Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni müfredatta biyoloji dersinin merkezine “yaratılış teorisi” konuldu.
Bakanlıkça hazırlanan metinde “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir” denildi.
Bakanlık yıllarca ders kitaplarından, derslerin içeriğinden ayıklamaya çalıştığı evrim teorisinin yerine “yaratılış teorisini” biyoloji dersinin merkezine koydu, metinde evrim teorisi içinse “doğruluğu ispatlanmamış teoriler” ifadesi kullanıldı.
Eğitim Sen’den yapılan açıklamada yeni müfredat hazırlıkları çerçevesinde yazılan ders kitaplarının içerikleriyle ilgili olarak sendikaya ulaşan bilgilerin MEB’in doğrudan bilimi ve bilimsel teorileri hedef aldığını ortaya koyduğu aktarıldı.
“Müfredat Değişiklikleri ile Bilime ve Bilimsel Gerçeklere Savaş Açılmaktadır” başlıklı açıklamada şöyle denildi:
”Örneğin ortaöğretim biyoloji dersi öğretim programında doğrudan doğruya ‘yaratılış teorisi’ merkeze alınmış, bilimsel bir teori olan evrim teorisi ‘doğruluğu ispatlanmamış teoriler’ arasında sayılarak küçümsenmiştir.
MEB tarafından hazırlanan ‘Biyoloji Dersi Öğretim Programı’nın Temel Felsefesi ve Özel Amaçları’ başlığı altında yer alan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir’ ifadesi biyoloji dersinin bilimsel gerçeklere göre değil, iktidarın ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ merkeze alınarak hazırlandığını göstermektedir.”
Evrim teorisi için ‘doğruluğu ispatlanmamış teoriler’ denildi
Açıklamaya göre ortaöğretim biyoloji dersi öğretim programının 4. sayfasında şu ifadeler yer alıyor:
“Biyolojik olaylar; bir plân ve programın gereği olarak ortaya çıkar, kâinat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve işleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur. Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhteşem tasarımlarını anlamaya kapı açar.
Biyoloji dersi öğretim programında yer verilen her bir konu; öğrencilere tabiatın, canlıların ve yaşamın birbirine bağlanmış muhteşem uyumunu, yapısını, hikmetini gösterme fırsatı sunmaktadır. Bu derste; öğrencilerin sözü edilen yapının kodlarını keşfetmeleri, işleyişini ve düzeni anlamaları ve canlıların bu düzen içindeki yerini, birbirleriyle olan ilişkilerini anlamlandırmaları hedeflenmektedir.
Biyoloji dersi öğretim programı; öğrencilere yaşamın derinliklerine dair kapsamlı bir anlayış kazandırmayı hedeflemektedir. Öğrencilerin; biyoloji biliminin sağladığı bilgilerle, varlığın derinliklerini sorgulayarak, yaşamın anlamı üzerine düşünmeleri, aynı zamanda da yaşamın ve varlığın, canlı, cansız varlıkların mükemmel yapılarının ve işleyişinin arkasındaki büyük resmi görmeleri amaçlanmaktadır.
Öğrencilere, canlıların ve ekosistemlerin olağanüstü uyumunu ve düzenini gözlemleme ve bu gözlemleri daha geniş bir bağlamda değerlendirme fırsatı sunan biyoloji bilimi sayesinde öğrenciler biyoloji derslerinde; canlıların muazzam çeşitliliğinin, emsalsiz bir sanatın yansıması olarak nasıl anlaşılabileceğini keşfedecek ve kâinatta örgülenen muhteşem yapıyı görmeleri ve anlamaları mümkün olacaktır. Ayrıca öğrenciler, bilim ve yaratılış arasındaki ilişkiyi anlamlandırarak daha derin bir kavrayışa sahip olabileceklerdir. Bu doğrultuda canlıların varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teoriler olmakla birlikte Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir.”
