Turizm paketlerinde emekçinin adı yok

Salgının en çok vurduğu sektörlerden biri de turizm. Bu seneyi kolay atlatamayacağı anlaşılan turizm sektörü için iktidar belli kolaylıklar sağlamaya çalışsa da açıklanan paketlerde işsiz kalan milyonlarca turizm emekçisinin adı anılmıyor.

Haber Merkezi

Koronavirüs salgını ekonomiyi bir bütün olarak çökme tehdidi altında bırakırken, salgından en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Geçen yıl Nisan ayında 3 milyondan fazla turist ağırlayan, 1.9 milyar dolar gelir elde eden sektör durma noktasında. Sezonluk oteller açılışlarını belirsiz bir tarihe ertelemek zorunda kalıyor. İleri tarihli rezervasyon iptalleri de ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Seyahat acentelerinin önümüzdeki 9 ay boyunca aldıkları işlerin iptal edilmesi söz konusu.

TUİ başta olmak üzere uluslararası turizm şirketleri 15 Mart – 31 Ekim tarihleri arasında kalkıştan 14 gün öncesine kadar tüm turlarda ücretsiz iptal ya da değişiklik hakkı tanıdıklarını açıkladılar.

Dünya Turizm Forumu Enstitüsü (World Tourism Forum Institute) Başkanı Bulut Bağcı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada an itibariyle seyahat sektörünün yüzde 70’inin durduğunu belirtti. Bağcı konuşmasında şunları söyledi: “Küresel anlamda yıllık turizm pazarı 1,7 trilyon dolar. Uluslararası turizm yatırımcıları, otel grupları ve hava yolları şirketleriyle sürekli görüşüyoruz. Yaptığımız araştırmaya göre turizmde şu ana kadarki ekonomik kayıp 600 milyar dolar. Rakamın yıl sonunda en az 1 trilyon dolara çıkmasını öngörüyoruz. Yani kayıp korkunç boyutlarda. Turizmin etkilediği sektörlerle birlikte rakam 5 trilyon dolar olarak gerçekleşecektir. Ayrıca 50 milyon kişinin işini kaybetmesi bekleniyor.” Ayrıca otellerin fitness, SPA, bar ve benzeri sosyal alanlarının kapatıldığını ifade eden Bağcı, otellerin halihazırda sadece konaklama hizmeti verdiğini aktardı.

Havayolu şirketleriyse mali krizi halka arz yoluyla elde edeceği nakitle atlatmaya çalışırken, kimileri de daha önce yapacağını duyurduğu anlaşmaları askıya aldı.

Sektörün gidişatıyla alakalı Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un uzunca bir süre sessiz kalması tepki çekerken geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketinde turizm sektörünü etkileyen bazı maddeler de bulunuyordu. Buna göre:

  • Konaklama, yiyecek-içecek hizmetleri ve etkinlik-organizasyon sektörleri için Muhtasar, KDV (KDV tevkifatı dahil) ve SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemeleri 6 ay ertelendi.
  • Nisan ayında uygulamaya başlanacak olan Konaklama Vergisi Kasım ayına kadar ertelendi.
  • Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemeleri Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay ertelendi.
  • İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indirildi.
  • Nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemeleri asgari 3 ay ötelendi ve ilave finansman desteği sağlandı. 
  • Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline, “mücbir sebep” notu düşülmesi sağlandı.

Patronların sırtındaki yükü hafifletecek bu maddeler turizm patronları tarafından “Yetmez ama evet” nidalarıyla karşılandı. Turizm haber portalları üzerinden hükümete çağrı yapan sektör temsilcileri işletmelerin elektrik, doğalgaz, telefon vb. zorunlu enerji kullanım bedellerinde de sübvansiyon uygulanmasını istedi. Turizm Tanıtma Fonu Kesintisinin de Konaklama Vergisi gibi Eylül’e ertelenmesi talep edildi.

Turizm patronları tüm genel ve yerel vergi ödemelerinin, cezaların mevcut koşullar normalleşene kadar ertelenmesini de talep ediyorlar.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre ise tur operatörlerinden sezona dönük alınan avans çeklerinin geri istendiğini belirten turizmciler, bu çeklerin teminat olarak kullanılarak kredi çektiklerini, açıklanan ekonomik tedbir paketinde yer alan teminatsız kredi imkanının kendileri için çok çok önemli olduğunu ifade ediyorlar.

Patronlar kanadında hükümetle yapılan bu sıkı pazarlık süredursun turizm işçileri salgının ilk günlerinden bu yana toplu ve keyfi işten çıkarmalarla, ücretsiz izin dayatmasıyla, keyfi uygulamalarla karşı karşıyalar. Üstelik paketle birlikte açıklanan önlem maddelerinin arasında turizm işçilerini doğrudan etkileyen tek bir madde dahi bulunmuyor.

Kış boyunca sezonun açılmasını bekleyen turizm işçileri işsizlik maaşı ve sosyal güvenceleri olmadığı için büyük çaresizlik içerisindeler. Sezonluk çalışmayan işçiler için de durum pek iç açıcı değil. Salgın tedbirleri kapsamında 30’dan fazla ülke ile uçuşların durmasıyla, spa, kafe, bar ve restoran yasaklarıyla birlikte otellerin doluluk oranları dibe vurmuş durumda. Doluluk oranı dibe vuran ve yalnızca konaklama hizmeti verebilen otellerde büyük bir işçi kıyımı yaşanıyor. Yaşanan kıyımın boyutları henüz netlik kazanmamasına karşın tablo her geçen gün ağırlaşıyor.

Yapılacağı duyurulan kısa çalışma ödeneği yardımı ise turizm emekçilerine güvence olmaktan oldukça uzak. Kısa çalışma ödeneğinden bu şartlar altında on binlerce turizm emekçisi yararlanamayacak. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanılabilmesi için işçinin son 3 yıl içerisinde 450 gün sigorta priminin ödenmiş olması ve son 60 gün sigortalı olması şartı mevcut. Öte yandan işçilere “işten çıkarmaların 3 ay yasaklandığı müjdesiyle” sunulan düzenlemenin sektörde zaten yaygın bir tercih olan “ücretsiz izin” uygulamasının ne yazık ki bu kez meşru bir şekilde daha da yaygınlaşmasına neden olacağı tahmin ediliyor.