Erzurum Universiade 2011 dosyasını açıyoruz

Üniversitelerarası Kış Oyunları’na az süre kala sporseverleri bilgilendirmek ve Erzurum 2011 için yapılan atamalarla yapılan harcamaların şeffaflığı gibi tartışma konularını tekrar gündeme getirmek için soL- Spor “Universiade” dosyası hazırladı.

Türkiye, önümüzdeki günlerde büyük bir spor organizasyonuna evsahipliği yapmaya hazırlanıyor. Universiade 2011 Kış Oyunları, 27 Ocak – 6 Şubat tarihleri arasında Erzurum’da gerçekleşecek. Tesisler, hükümetin aktardığı muazzam bütçeye rağmen oyunların başlamasına bir ay kala yetiştirilebildi. Basına konuşan yetkililer Erzurum’un olimpiyatlara hazır olduğunu söylerken, yılbaşında başlayan kar yağışı da kentte olumlu bir hava estirdi.

Erzurum’un Universiade vesilesiyle çok önemli tesisler kazandığı kuşkusuz. Ancak organizasyonun oldukça tartışmalı boyutları da var. Erzurum’un Universiade 2011 Kış Oyunları’nı düzenlemeye hak kazandığı, Ocak 2007’de açıklanmıştı. Yani oyunlara hazırlanmak için tam 4 yıllık bir süre vardı. Özellikle de Türkiye gibi kış sporlarına yabancı bir ülkede, bu sürenin iyi kullanılması büyük önem taşıyordu. Tesislerin ilk elden tamamlanması ve bir an önce gençlerin kullanımına açılması, ülke çapında kış sporlarının tanıtımına hız verilmesi esastı. Başta Erzurum’daki Atatürk Üniversitesi olmak üzere, bunun için gerekli akademik altyapı mevcuttu. Ancak AKP’liler Erzurum 2011’i siyasi hesaplarına öylesine endekslediler ki, en geri planda kalan şey sporun kendisi oldu.

“Universiade” nedir?
Erzurum 2011’in organizasyon sürecini değerlendirmeden önce, Universiade’ın ne olduğunu hatırlamakta fayda var. Geçmişi 1924’e dayanan ve Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu (FISU) tarafından yılaşırı düzenlenmekte olan Universiade, üniversite öğrencisi sporcular arasındaki olimpik müsabakaları kapsayan, yaz ve kış oyunları olmak üzere iki ayakta yürütülen uluslararası bir organizasyon. Hatırlanacağı üzere, Universiade 2005 yaz oyunları İzmir’de gerçekleştirilmişti. Erzurum da bu dönemde kış oyunları için FISU’ya başvurmuş, 2009’u Çin’in Harbin kentine kaptırırken, 2011 için Slovenya’nın Marburg kentini eleyerek kış oyunlarını düzenleme hakkı kazanmıştı.

Daha sonra konu hakkında değerlendirme yapan Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Başkanı Kemal Tamer, Erzurum’un bu organizasyonu almak için oldukça yetersiz olduğunu, ancak spor eğitimi alanında saygın bir yeri olan Atatürk Üniversitesi’nin varlığı, şehrin coğrafi olarak kış sporlarına çok elverişli olması, Universiade İzmir 2005 Yaz Oyunları’nın başarıyla tamamlanmış olması ve yürüttükleri yoğun lobi faaliyeti sonucu 2011 Kış Oyunları’nı güçlü rakip Marburg’un yerine Erzurum’un almasını sağladıklarını belirtmişti.

Universiade, FISU tarafından olimpiyatlardan sonra en büyük spor organizasyonu olarak anılsa da, medyanın ilgisi bakımından bu kadar öne çıkan bir etkinlik olduğunu söylemek güç. Bu nedenle Universiade genellikle, sportif altyapısını geliştirmeyi hedefleyen üniversite kentleri için 'kendini gösterme' fırsatı olarak görülüyor. Zira üniversite oyunlarını düzenleme hakkı kazanan kentler, bir dizi spor ve konaklama tesisi inşa etmek, ayrıca kent merkezinde belli uluslararası standartları yakalamak zorunda. Bu ölçütlerin yerine getirilip getirilmediği, FISU tarafından belirli aralıklarla yapılan ziyaretlerle denetleniyor. Tabii üniversite oyunlarında süreç, olimpiyatlara göre daha toleranslı yürüyor. Kentin altyapısının gelişmesi ve yeni tesisler kazanması ön planda tutuluyor.

