Depremin birinci yılında öğrencilerin travması devam ediyor

6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti ancak eğitim sürecindeki sorunlar hâlâ devam ediyor. Aradan geçen süre zarfında öğrenciler psikolojik olarak travmayı atlatabilmiş değil.

Haber Merkezi

Depremin üzerinden geçen bir yıla rağmen eğitim konusundaki aksaklıklar ve eksikler kaldığı yerden devam ediyor. Konuya dair soL'a konuşan deprem bölgesindeki eğitimciler yaşananları ve sorunları soL'a anlattı. 

'Öğrencilerin çok büyük psikolojik sorunları var'

Gaziantep'te özellikle Nurdağı ve Islahiye ilçelerindeki yıkımın büyük olduğuna dikkat çeken Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, öğrencilerin yaşadığı psikolojik sorunlara dikkat çekiyor. 

Arpat soL'a yaptığı açıklamada "Öğrencilerin önemli bir kısmı hâlâ büyük travmalara sahip. Yıkımın boyutları büyük ve hâlâ önemli bir oranda telafi edecek adımlar atılmış değil. Örnek olarak sadece Gaziantep merkezde 150 civarında okulda depreme dayanıksız olduğu ya da hasar gördüğü gerekçesiyle eğitim yapılamıyor. Bu oran Gaziantep'in ilçelerine doğru daha da artıyor. Rakam tüm deprem bölgelerini hesaba kattığınızda büyük oranlara ulaşıyor. Öğrencilerimizde amnezi dediğimiz bir tür 'unutma' sorunları ile karşılaşıyoruz. Ağır travmalar yaşıyor insanlar. Haliyle de böylesi örneklerde sağlıklı bir süreç örülememiş oluyor" diyor.

Öğrencilerin, eğitimcilerin ve velilerin hepsinin aynı psikolojik sorunlarla uğraştığı örneklerde çocukların henüz deprem travmasını atlamadıklarını belirten Ali Arpat, özellikle çevresel koşulların, fiziki sorunların devam ediyor olmasının bu sorunları tetiklediğini ifade ediyor.

'Deprem bölgesinden gidenler kurtuldu kalanlar eksik kaldı'

Konuya dair soL'a konuşan eğitimcilerden Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası Başkanı Deniz Ezer de, deprem bölgelerinden gidenlerin bir şekilde hayatlarını kurmaya çalıştıklarına ancak gidemeyen, kalmak zorunda olan depremzedelerin eğitim süreçlerinden eksik kaldıklarını ifade ediyor. 

Ezer "6 Şubat sonrası ‘Hatay’da eğitim başladı’ tarzında açıklamalar yapıldı ama bunların hiçbir gerçekçiliği bulunmuyor. Yaşamın normale dönmediği kentte, servis sorunu, binaların güvenilirliği sorunu, öğretmenlerin barınma sorunu , öğrencilerin psikolojik durumu gibi daha pek çok sorun yaşanıyor. Öğretmen yetersizliği, açıldığı ilan edilen okulların güvenirliği sorunu, servis, okula gidiş gelişteki karanlık sokaklar, öğrencilerin beslenmesindeki eksikler daha bir sürü sorunu sayabiliriz. Hâlâ birçoğu devam ediyor" diyor.

'2 derslikten 1’i kullanılamıyor'

Ezer, her iki derslikten birinin kullanılamadığını belirtirken konteynerlerde devam eden örneklerin de eksiklerinin altını çiziyor. 

"Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, deprem bölgesinde 11 ilde 936 okul kullanılamaz hâle gelirken bu sayı derslikler için 11 bin 738 olarak açıklandı. Hatay'daki oranlara baktığımızda ise neredeyse bu durum yarı yarıya, yüzde 45 civarında. Bu da her iki derslikten birinin kullanılamadığı demek oluyor. Dolayısıyla da eğitimin önemli bir kısmı konteynerlerde devam ediyor. Ancak konteynerlerde ısınma elektrik ile sağlanıyor ve bu da yetersiz oluyor. Elektrik kesintilerinin çok olması eğitime konteynerde devam edenler başta olmak üzere ciddi ısınma ve aydınlanma sorunu yaşatıyor. Eğitimciler de bu sorunun bir parçası. Kalacak yer bulamayan eğitimciler kira ödemekte güçlük çekiyor ve konteynerlerde kalan eğitimciler ise gündelik hayatlarını devam ettirmek konusunda zorluklar yaşıyor. Bu da hem eğitimci açısında hem de öğrenci açısından problemin ortaklaştığı ve çözümsüzlüğe dönüştüğü örnekler yaşatıyor" sözleriyle anlatıyor yaşanan süreci.

Eğitim sürecinde hükümetin geçtiğimiz bir yıl içinde 'sınıfta kaldığını' ifade eden eğitimciler öğrenciler için geçtiğimiz bir yıl içinde çok az şeyin değiştiğini belirtiliyor.