Bu metni sizin de imzalamanız istenebilir: 'Çalışırken virüs kaparsam sorumluluk bana aittir'

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi, koronavirüs salgınıyla ilgili şantiyelerde alınan/alınmayan önlemler ve işten çıkarmalarla ilgili bir değerlendirme raporu yayımladı. Patronların Ensesindeyiz İnşaat İşçileri Dayanışma Ağı, işçilerin sorunları ile ilgili soL’a değerlendirmede bulundu.

Yavuz Karamahmutoğlu

Koronavirüs salgını sürecinde zor şartlar altında çalışmaya mecbur bırakılan veya ücretsiz izne çıkartılan inşaat işçilerinin sorunları devam ediyor. İnşaat işçileri pandemiden en çok etkilenen mesleklerin başında gelirken birçok talep konusunda da çağrıda bulundular. 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi, koronavirüs salgınıyla ilgili şantiyelerde alınan/alınmayan önlemler ve işten çıkarmalarla ilgili bir değerlendirme raporu yayımladı. Raporda şantiyelerde alınan önlemlerin yetersiz olduğu belirtilerek, “Tehlike büyük. Şantiyeler acilen kapatılmalıdır” denildi. 

ŞANTİYELER ACİL KAPATILMALDIR

İstanbul’da binlerce şantiyenin ve 300 bine yakın inşaat işçisinin bulunduğuna dikkat çekilen raporda, “Şantiyelerde bazı önlemler alınmış durumda; ancak ne bu önlemler yeterli ne de kamu denetiminden söz edilebilir. Şantiyeler açık olduğu sürece sorun devam edecek” tespitinde bulunuldu. 

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Koronavirüs önlemleri ile ilgili olarak şantiyeleri mercek altına aldı. İstanbul`un pek çok şantiyesindeki uygulamaları bir araya getirdi. Yurtdışı inşaatlarda çalışan şube üyesi inşaat mühendislerinden gelen bilgileri de metne ilave etti. Ayrıca inşaat işkolunda işten çıkarmalara ve ücretsiz izin uygulamalarına değerlendirme metninde yer verdi. İnşaat mühendislerinin bir başka çalışma alanı olan proje bürolarının içinde bulunduğu sorunları değerlendirmeye aldı.

Raporda, şu tespitlere yer veriliyor;

*Yapsat işler olarak tanımlanan çok sayıda şantiye faal durumda. Bu şantiyelerde 10 ila 50 kişi çalışıyor. Virüse karşı önlem bir yana, temel sağlık kurallarına bile tam uyulmuyor.

*İstanbul`da değişik ölçekte binlerce şantiye bulunmaktadır. Şantiyelerde sadece inşaat mühendisleri değil binlerce işçi de çalışmaktadır. İstanbul`da 300 bine yakın inşaat işçisi vardır.

*Şantiyelerde önlemler mart ayının ikinci yarısında başladı. Hatta pek çoğu mart sonuna doğru yeni duruma geçti. Önlemler arasında ilk göze çarpan yatakhane ve yemekhanelerin günaşırı dezenfekte edilmesi. Ancak bu yöntemin ne derece çözüm olduğu tartışmalı.

*Bazı şantiyelerde geçiş noktalarında dezenfektan bulunduruluyor ama her bir çalışanın gerektiğinde bunları kullanıp kullanmadığı muğlak.

*Bazı şantiyelerde sabah iş başlamadan önce ateş ölçülüyor. Ama ateş virüsün tek belirtisi değil.

*Büyük ölçekli şantiyelerin yemekhanelerinde aynı anda 400-500 kişi yemek yiyor. İşçi sayısı göz önüne alındığında ne yemekhanedeki yoğunluğu azaltmak mümkün ne de mesai saati gereği vardiya usulü getirmek.

*Yatakhaneler ise daha büyük tehlike içeriyor. İstanbul’daki işçilerin yüzde 80’i l dışından. Binlerce işçi yatakhanelerde kalıyor. Bu sayının makul düzeye çekilmesi ise işçi sayısını düşününce mümkün değil.

*Yine bazı şantiyelerin, çalışanların toplu taşıma araçlarının yoğun olduğu saatlerde işe gidip gelmemesi için mesai bitiş saatini 17.00’ye çektiği, ancak bu uygulamanın birkaç gün sonra bittiği görüldü.

*Maske kullanımı sorunlu ve sıkıntılı. Asansör kabinleri dar ve tehlike arz ediyor. Bazı firmalar ofis personelini evden çalıştırıyor ancak büyük şantiyelerde aynı uygulama bulunmuyor.

YURTDIŞI ŞANDİYELERDEKİ DURUM 

Yurtdışı şantiyelerdeki mevcut durumuna dair raporda, “önlemler, olumlu ve olumsuz yönler aynı düzeyde seyretmekte” olduğu tespiti yapılırken  “Türkiye`ye dönemeyen çalışanların büyük sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Virüs salgını nedeniyle bazı firmaların işçileri işten çıkardığı, ücret alamayan ve Türkiye`ye dönemeyen işçilerin tarifsiz bir sefalet içerisinde olduğu, sağlık sorunu yaşamalarının şaşırtıcı olmayacağı belirtilmektedir” deniliyor. 

