Suriye'de cihatçılar bildiğimiz gibi: #Madaya yalanları ve mezhepçilik

AKP yandaşı cihatçılar ve Batı medyası bir süredir Şam-Madaya’daki halkın “rejim” nedeniyle açlıktan ölme noktasına geldiğini propaganda ediyor. Bu propagandada sahte resimler, yalan haberler sıklıkla kullanılırken, gerçeğin neredeyse tamamı gizleniyor.

Erman Çete

Madaya, Suriye’nin Şam vilayetinde, Lübnan sınırına yakın bir kasaba. Geçtiğimiz günlerde bir anlaşmaya konu olan Zabadani’nin hemen güneyinde. 2004’deki nüfus sayımına göre kasabada 10 bin kişi yaşıyordu, fakat bu sayının savaş başladığı sırada daha fazla olduğu kesin.

İşte bu Madaya, bir süredir cihatçıların ve Batı medyasının yeni propaganda sahası olarak dikkat çekiyor. İddiaya göre, 170 gündür “İran ve Hizbullah kuşatmasında” olan kasabada insanlar açlıktan ölmemek için kedi ve köpek yemeye başladı. Elbette, açlıktan ölenlerin olduğu söylentisi de cabası.

BEYRUT'TAN HABERLER...
Örneğin The Guardian’dan Kareem Shaheen (Beyrut'tan bildiriyor) ve Emma Graham-Harrison’ın haberine göre, Madaya’da yaşayanlar yaprak ve ot yemeye başlamıştı. Pirinç artık gramla satılıyordu, çünkü kilosu 250 dolardı.

Luey isimli bir “sosyal yardım çalışanı”, telefonla bilgi vererek kasabada insanların “yavaş çekimde öldüğünü” söylüyordu. Luey, daha sonra kasabadan fotoğraflar gönderiyordu. Ancak söylediğine göre fotoğrafları kendisi çekmemişti.

Başka “aktivistler” de kasabadan fotoğraflar gönderiyordu. Örneğin bir çocuk, açlıktan o kadar zayıf düşmüştü ki, yürüyemediği için kendisine hayli küçük gelen bir çocuk arabasında taşınıyordu.

Haberde, El Kaide tarafından kuşatma altında tutulan İdlib’deki Şii beldeleri Fua ve Kefraya’ya karşılık olarak “rejim” güçlerinin de Zabadani ve Madaya’ya aynı kuşatmayı uyguladığı iddia ediliyor.

Guardian muhabirleri, haberlerini Madaya’dan yazmamışlar. Fotoğraflar, kendilerine gönderilen ya da “aktivist”lerin medyada yaydıklarından.

BİRAZ 'TARAFSIZLIK'
BBC’deki haberde, Guardian’ın “30 bin” iddiasının aksine, Madaya’da 40 bin kişinin kapana kısıldığı söyleniyor. Ot ve yaprak yiyen Madayalılar hikayesi burada da tekrarlanırken, Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin (ICRC) Madaya’daki duruma ilişkin görüşlerine yer veriliyor.

Bölgeye daha önce yardım götürenler arasında yer alan ICRC Sözcüsü Pawel Krzysiek, son gidişinde insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını gördüğünü, şimdi durumun daha umutsuz olduğunu söylüyor. Krzysiek, Madaya’da açlıktan ölümler olduğunu doğrulayamadıklarını belirtiyor.

Haberde iddilarına yer verilen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Pazartesi günü 10 kişinin açlıktan öldüğünü, 13 kişinin ise Suriye ordusu tarafından vurulduğunu ya da kaçarken mayına basarak hayatını kaybettiğini iddia ediyor.

BBC’nin haberi Guardian’a göre daha tarafsız, zira El Kaide kuşatması altındaki Fua ve Kefraya’da da durumun daha kötüye gittiğini, orada da insanların ot yediğini söylüyor.

YALANLAR
Batı medyasında çıkan haberlerin hiçbiri, “bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanabilecek” durumda değil. Guardian örneğinde, Beyrut’tan yapılmış bir haberle karşı karşıyayız; BBC’de ise ICRC Sözcüsü açlıktan ölümleri doğrulayamadıklarını söylüyor.

Ancak çok açık yalanlar da var. Örneğin, aşağıda çok yaygınlaşan bir görselde, Madayalı güzel küçük kızın açlıktan ne hale geldiği anlatılıyor:

 

Oysa sağda fotoğrafı görülen “Madayalı küçük kız”, 2 sene önce başka bir habere konu olmuştu. Madayalı olduğu iddia edilen bu küçük kız, Ürdün’ün başkenti Amman’da, 2014 yılında sakız satarak hayatını kazanmaya çalışması ile ünlenmişt!

Yine altta, Madaya’da açlıktan bir deri bir kemik kalan çocuk olarak yayılan fotoğraf, 2013 yılında kamplarda açlıktan ölmek üzere olan çocuklar için kullanılmıştı!