Üniversite kış oyunları, şu dallardaki müsabakaları kapsıyor: Alp disiplini kayak, kuzey disiplini kayak (kayaklı koşu, kayakla atlama ve bu ikisinin bir araya gelmesiyle oluşan kuzey kombine), artistik paten, buz hokeyi, kısa mesafe hız pateni, biatlon, snowboard ve curling. Organizasyonu düzenleyecek olan kentin, bu müsabakalar için gerekli tesisleri hazırlaması gerekiyor.

Universiade 2011 Erzurum’un esas düzenleyici kurumları, Türkiye'de böyle bir organizasyon düzenlemek için FISU’ya başvuran Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) ile, bu organizasyonun gereği olan yatırım ve işlemleri yapma taahhütü veren Hükümeti temsil eden Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM). Organizasyonun başında, bu iki kurumu ve ayrıca yerel yönetimi, akademik kurumları ve sivil toplum örgütlerini koordine etmek için kurulan bir Genel Koordinatörlük bulunuyor.

AKP’den 2011’e sporla ilgisi olmayan bir Genel Koordinatör
Erzurum 2011’de, 2009’un ortasına dek organizasyon adına bir arpa boyu yol alınamaması ve yerel basında, FISU’nun Türkiye’ye uyarı verdiği yönünde haberler yer almaya başlaması sonucu, AKP bu genel koordinatörlüğe işbitiriciliğine güvendiği bir bürokratını atadı. Bu kişi, Başbakanlığa bağlı Devlet Personel Başkanlığı’nda ve uzmanlık ve daire başkanlığı gibi görevler aldıktan sonra AKP döneminde önlenemeyen yükselişiyle dikkat çeken, vekâleten görevlendirmeyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde önce Zabıta Dairesi Başkanlığı ve Çevre Koruma Dairesi Başkanlığı gibi görevlere atanan, sonra da belediyeye bağlı İSPARK AŞ gibi şirketlerde yönetim kurulu başkanlıkları yapan Bekir Korkmaz’dı.

Korkmaz’ın Erzurum macerası onu Universiade 2011’in başına getirdi
Bekir Korkmaz’ın sporla ilgili herhangi bir uzmanlığı ya da deneyimi olmasa da, Erzurum’la olan hesabı yeni değildi. Aslen Erzurumlu olan Korkmaz, 2009 yerel seçimlerinde Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adaylığı başvurusu yapmıştı. Başbakan Erdoğan’ın başarısızlığı ayyuka çıkmış mevcut belediye başkanı Ahmet Küçükler’i yeniden aday göstermesi sonucu, Bekir Korkmaz Erzurum macerasını ertelemek zorunda kaldı. Ancak AKP’nin Korkmaz’a başka bir söz verdiği çok geçmeden ortaya çıktı. Bekir Korkmaz, Eylül 2009’da Erzurum 2011 Dünya Üniversite Kış Oyunları Genel Koordinatörlüğü görevine atandı.

Danışmanları harcadı...
Daha önce spor ile ilgili hiçbir geçmişi olmayan Korkmaz, bizzat Başbakan Erdoğan tarafından görevlendirildiğini söyleyerek ve iddiaya göre 14 bin TL maaşla geldiği Erzurum’da tüm yetkileri eline aldı. Korkmaz göreve geldiği sırada, akademisyenlerden oluşan bir danışman kadrosu organizasyonun mutfağında yoğun bir çalışma yürütmekteydi. Gönüllülük esası ile ve cüzi bir danışmanlık ücreti ile çalışan bu akademisyenler, bir yandan bağlı oldukları kurumdaki görevlerini yürütürken, bir yandan da her hafta Erzurum’a gidip gelerek çeşitli teknik konularda organizasyona katkı sunmaktaydı.

Korkmaz, bu akademisyenlerle bir süre iyi geçindi. 2010’un sonuna doğru çalışmaların tamamlanması ile birlikte, başından beri organizasyona emek veren bu kadronun işine keyfi olarak son verilmeye başlandı. Korkmaz, AKP’ye yakın olmayan bu kişilerle çeşitli bahanelerle yollarını ayırdı. Yaptıkları yoğun çalışmaya karşın işin dışına itilerek rencide edilen bir dizi isim, bu durumu onurlarına yediremeyerek istifalarını verdi. Üniversitede ders verdiği için haftanın bazı günleri Ankara’da olan, bazı günler ise Erzurum’a gidip gelen bir akademisyene ise, Ankara’da dersi olduğu sırada bizzat Bekir Korkmaz tarafından açılan bir telefonla, o gün Erzurum’da olmaması bahane edilerek “artık sizinle çalışamayacağız” denildi. Benzer şekilde, organizasyon işlerinde görev alan ve AKP’ye yakın olmayan iki personelin işine, “ilişkileri olması” gerekçe gösterilerek son verildi.