15 BİN İŞÇİ İŞTEN ATILDI

Raporda, şu an inşaat işkolunda yaşanan en önemli sorunun işten çıkarmalar ve ücretsiz izin olduğu vurgulandı. Bugüne kadar 15 bin civarında inşaat işçisinin işten çıkarıldığına dikkat çekilen raporda, “Açıkçası zaten ağır bir krizle karşı karşıya bulunan inşaat sektörünün salgının yol açtığı yeni krizi atlatması mümkün değil” ifadeleri kullanıldı.

‘HAK KAYBINA YOL AÇMAYCAK DÜZENLEMELER YAPILMALIDIR’

Siyasi erkin hak kaybına yol açmacayacak önlemler alması gerektiği vurgulanan raporun son bölümünde, “İnşaat, nasıl ki işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili sorunlu işkollarının başında geliyorsa, salgın başladığından bu yana açığa çıktı ki korunmasızdır, virüsün yaygınlaşmasına açıktır. Bazı işverenler kısmi önlem almış olsa da, işe devam edilmesi, önlemleri etkisiz kılmaktadır.  Şantiyeler virüs açısından tehlike yaratmaktadır. Binlerce mühendis ve işçi sağlıksız koşullarda çalışmaktadır. Ne yazık ki şantiyelerin durumu hiçbir şekilde gündeme getirilmemektedir.

Siyasi erkin ivedilikle şantiyelerdeki mevcut durumu kavramalı ve belirli bir süre kapatma yoluna gitmeli ancak aynı zamanda çalışanların hak kaybına yol açmayacak düzenlemeler getirilmelidir” çağrısı yapılıyor. 

 İMO raporundan: Tarihe geçecek kara leke 

İşe devam eden ancak önlem almayan ya da yasak savma babında kimi önlemlerle yetinen bir şantiyede, işçilere "çalışırken virüs kaparsam sorumluluk bana aittir" şeklinde taahhüt imzalatılması için ülkemiz tarihinde kara bir sayfa olarak yerini alacaktır.

Dolayısıyla bu taahhütnameyi utanç vesikası olarak kayda geçme amacıyla metnimize alıyoruz:

"Kamp alanı/odalar ve yıkanma yerini kendi istek ve irademle kullandığımı, kampta kalmak istediğimi, bu dönem içinde işverenlikçe ülkemizin içerisinde bulunduğu bu olağanüstü duruma ilişkin alınan tedbirlere harfiyen riayet edeceğimi, işverenlikçe belirtilen kurallara uymamamdan veya sair şartlardan dolayı işyerinde bulunduğum dönem içinde kendime olası bir koronavirüs bulaşması vakasından dolayı olabilecek tüm zararlardan dolayı tamamen kendimin sorumlu olduğunu,C”Yukarıdaki arz ve izah edilen neden ve gerekçeler ile işverenliğe herhangi bir cezai, idari, yasal ve hukuki sorumluluk yükletilemeyeceğini, bu konularda hangi nam altında olursa olsun işverenliğe karşı hiçbir talep ve iddiada bulunamayacağımı ve işverenin söz konusu kampta kalmamdan ve bu virüs ile hastalanmamdan dolayı doğacak zararlardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını/bulunmayacağını kabul, beyan ve taahhüt ederim."

PE İNŞAAT İŞÇİLERİ DAYANIŞMA AĞI: İNŞAATLARDA ÜRETİM DURMALI VE İŞÇİLERİN YAŞAMLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALDIR 

soL'a değerlendirmede bulunan PE inşaat işçileri dayanışma ağı Türkiye'de doğrudan inşaatlarda çalışan üç milyona yakın inşaat işçisi bulunduğunu dolaylı yoldan bu sektöre tedarik amacıyla çalışan işçiler de katıldığında dört milyon işçinin üzerine çıktığını belirtiyor.  Koronavirüs pandemisi süresince şantiyelerde yaşanan sorunlar artınca, inşaat işçilerinin tepkileri bunların kamuoyunun gündemine girmesini sağlamış.

Ağ, Türkiye'de birçok şantiyede inşaat işçilerinin kötü çalışma koşulları, salgın boyunca işçilerin yaşadıkları ve çalıştıkları çalışma ortamına itiraz etmeleri ile, yaptıkları eylemlerle kamuoyunun gündemine girdiğini söylüyor. Normal çalışma zamanlarında bile önlem almayan inşaat patronlarından, şimdi koronavirüs salgınına karşı önlem alması bekleniyor diyen ağ üyeleri "Yetkililerin salgın boyunca şantiyede alınması gereken önlemlerle ilgili yayınladığı yönergeler, bilgilendirici kartların yayınlanması ikiyüzlülüktür. Bu düzende, bakanlık yetkililerinin açıkladığı önlemlerin alınması imkansızdır. Bu tabloda işçileri çalışmaya zorlamak, şantiyelerde üretime devam etmek göz göre göre salgının yayılmasını artırmak, cinayet işlemek anlamına geleceğini" belirtiyor.

