Şebinkarahisar'daki çevre felaketinin ardından: AKP usulü madenciliğin bedeli

Şebinkarahisar’daki felaketin üzerinden uzun zaman geçti. Su analizleri hâlâ açıklanmadı. Nerelerin zehirlendiğini, yöre halkına ne etkiler yaptığını bilemiyoruz.

Orhan Gökdemir

Giresun'un Şebinkarahisar ilçesi Yedikardeş köyü sınırlarında “Yıldızlar Holding” bünyesindeki “Nesko Madencilik” şirketinin ikinci atık barajındaki iç set, 18 Kasım'da yıkıldı. Çöken barajdaki zehirli atıklar Darabul Deresi ile taşınarak içme suyu kaynağı Kılıçkaya Barajı'na ulaştı. 4 bin 500 ton zehirli atık söz konusuydu. Sonrası bilinmiyor. Bir iddiaya göre zehirli atıklar Çarşamba Ovası’na kadar uzanan geniş bir alanı zehirledi. Yani büyük bir felaketle karşı karşıyayız. 

Ancak bu felaket iki hafta boyunca kamuoyundan gizlendi. Olay duyulunca tesisin faaliyeti Valilik tarafından süresiz durduruldu. Standart bir uygulamayla sorumluları hakkında adli ve idari işlem başlatıldı.

Olayın ardından Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi'nce rapor hazırlandı. Tesise ait 2 No'lu atık barajının gövdesinin bir kısmının yıkılarak, binlerce ton zehirli ağır minerallerin önce 1 No'lu baraja sonra da Darabul Deresi'ne döküldüğünün belirtildiği raporda; atıkların dere sularıyla sürüklenerek 5 kilometre uzaklıktaki Kılıçkaya Barajı'na ulaştığı ve 4 bin 500 tondan fazla kimyasal atığın çevreye yayıldıktan sonra temizlendiği kaydedildi. Raporda, tesisin yapıldığı yerin doğru seçilmediği, kara yolu ve su kaynaklarına yakın olduğu, Türkiye’nin deprem kuşağında olması nedeniyle ortak ölçekli depremlerde dahi bu tür tesislerin büyük felaketlere zemin oluşturabileceği görüşüne de yer verildi. Bildiğiniz AKP usulü bir madencilik faaliyeti söz konusuydu. 

Bakanlık ceza verdi sıyrıldı

Felakete yol açan madencilik işletmesi, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” tarafından 12 milyon TL idari ceza uygulanarak faaliyetten men edildi. Şirket 12 milyon lira ödeyerek kurtuldu ancak çevre felaketi ortada öyle duruyor. Giresun Milletvekili Necati Tığlı’ya göre bakanlık da ceza verdim diyerek olaydan sıyrıldı. Tığlı, “Bakanlığın en üst sınırdan ceza vererek sorumluluktan kurtulmaya çalışmasını ve böylesine riskler barındıran bir sürece bu kadar kolay izin verip bir de yeterince denetlenmemesi noktasında sorumluluğunu görmezden gelmesini affedemeyiz. Biz Bakanlığın felaketin üzerini örtmek için sarf ettiği gayreti değil, zehirli atıkların çevrede yarattığı tahribatın ne düzeyde olduğunu bilmek istiyoruz” diyor.

Felaketin üzerinden uzun zaman geçti. Su analizleri hâlâ açıklanmadı. Nerelerin zehirlendiğini, yöre halkına ne etkiler yaptığını bilemiyoruz. Bildiğimiz Kelkit havzasının, tarım ve canlı yaşamının geri dönüşü olmayan bir yola girdiği. Tokat Reşadiye, Niksar ve Erbaa felaketin yayılma alanında. Önüne geçilmezse Çarşamba Ovası da tehdit altına girecek. 

Şebinkarahisar yandaş şirketin çöplüğü mü?