TÜSF Başkanı Kemal Tamer: Kendi organizasyonumuzun dışına itildik
Bu süreçte, Erzurum’un 2011 kış oyunlarını almasında da büyük emeği geçen Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Başkanı Prof. Dr. Kemal Tamer de tablonun dışına itilen isimler arasında yer aldı.

Kemal Tamer, Temmuz 2010’da yaptığı açıklamada kendilerine yetki ve sorumluluk tanınmadığı için kırgın olduğunu, ama işin içinde Türkiye’nin itibarı olduğu için bunu dışarıya yansıtmamayı tercih ettiğini söylemişti. TÜSF olarak Erzurum 2011’in gerçek sahibi olduklarını belirten Tamer, “Biz federasyon olarak müracaat etmezsek organizasyonlar Türkiye’ye verilmez. Ama bizim tecrübelerimizden faydalanmaya ihtiyaç duymadılar. Takıldıkları yerde telefon görüşmesi yapma dışında pek fazla bir şey yok” ifadelerini kullanmıştı.

Tamer, organizasyonla ilgili çeşitli önerilerde bulunduklarını, örneğin Erzurum’a yapılacak salonların bazılarının taşınabilir yapılmasını, böylece istendiği zaman sökülüp ihtiyaç duyulan bölgede kullanılabileceğini ifade ettiklerini, ancak önerilerinin kabul edilmediğini de belirtmişti. Erzurum’un oyunları alabilmesini sağlayan en önemli faktörün Atatürk Üniversitesi olduğunu belirten Tamer, üniversitenin de organizasyon dışına itildiğini söylemişti.

Oyunların başlamasına 6 ay kaldığını anımsatan Tamer, bu tür büyük organizasyonlarda yaşanan problemlerin dışarıya yansıtılmadığını belirterek, “Artık yen içinde kalan kol kangren oldu, kırılacak bir şey kalmadı. Oyunlar mutlaka başlayacak ve bitecek, ancak umarım ülkemize ve üniversitelerimize yakışır bir şekilde başlayıp son bulur” demişti. Erzurum 2011 organizasyonunda donanımsız kişilerin yetki sahibi kılınmasını eleştiren Tamer, organizasyonda her branşla ilgili olarak uzman insanların görev almasının önemini vurgulamıştı.

700 milyon TL nasıl harcandı?
Bekir Korkmaz organizasyonun mutfağında ter döken isimleri bir bir tablonun dışına iterken, Doğu Ekspres Gazetesi ve Haber 25 gibi yerel basın organlarında, bir padişah gibi hareket eden Korkmaz’ın hangi niteliğe sahip olduğu ve ne iş yaptığı bilinmeyen birçok kişiyi yüksek maaşlarla genel koordinatörlük bünyesinde istihdam ettiği, satınalmalarda devleti zarara uğrattığı gibi iddialar öne sürülmekteydi. Bunlar arasında, suni kar ekipmanlarını kuran İtalyan şirketi ile, tanıtım için reklam verilen bazı medya organlarına haksız kazanç elde ettirildiği gibi iddialar yer aldı.

Şimdiye dek açıklanan resmi rakamlara göre Erzurum’a sadece tesisler için 700 milyon TL civarı bir bütçe harcandı. Bu bütçe, sıfırdan yapılan buz pateni, buz hokeyi ve curling tesisleri ile kayakla atlama kulelerine ek olarak Cemal Gürsel Arena Stadı’nın yenilenmesi, Erzurum Havalimanı pistinin uzatılması, mevcut kayak merkezlerinde kapasite artırımı gibi işleri kapsıyor. Oyunlar sırasında harcanacak para ile bu meblağın 1 milyar TL’ye yaklaşacağı tahmin ediliyor. Bu paranın amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı, verilen işlerin ihale usulüyle mi yoksa el altından tanıdıklara mı verildiği, ihale alan şirketlerin AKP ile herhangi bir yakınlığı olup olmadığı, yerel basında işaret edilen ve yanıt bulamayan sorular arasında.

Erzurum 2011’in perde arkasında yatan bu gerçekler şunu gösteriyor: AKP Hükümeti için bu organizasyon, bölge halkına zenginleşme ve kalkınma vaatleri sunmak için bulunmaz bir fırsat, yurtiçi ve yurtdışında halkla ilişkiler malzemesi olarak kullanılabilecek bir “prestij projesi”. Bekir Korkmaz için ise Erzurum 2011, kariyerindeki bir sıçrama tahtası. Oyunların başlamasına günler kala, herhangi bir aksaklığın çıkmaması için dua faslına geçtiği tahmin edilen AKP’liler için “spor” Erzurum 2011’de en son sırada geliyor.
(soL-Spor)

Başbakan Tayyip Erdoğan ve Erzurum 2011 Genel Koordinatörü Bekir Korkmaz