Erzurum’da Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Kuran Kursu’nda 7 çocuğa sistematik bir şekilde cinsel istismarda bulunduğu için yargılanarak 119 yıl hapis cezasına çarptırılan ve daha sonra bu ceza istinaf tarafından bozulan belletmen Hakan Aslankafa hakkında “silahla tehdit” ve “çocuğa karşı eziyet” suçlamalarıyla açılan davanın 4’üncü duruşması görüldü.
Erzurum 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayaa, sanık Aslankafa tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişimi Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Dernek avukatları daha önce dinlenen ve kamera kayıtları alınan çocukların bir kez daha aynı durumu yaşamamaları için duruşmaya getirilmemelerini talep etti. Avukatlar, davanın, İstinaf Mahkemesi’nin bozarak yerel mahkemeye gönderdiği dosya ile birleştirilmesini de istedi. Mahkeme, duruşmayı 27 Ekim’e erteledi.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre duruşma sonunda açıklama yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi avukat Nilda Baltalı, “Şikayetçi olduğumuz dosyalardan biri silahlı tehdit ve çocuklara karşı eziyet suçundan açılan dava ile ilgiliydi. Biz bu dosyaların birleştirilmesini ve çocukların defalarca örselenmemesi için dinlenmelerinden vazgeçilmesini istiyoruz. Hakim talebimizi kabul etti. Ayrıca istinaf mahkemesi istismar dosyası ve bu dosyanın birleştirilmesi konusunda karar verecek” dedi.
Kuran Kursu müdürü ve bir başka belletmenin yargılandığı, çocuklara karşı işkence suçlamasıyla açılan davanın duruşması ise Perşembe günü görülecek.
soL'a konuşan avukat Nilda Baltalı "Şiddet suçunun mağduru ve tanığı olan çocukların, bu eylemlerden ötürü ciddi bir travma yaşadıkları bilinmektedir. Üstelik tüm mağdurlar, ÇİM'de dinlenmiş ve ifadeleri kayda alınmıştır, yine bu ifade daha önce duruşma sırasında taraflarca dinlenilebilecektir. Yargıtay'ın da belirttiği gibi bu gibi suçlarda mağdurun ruh durumunun etkilenmemesi ya da bozulmaması için bir kez ifadesinin alınması kanun hükmü gereğidir. Bu nedenle tensip zaptındaki gibi çocukların bir kez daha dinlenilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Belirtilmelidir ki, küçük yaştaki mağdurlar, yaşadıkları nedeniyle intihara eğilimi olan ve sürekli gözlem altında tutulması gereken, travmatize edilmiş çocuklardır. İstismar mağduru haline getirildiği öğretmeni tarafından gittiği mektepte ağır istismara uğramış, başka arkadaşlarının da yaşadıklarına şahit olmuştur. Bu sebeplerle çocukların tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak duruşma salonunda tanımadığı insanların kürsü başından kendisine sorular sorması bünyesinde tarifsiz acılara yol açacaktır" dedi.
