı ileride kesin yenilgiye uğratacak düzeye çıkarılmalıdır. NATO, Ukrayna ve Gürcistan gibi tüm adayları alarak genişletilmelidir. Pratik engeller, “Türkî Devletler Örgütü gibi bölgesel gruplar kullanılarak” aşılabilir. Bu ifadeler, bugünkü savaşın Rusya’nın teslim olması ile değil, müzakerelerle (ve Ukrayna lehine) son bulacağını öngörüyor.
“RF’nin dağılması sonrasında yerel ve bölgesel iç savaşlar kaçınılmazdır. ABD Rusya sınırları içindeki çatışmalardan uzak durmalıdır.” Bu ifade, RF’nin dağılması sonrası ile sınırlıdır; o yüzden önemli bir boşluk içeriyor. 78 federal birimi içeren RF’nin dağılması nasıl gerçekleşecek? Sınırların da değişeceği bu sürece ABD’nin katkı yapacağı bellidir. ABD’nin askerî katkısı, bugünkü “vekâlet savaşını” açıkça aşan boyuta mı taşınacak? Yanıt yoktur. “Politika Notu”nun, Pentagon ve CIA’nın kozmik belgelerini açıklaması beklenemezdi.
Federasyon dağıldıktan sonra Rusya’nın “komşuları için daima tehdit oluşturacağı, Putin’i izleyenlerin” de ona benzeyeceği öngörülüyor. Rusya’nın Ukrayna’daki yenilgisi, Suriye, Libya ve Siyah Afrika’daki etki alanlarına kendiliğinden son vermeyecektir. Bu yörelerde ABD’nin ek çabaları gerekecektir. “Kafkasya, Orta Asya ve Uzak Doğu’da oluşacak boşluğu Çin ve Türkiye doldurmaya çalışacaktır.”
Rusya senaryosunun Çin uzantıları
ABD yönetimi uzun süre Çin’de de “serbest piyasalar yoluyla rejim değişikliği beklentisi” içinde olmuştu. Deng Şiaoping’in Çin ekonomisine zerk ettiği kapitalist virüslerin zaman içinde çok partili bir rejime ve sermaye iktidarına yol açacağı umuluyordu. ABD, Çin’in 2001’deki DTÖ üyeliğine bu yüzden itiraz etmemişti.
Bu iyimser öngörü tutmadı. Şi Jinping yönetimi, ÇKP’nin toplum üzerindeki hâkimiyetini pekiştirmeye öncelik verdi. Üstelik Çin, dünya ekonomisinde ABD hegemonyasına rakip oldu ve “Çin’e özgü bir modernleşme ve kalkınma biçimini” benzer ülkelere örnek göstermeye başladı.
Bu “meydan okuma”, Trump yönetimi tarafından Çin hükümetini değil, doğrudan doğruya ÇKP’yi hedefleyen bir soğuk savaş kampanyası ile yanıtlandı. Hudson Enstitüsü’nün bu kampanyaya aktif katkı yaptığı belgelenmiştir.
İster istemez akla geliyor: Ukrayna savaşı vesilesiyle RF’nin parçalanmasını hedefleyen ABD tasarımının bir benzeri Çin Halk Cumhuriyeti için de inşa edilmiş midir? ABD baskısı altında NATO, Haziran 2022’de Çin’in Batı’ya karşı “sistemik bir tehdit” oluşturduğunu ilk defa ilan etti. Mart 2023’te de Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, “ÇKP’nin ABD’nin güvenliğine ve küresel liderliğine karşı en etkili ve önde gelen tehdit” oluşturduğunu Senato’ya açıkladı.
Ukrayna savaşı ile eş-zamanlı olarak ABD ile ÇHC arasında Tayvan’la bağlantılı bir çatışma olasılığının, hatta savaş senaryosunun gündeme geldiğini de biliyoruz. NATO’nun Vilnius zirvesine Japonya, Avustralya, Güney Kore ve Yeni Zelanda’nın katılması, Tokyo’da NATO’nun bir bağlantı bürosu açma önerisi rastlantı değildir. Batı ittifakının Avrupalı üyelerinin çoğu, NATO’nun Pasifik’e açılmasına karşı çıkıyor.
Ukrayna’nın tam aksine Tayvan, BM, hatta ABD tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmamaktadır. Ama Çin, Tayvan’a karşı askerî bir işgal operasyon için ABD tarafından ısrarla tahrik edilmektedir. İster istemez akla geliyor: Ukrayna savaşı, uzantı ve sonuçları ile Çin’e karşı tekrarlanacak bir deney işlevi de üstlenmiş midir?
***
Ukrayna savaşının RF’yi parçalama aşamasına taşınması, Rusya devletinin varlığını tehdit eden bir saldırı olarak yorumlanırsa Rusya’nın nükleer silah kullanımına izin veren koşullardan biri oluşacaktır. Rusya Ulusal Güvenlik Doktrini’nin bu ilkesi, Güvenlik Kurulu başkanı Dmitry Medvedev tarafından birkaç ay önce açıklanmıştı.
ABD emperyalizmi şaşırtıcı bir sorumsuzlukla bugünlerde dünyayı bir nükleer felaketin eşiğine sürüklemektedir. Son marifeti Ukrayna’ya (müttefiklerinin çoğunda yasaklanmış olan) misket bombalarının verilmesidir. Diğer kanıtlarını aktarmıştım (Sol Haber, 7 Nisan 2023). Elbette karşıtını da yaratacaktı. Aşırı Rus milliyetçileri tehlikelidir; yangına körükle gidecek; zaman geçmeden taktik nükleer silah kullanımını önereceklerdir. Bereket ki şimdilik yaygın destek yoktur.
Rusya’daki tartışmayı ileride aktarmak istiyorum.
- 1. Preparing for the Final Collapse of the Soviet Union and the Dissolution of the Russian Federation