2014 yılında Yeni Şebinkarahisar gazetesinde Avukat Polat Sabuncu yetkilileri uyaran bir yazı yazmıştı. Avukat Sabuncu “Yıldızlar Holdingin çöplüğü müyüz?” diye soruyordu yazısında. Yıldızlar Holding Nesko maden şirketini aldıktan sonra Trabzon’dan sarı kamyonlarla atıklar bu bölgeye taşınmaya başlamıştı. O atıkları götürüp çevre köylerin arazilerine boşalttılar. Köyleri ve yaylaları zehirleyerek koyuldular işe. Köylüler, kendilerini zehirlemeye gelenleri “iş bulduk” zannıyla alkışlayarak karşıladılar, topraklarının zehirlenmesine göz yumdular. 

Geçen ayki felaketin yaşandığı yerde 2018’de de benzeri bir felaket yaşanmış, 8 milyon balık ölmüştü. Yani felaket bağıra çağıra geldi. Sahipsiz bir ülkede tipik bir yağmalama faaliyetinin sonucu her şey. Şebinkarahisar ülkenin neyle karşı karşıya kaldığının bir laboratuvarı adeta. 

Seramik bayiliğinden özelleştirme şampiyonluğuna

Yıldızlar Holding’in patronu Sebahattin Yıldız AKP’ye yakın bir patron. 1990’lı yıllarda Söğüt Seramik’in Karadeniz Bölgesi, Ankara ve İzmir bayiliklerini yapıyordu. Söğüt Seramik batma noktasına gelince “Söğütsen Seramik” adında bir şirket kurup Bilecik’teki fabrikayı beş yıllığına kiraladı. Kira bedeli, yıllık üretimin yüzde 20’sine denk geliyordu. Yıldız, beş yıllık kiralama sürecinin ardından fabrikanın sahibi oldu.

2004 yılında Eti Gümüş’ü de özelleştirmeden komik bir bedele aldı. Yıldız, Eti Gümüş’ü 41 milyon dolara aldığında TMMOB Maden Mühendisleri Odası, şirketin devredilirken sahip olduğu varlıkların özelleştirme bedelini karşılamaya yettiğini açıkladı. Yani Eti Gümüş’ü bedavaya almıştı. 

Bu kârlı alışverişin ardından Toroslar Elektrik Dağıtım Bölgesi’ni 2 milyar 75 milyon dolara, Osmangazi Elektrik Dağıtım Bölgesi’ni da 485 milyon dolara devraldı. Bu paraların kaynağı bilinmiyor tabii. Yandaş patronun AKP döneminde aldığı yolu  bu birkaç alışveriş tartışmasız ortaya koyuyor. 

Nesko Madencilik A.Ş Haziran 2008 yılında holding bünyesine katıldı. Çanakkale/Yenice, Balıkesir/İvrindi, Ordu/Kabadüz, Giresun/Şebinkarahisar, Yozgat/Akdağ madeni işletmelerinde yılda toplam 100.000 ton/yıl kurşun, çinko ve bakır konsantresi üretimi yapılıyor. İddialara göre Yıldızlar Holding 435 ruhsatıyla Türkiye’de bünyesinde en fazla maden ruhsatı bulunduran holding. Maden özelleştirmelerinden büyük servet edinen Sebahattin Yıldız’ın 2004-2013 arasında aldığı 2.229 maden ruhsatının 29.694 kilometrekarelik bir alanı kapsadığı (Yalova ilinin 74 katı büyüklüğünde bir alan) iddia ediliyordu. 

Yıldız AKP yakın bir iş adamı. Özelleştirme yağmasından aldığı payın küçük bir kısmını cami yapmak gibi hayır işlerine ayırıyor. Geçen yıl İstanbul'da, Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in 180 bin liraya satışa çıkarılan altın cep saati, 1 milyon 100 bin lira vererek aldı. 

Kelkit havzasını kirletmesinin karşılığı ise sadece 12 milyon lira. Ülkenin dağının, taşının, ovasının, suyunun yağmalanması kesintisiz devam ediyor.