Düzce depreminden 22 yıl sonra: Kaybolan deprem vergileri, borçlandırılan afet zedeler...

1999 Düzce depreminin üzerinden 22 yıl geçti. O günden bu güne Türkiye'de iktidarlar depreme hazırlık için hâlâ adım atmış değil.

Haber Merkezi

Düzce Depremi’nin üzerinden 22 yıl geçti... 1999 Düzce Depremi, Gölcük depreminden birkaç ay sonra, 12 Kasım'da meydana gelmişti. 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından 845 kişi yaşamını yitirmiş, 12 bin 939 bina yıkılmıştı.

Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde, yakın büyüklükteki bir depremin korkusu hâlâ devam ederken o günden bu güne neredeyse hiçbir ciddi hazırlık yapılmış, önlem alınmış değil.

Deprem vergisi: Var mı yok mu?

Geçtiğimiz son 22 yılda, deprem konusunda en çok gündeme gelen başlıklardan biri deprem vergileri olmuştu. 18 bine yakın yurttaşın yaşamını yitirdiği Gölcük Depremi'nin ardından geçici bir süreliğine toplanmaya başlanan Deprem Vergisi, olası bir depremin vereceği zararı azaltacak önlemler alınması ve afet sonrası çalışmalarda harcanması amacıyla başlatılmıştı.

Daha sonra AKP'li yıllarda geçici olmaktan çıkartılan vergi devamlı hale getirildi. Elekronikten gıdaya kadar hemen hemen her üründen alınan vergi her depremin ardından "paralar nereye harcandı?" haberleriyle gündeme geldi.

İlk olarak 2011'de meydana gelen Van Depremi'nde ciddi bir şekilde merak konusu olan Deprem Vergileri hakkında Dönemin AKP’li Bakanı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün “Deprem Vergisi diye bir vergi yok” demiş ve deprem vergisine ne olduğunu sormanın siyasi istismar olduğunu savunmuştu.

Dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, parayı "duble yol gibi herkesin faydasına olan işlerde" harcadıklarını açıklamıştı.

Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'se "Deprem vergisi diye bir vergi yok" diyerek verginin varlığını tamamen inkâr ederek, toplanan paraların akıbetini soranlarla "Paraları Bakan Mehmet Şimşek Bey cebine mi attı? Villa mı yaptırdı?" sözleriyle alay etti.

570 yurttaşın hayatını kaybettiği 2 bin 555 kişinin yaralandığı Van Depremi’nin ardından evsiz kalan yurttaşlar için çadır ayarlanması bile uzun zaman alırken depremzedeler -10 derece sıcaklıkta molozların dibinde açıkta kalmak zorunda kalmıştı.

1999 yılından depremin meydana geldiği 2011 yılına kadarsa toplanmış olan paranın toplam 40 milyar lira olduğu tahmin ediliyordu...

İzmir ve Elazığ depremlerinin ardından bir daha: Deprem vergileri ne oldu?

2020 yılına gelindiğinde CHP Kocaeli Milletvekili ve PM üyesi Tahsin Tarhan, artık 35 milyar dolara ulaşmış  olduğu belirtilen deprem vergisinin nereye harcandığını dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a sormuştu.

Albayrak cevap olarak bakanlığın istatiklerinin yer aldığı bir "link" vermekle yetinmişti. Söz konusu linkte, genel bütçe ve özel bütçe istatikleri; gider ve gelir tabloları yer alırken, deprem vergisiyle ilgili bir veri bulunmuyordu.

2020'de meydana gelen İzmir Depremi'nin ardınan Bayraklı'daki "Geçici Konaklama Merkezi" geçen bir yılın ardından hâlâ faal durumda. Bölgede 800 kişi depremin ardından konteynerlerde yaşamaya devam ediyor.

Kızılay parantezi...

