Kitap | Berberdeki Papağan

'Berberdeki Papağan' esip gürlemeden içinize işleyen, sizi oyuna çeken, berber koltuğunda düşüncelerinizi tarama cesareti gösteren bir kitap. 

Nişan Mesut Oyardı

Koca bir şehir; tiyatro, sinema, sanat galerileri, bale gösterileri, resitaller, konserler… Peki, kaçına katılıyorsunuz?

Küçük bir kasaba; ne sinema ne tiyatro ne bale ne de konser… Hiçbiri için salon yok, oyuncu yok, gösteri yok. Katılım yok!

Sahiden böyle mi? Sanat, sınırlı sayıda profesyonel oyuncunun, müzisyenin ya da ressamın yapabildiği bir şey midir? Kalabalık şehirlerde katılma fırsatı bulamadığımız ama bir yerlerde yapıldığını, yapılmaya çalışıldığını bildiğimiz bir eylem midir? Evet, metropol dediğimiz kalabalık şehirlerde yaşayanların çelişkileri bunlar. Oralara yerleşme sebepleri arasında sanat mutlaka yer ederken bir türlü buluşamamak, hayatı sanatla denk getirememek.

Sevgili Behiç Ak, son romanında, adı gibi durgun bir kasabanın tek ve “sıradan” berber koltuğunda başlayan büyüleyici bir sanat macerası sunuyor. Evet, koltuk gerçekten sıradan ama başındaki berber “tek saç kesimine sığmayacak heyecanlı hikâyelerin” ustası. Hikâyeler ki her gün önünden geçilip fark edilmeyenleri anlatır. Berber İsmail saçları taramakla yetinmez, düşünceleri de tarar.

Hikâyeler ve diğer tüm sanat biçimleri dünyayı, yaşamı yeniden yaratır. Sanatın dokunduğu hiçbir bina renksiz kalamaz. Eski bir bina kültür merkezine dönüşür, papağanlar filozof olur, poyraz yok olur, durgun kasabalar yaşamın renkleriyle bezenir. Görünmeyenleri görünür kılar.

Behiç Ak, mizahla harmanladığı felsefi kurgusunda okuyucusunu da oyuna çekmeyi başarıyor. Berber İsmail’in hikâyelerinde gerçekle kurgu iç içe geçiyor ve tam gerçekler ortaya çıktı derken yeni bir oyunun içinde buluyorsunuz kendinizi. Sahi, oyunun nerede başlayıp nerede bittiğini kim bilebilir ki?

Berber İsmail, kasabada dönen dolapların temel aktörü olsa da yalnız değildir. Kasabanın engel tanımayan tiyatro yönetmeni Turhan Bey, Berber İsmail’in hikâyelerinden doğal oyunlar yaratır. Oyuncular hikâyelerin kahramanları, yani kasaba halkının bizzat kendisidir. Hayatta herkese göre bir rol vardır ve tiyatro her an her yerde kendisine izleyici bulabilir. Sanatın dönüştürücü gücü işte o anda açığa çıkar ve “durgun” kasabanın durgun görüntüsünün altındaki hareketliliğe ışık tutar. 

Bu durgun kasaba için tiyatro, esmeyen poyrazdır, temiz havadır. Tiyatro olmadan nefes alamaz Durgun kasabası sakinleri.

“Berberdeki Papağan” esip gürlemeden içinize işleyen, sizi oyuna çeken, berber koltuğunda düşüncelerinizi tarama cesareti gösteren bir kitap. 

Sanatsız bir hayatın dünyayı nasıl durgunlaştırdığını gözler önüne sererken sıra dışı bir düşünce evrenine davet ediyor. Yaşadığınız yerin büyük ya da küçük olmasının ötesinde kendinizi nereye koyduğunuzu bir kez daha düşündürerek…

Künye: Berberdeki Papağan, Behiç Ak, Günışığı Kitaplığı, 2022, 175 sayfa.