Yine aşağıda görüldüğü gibi, “açlıktan ölen Madayalılar” fotoğrafları, değişik zamanlarda değişik mekanlarda hayatını kaybeden insanlara ait.

Vice News da, Madaya’daki açlık iddialarıyla ilgili yaptığı bir haberde kullandığı fotoğrafı, “sahte” olduğu gerekçesiyle geri çekmek durumunda kaldı.

HİZBULLAH AÇIKLAMASI
Madaya’yı kuşatma altında tutmakla suçlanan unsurlardan birisi olan Hizbullah, konu hakkında ayrıntılı bir açıklama yayımladı.

Hizbullah’ın açıklamasında şu noktalar öne çıktı:

  • 18 Ekim 2015’te, gıda ve tıbbi yardım taşıyan onlarca kamyon Madaya ve Sargaya’ya giriş yaptı. Birkaç gün içerisinde yenilerinin gelmesi bekleniyor.
  • Madaya, yüzde 60’ı Ahrar’uş Şam, yüzde 30’u Nusra Cephesi ve yüzde 10’u ÖSO’dan oluşan 600 militan tarafından aylardır rehin tutulmaktadır.
  • Silahlı gruplar kente gıda ikmalini kontrol altında tutmakta ve bunları satın alabilenlere satmaktadır.
  • Madaya, içerideki militanlar burayı Zabadani’deki Suriye ordusu ve Hizbullah güçlerine karşı üs olarak kullanmaya başlamadan önce etkin olarak kuşatma altında değildi.
  • Militanlar 23 bin kişiyi canlı kalkan ve siyasi kart olarak yalan propagandalarında kullanıyor. Medyada yer aldığının aksine açlıktan ölümler yok.
  • Madaya sakinleri birçok defa kentten ayrılmayı denedi, ancak militanlar onları engelledi.
  • 300 militanın teslim olması için pazarlıklar sürüyor, ancak diğer militanlar, dışarıdan verilen bir siyasi karar neticesinde, bunu reddediyor.
  • Zabadani anlaşması uygulandığında, kasabadan çıkartılan yaralı militanların konvoyu, Madaya’daki, anlaşmayı reddeden militanların bombardıman tehdidi nedeniyle durdu.

Bir not daha: Şu anda Madaya ve Zabadani’de Hizbullah savaşçıları büyük oranda Halep’in güney cephesine gönderildi.

GERÇEKLER
Zabadani, Madaya, Fua ve Kefraya için varılan ateşkes ve yaralı transferi kararı uygulanırken, Zabadani savaşı sırasında militanların bir bölümü zaten Madaya’ya kaçmış bulunuyordu. Ve Eylül ayında varılan ateşkese Madaya da dahildi.

Ordu, geçen yılın Ocak ayında Madaya’daki sivillerin tahliye edilmesini önermiş, ancak bu öneri Ahrar’uş Şam tarafından reddedilmişti.

Peki Suriye ordusunun BM yardımlarını kente sokmadığı doğru mu? Pek olası görünmüyor. 18 Ekim 2015’teki yardım konvoyu bir vakıa. 28 Aralık 2015 tarihinde ise, Zabadani ve Madaya’dan 125 kişi tahliye edildi. Tahliyeye nezaret edenler Suriye Kızılayı ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi.

Suriye Kızılhaçı ise, bölgedeki yardımları dağıtmaya görevli kılınanların kim olduğunun hala bilinmediğini söylüyor.

Dahası, Madaya’dan gelen bazı görüntüler, kasabadaki cihatçı unsurların halkın bölgeyi terk etmesine izin vermediğini de gösteriyor.

Suriye hükümetinin, BM yardım konvoyuna izin verdiği ve önümüzdeki günlerde konvoyun Madaya’ya giriş yapacağı da gelen bilgiler arasında.

Burada dikkat çekici olan, ateşkese konu olan kasabalardan Fua ve Kefraya’nın hiç gündeme getirilmemesi. Eğer sorun “kuşatma” ve kış koşulları ise, benzer bir durum Şii beldeleri Fua ve Kefraya için de geçerli. Ancak BBC’deki haber dışında, bu beldelere ne Batıda, ne de cihatçıların destekçilerinde hiçbir atıf yapılmıyor.

Dahası, Madaya’daki bazı cihatçı unsurlar, açıkça Fua ve Kefraya’ya yönelik bir saldırının bahanesi olarak Madaya’daki “açlık”ı gündeme getirdiler.

("Ya Madaya kuşatmasını durdurun, ya da Fua ve Kefraya'yı yakın")

Suriye ordusunun, müttefikleri ile birlikte El Kaide’nin kontrolündeki İdlib’e yönelik bir harekata hazırlandığı gündeme gelmişken, Madaya’dan Fua&Kefraya’ya uzanan bu bağın “manidar” olduğunu söylemek gerekiyor.