Öte yandan 2020'nin başında Elazığ'da meydana gelen depremin ardından Türk Kızılayı "yardım" toplamaya başlamıştı. Kızılay aynı dönem şu harcalamalarla gündeme geliyordu:

  • Boğaz manzaralı ve yüzme havuzlu köşke aylık 12 bin dolar kira
  • Menzil Tarikatı destekçisi Ferhat Danışman'ın şirketi Techno Health'e 716 milyon liralık ihale
  • MÜSİAD’a ait hasarlı bir binaya verilen 110 bin lira kira
  • Dünya Gıda Programı tarafından ‘yabancılara yardım’ amacıyla gönderilen 3 milyon 700 bin lira ile alınan 10 adet 4x4 jip
  • Yemen'e yollamak için tutulan ancak havalimanını bile terketmeyen uçağa verilen 245 bin dolar

TOKİ'ye borçlandırılarak kurban edilen depremzedeler

'Deprem Vergileri'ne ne olduğuna dair bir başka ilginç açıklamaysa AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelmişti. "Utanmadan soruyorlar" diyen Erdoğan, "Deprem paraları harcandığı gibi milli bütçeden paralarla birlikte Van'ı ayağa kaldırdık. Bugünkü Bingöl'ü biz inşaa ettik" ifadelerini kullanmıştı.

Ancak Erdoğan'ın işaret ettiği TOKİ konutları depremzede yurttaşlara satın aldırılmıştı.

Bingöl depremi sonrası yurtaşların 18 yıl boyunca 2 bin 333 liralık ödemeler yapacağı açıklanmıştı. 2 yıl ödeme yapamayan yurtaşlarınsa deprem sonrasında kendilerine "tahsis edilen" konutları kaybedeceği belirtilmişti.

Van Depremi sonrasındaysa yurttaşlara "verilen" TOKİ konutlarının paralarının 216 ay taksitle alınacağı belirtilmişti.

2012’de Simav’daki depremin ardındansa yurttaşlara TOKİ tarafından 67 bin lira ile 88 bin lira arasında fiyatlardan yeni evler satılmıştı.

Depremzedelere verilen konutlar ne kadar dayanıklı?

TOKİ konutları 2012’de Batman’daki sel sularının ardından kısmi olarak çökmüş, Kütahya’da da fay hattı üzerine TOKİ konutları inşa edildiği ortaya çıkmıştı. Samsun’da yaşanan sel felaketinindeyse TOKİ konutlarında 6’sı çocuk 8 kişi hayatını kaybetmişti.

2014’teyse Elazığ’da depremzedeler için yapılan konutlar çökmeye başlamıştı. Evler çökmeden önce de konutlarda kalanlar, konutların oturmaya elverişli olmadığını, kaloriferlerin çalışmadığını sürekli dile getirmişlerdi.

Çadır alanları nerede?

Gölcük Depremi'nden sonra İstanbul’da deprem için 480 tane çadır alanı belirlenmişti. Söz konusu alanlar genellikle yeşil araziler ve boş arsalardan oluşurken 22 yılda bunlardan geriye pek bir şey kalmadı.

Bu alanların yüzde 90’dan fazlası imara açılırken, çoğunda artık AVM'ler veya lüks konutlar yükseliyor.

İstanbul'daki merkezi çadır alanlarının birkaçı ve üzerlerine yapılan yapılar şöyle:

  • Bostancı’daki 180 çadır kapasiteli alana inşaa edilen “Pragon Residence”,
  • Ortaköy’de bulunan 185 çadır kapasiteli Ermeni Vakfı’na ait arazide inşa edilen rezidans,
  • Abide-i Hürriyet Parkı’nda 700 çadır kapasiteli alana inşaa edilen Çağlayan Adliyesi,
  • Üsküdar’daki 270 çadır kapasiteli alanda özelleştirme idaresinin imar planını değiştirmesi üzerine yapılan Medeniyet Üniversitesi

Öte yandan İstanbul'daki yapıların büyük kısmının depreme dayanıklı olmadığı biliniyor. İzmir'deki depremin ardından İstanbul'da da binalar hasar görürken Haziran ayında meydana gelen 4,2 büyüklüğündeki bir depremin ardından Pendik'te ve Güngören'de binalar tahliye edilmek zorunda kalmıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Gölcük Depremi'nin yıl dönümünde, yapılan çalışma sonucunda İstanbul'da 50 bin binanın olası bir İstanbul depreminde ağır ve çok ağır hasar alacağı sonucuna varıldığını söylemişti. İmamoğlu, son bir buçuk yıldır yaptıkları çalışmaya göre her üç binadan birinin depreme dayaknıksız olduğunu ifade etmişti.