İŞÇİLER ŞANTİYELERDE ALINMAYAN ÖNLEMLERLE RİSK ALTINDA ÇALIŞMAK ZORUNDA BIRAKILIYOR

Ağ'ın diğer tespitine göre, İstanbul başta olmak üzere ülkenin her yerinde ve yurt dışında inşaat işçileri çok ağır şartlar altında çalışmak zorunda bırakılıyor. İşçiler işçi sağlığına ve hijyen koşullarına uygun olmayan, kalabalık ve sağlıksız ortamlarda çalışmak ve yaşamak zorunda kalıyor. Binlerce işçinin çalıştığı şantiyelerde yemek sıraları olmakta, yemekhanelerde işçiler tıkış tıkış yemek yemekteler. Kamp alanlarında gerekli hijyen koşulları sağlanamamakta, yetersiz sayıda duşlar, tuvaletler ve 6-8 kişilik koğuşlarda yaşamak zorunda bırakılmaktadır. Bazı şantiyelerde işçiler içme suyunu dışarıdan kendi paraları ile almakta kalıyor, şantiye tuvaletlerinin hijyenik olmamasından dolayı şantiye dışındaki belediyenin paralı tuvaletlerini kullanmak zorunda kalıyorlar. İşçilere verilmesi gereken maske, eldiven gibi koruyucu donanımlar hala verilmiyor. Az sayıda verilen şantiyelerde de günlük 1 tane veriliyor. 

İşçiler bazı şantiyelerde 14-16 saat çalışmak zorunda bırakılıyor 

Ağın değerlendirmesinde, Patronlar şantiyelerde salgına karşı önlemler almayı gereksiz maliyet olarak görüyor. Şantiyelerde karantina odaları var, bu odalardan ambulanslar sürekli hastanelere koronavirüs bulaşmış işçi götürüyor. Bunun yanı sıra inşaat işçileri sadece salgınla uğraşmıyor, salgın fırsatçısı patronlarla da uğraşıyor. 

Alınmayan önlemleri yetkililere dile getirdiklerinde tehdit ediliyorlar, işten çıkarılıyorlar. Geçen hafta bu önlemlerin alınmadığından tedirgin olan ve haklarını alıp ülkeye dönmek isteyen, Limak'ın Kuveyt havalimanı inşaatında çalışan işçilerden birine şirket yetkilisi tarafından şiddet uygulanmıştı. Yurtdışı şantiyelerinde İşçiler muhatap bulamıyorlar, alacakları uzun süre içeride bekletiliyor ve ülkeye denmekte zorlanıyorlar. 

Yine İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde bazı şantiyelerin kapanması ve şehirler arasında yolculuğun yasaklanması ile beraber işçiler memleketlerine dönememiştir. İnşaat işçileri şantiyelerin de kapanması ile beraber akrabalarında, otellerde ve şu an hâlâ sokakta kalmış durumdalar. 

Galataport şantiyesi, Emaar şantiyesi, Ankara Yargıtay binası şantiyesi, Başakşehir Şehir Hastanesi, İBB Atık tesisi şantiyesi, Ataşehir Finans merkezi, Limak Kuveyt Havalimanı şantiyesi, İzmir Bayraklı Hastanesi şantiyesi ve daha birçok şantiyeden işçiler PE ile temasa geçtiği belirtiliyor. 

İŞÇİLERİN GEÇİMİ GÜVENCE ALTINA ALINMALI, KAPANAN ŞANTİYELERDEKİ İŞÇİLERİN KONAKLAMASI SAĞLANMALIDIR

Dayanışma ağı "ülkemizde salgına karşı hala gerekli önem verilmediğini üretim devam ettiğini, işçilerin yerine patronlara kaynak aktarıldığını, işçilerin yaşamları patronların karlarına, zenginleşmesine heba edildiğini, normal zamanlarda dahi önlem alınmayan riskli bir durumda çalışmak zorunda kaldıklarını bu sektörde salgınla beraber daha da güç hale geldiği" belirtiyor.

Ağ, "şantiyeler koşulsuz şartsız acilen durdurulmalıdır. Salgın için çalışması zorunlu olan şantiyelerde (sahra hastanesi) işçi sağlığı için gerekli önlemler alınmalıdır. İşçilerin geçimi, yaşamı güvence altına alınmalıdır. İşçilerin yaşam hakkı için patronlar ve devlet yetkilileri gerekli kaynağı yaratmalıdır. Şantiyelerin kapanması ile beraber şehir dışı yasağından dolayı memleketlerine, ailelerinin yanına dönemeyen işçilerin barınma, yemek gibi ihtiyaçları karşılanmalıdır" çağrısında bulunuyor.