Serdar Turgut'tan itiraf: 'Soner Yalçın'ın yüzüne bakamam'

Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut, gazeteci Soner Yalçın’ın Oda TV davasından tahliye olmasının ardından, “Bırakın konuşmayı, diyalog açmayı, şu anda Soner’in yüzüne bakabilecek durumda bile değilim” dedi.

Gazeteci Soner Yalçın Oda TV davasında tutuklandığında, "Beni tarikatçı olarak nitelendiren yazıları nedeniyle onunla tartışıp hesaplaşacağım" diyen Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut, bugün köşesinden ilginç bir yazı yayınladı.

"Soner'in yüzüne bakabilecek durumda değilim"
Turgut, "yenildiğini" açıklayarak şu ifadelere yer verdi: "Bırakın konuşmayı, diyalog açmayı, şu anda Soner'in yüzüne bakabilecek durumda bile değilim."

Serdar Turgut'un ”Cemaat, Soner ve ben” başlığıyla bugün yayımlanan yazısı şu şekilde:

“Ben, Soner ve arkadaşlarının tarih tarafından haksız çıkarılacağını düşünüyordum. Onların, cemaat için kullandıkları kavram ve söylemlerin haksızlık içerdiğini ve bunların yanlış olduğunu bir gün anlayacaklarını söylüyor ve umuyordum.

Soner içerideyken onun için yazdığım bi yazıda, bu koşullar altında tartışmamızın imkansız olduğunu ve hemen bırakıldığı takdirde konuyu tartışıp sonuca bağlayacağımızı umduğumu yazmıştım.

Ve sonunda beklenen oldu, Soner dışarıya çıktı. Ama bende onunla tartışabilecek takat kalmadı maalesef.

Kendimi şahsen büyük bir yenilgi almış gibi hissediyorum.

Bunca zamandır daima gerekçelerini belirterek desteklediğim oluşumun Türkiye'deki bazı haksızlıkların temelinde olması ihtimali vicdanımı kemirip duruyor.

Çok kısa zaman öncesine kadar onlara yönelik bu suçlamaların da ön yargılardan kaynaklandığını ve 'Olsa olsa bunlardır' yöntemiyle haksız suçlama getirildiğini düşünmüştüm.

Ortada kanıt hâlâ yok ama Türkiye'deki bazı haksızlıkların temelinde cemaatin olduğu şüphesi toplumun her kesiminde var.

Hemen herkes aynı şüpheleri taşırken benim de bu mahalle baskısına dayanacak gücüm kalmadı. Bu ortamda prensip yazısı yazamıyorum artık.

Prensip uğruna yazmış olduğum eski yazılarıma hâlâ sahip çıkıyorum, ama o yazılarımı yazarken Türkiye gerçeklerinden, bazı kindar ruhlardan, reel siyasetin acımasızlığından soyutlamış olabilirim kendimi.

Bu yüzden haksız duruma düştüm ve bırakın konuşmayı, diyalog açmayı, şu anda Soner’in yüzüne bakabilecek durumda bile değilim.

Bu sonuçta kendi hatalarımın da rolü vardır muhakkak. Asıl sorumluları başka yerde aramak gerekiyor.”