Altınışık: Adnan Oktar içeride, fikirleri MEB'de
Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ezgi Altınışık X hesabından sözkonusu metni paylaşarak, Türkiye’de yaratılış teorisinin önde gelen savunucularından Adnan Oktar’a işaret etti ve “Adnan içeride, fikirleri Milli Eğitim Bakanlığında! Yeni lise biyoloji müfredatında evrimsel biyolojiyi tırpanlayacak yer bulamayınca, müfredata yekten yaratılışı sokmuşlar. Bilimi savunacağız arkadaşlar, lamı cimi yok” yorumunu yaptı.
Eğitim Sen: MEB'in yaptığı bilimsel gerçeklere doğrudan meydan okumak
Eğitim Sen geçmişte bilimsel bir gerçek olduğu genetik kıyaslamalar ve analizlerle kanıtlanmış olan evrimin öğretilmesinden büyük rahatsızlık duyan MEB’in “yaratılış teorisi” gibi son derece tartışmalı bir konuyu biyoloji öğretim programının içine temel felsefe olarak yerleştirdiğine dikkat çekti.
Sendika “MEB’in ortaöğretim biyoloji öğretim programında benimsediği anlayış ve yapmak istediği şey bilime ve bilimsel gerçeklere doğrudan meydan okumaktır” açıklamasını yaptı.
Açıklamada "MEB, biyoloji öğretim programında benimsemiş olduğu yaklaşım, evrim teorisinin karşısına çıkarılan, metafizik veya dini gerekçelere kılıf oluşturmayı hedefleyen ABD merkezli ‘yeni yaratılışçılık’ olarak da bilinen ‘akıllı tasarım’ yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bilimsel yöntemlere dayanmayan ve test edilemeyen bir yaklaşımdır ve evrim teorisine alternatif oluşturma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Akıllı tasarım savunucuları genellikle özellikle biyolojik organizmaların yapısı, evrenin düzeni ve yaşamın karmaşıklığı gibi durumları, MEB’in Biyoloji öğretim programında yaptığı gibi, bir üstün varlığın veya tasarımcının (Tanrının) etkisi üzerinden açıklamaktadır” denildi.
Evrim teorisinin canlıların zaman içerisinde değiştiği gerçeğini bilimsel olarak açıklayan, içerisinde milyonlarca hipotezi barındıran, insanlık tarihinin gördüğü gelmiş geçmiş en güçlü bilgi bütünü olduğunu kaydeden sendikadan yapılan açıklamada “Bu nedenle evrimi içermeyen bir eğitim sisteminin başta biyoloji olmak üzere, canlıları konu edinen hiçbir alanda neden ve nasıl sorularına doğru yanıtlar verebilmesi mümkün değildir” denildi.
Laik bilimsel eğitime meydan okuma
“Eğitimde belli bir inancı merkeze alan, eğitimi ve toplumsal yaşamı dini kural ve referanslara göre düzenlemek isteyen bir iktidarın evrim düşmanlığı bizler açısından anlaşılmaz değildir” denilen açıklamada “Mevcut inanç sistemi tüm canlıların özel olarak ve ayrı ayrı yaratıldıklarını ve insanın da bu canlılar arasında özel ve üstün bir yeri olduğu fikrine dayanmaktadır. Modern bilim ise tüm canlıların ortak ataları paylaştığını, kademeli değişimlerle bugünkü hallerine geldiklerini, halen değişmekte olduklarını ve insanın bu canlılar arasında, yaradılışçıların iddia ettiği anlamda, özel ya da ayrıcalıklı tarafı olmadığını ortaya koymaktadır” ifadelerine yer verildi.
Evrim teorisinin biyolojiden genetiğe, tıptan ekolojiye kadar canlılığı ve canlıları ilgilendiren bilimsel çalışma alanlarını birbirine kopmaz bağlarla bağlayan en temel bilimsel ilke olarak kabul edilmesine rağmen MEB tarafından yok sayılmasını anlamanın mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada “Biyoloji öğretim programında yapılan doğrudan siyasal-ideolojik bir ayıklama olduğu gibi, öğrencilerin canlılığı ve doğayı bilimin gözüyle görmesinden duyulan rahatsızlığın en açık göstergesidir” denildi.
Açıklamada “Öğretim programları, bilimsel bilgileri aktarmayı, doğayı ve yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedeflemeli, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren bir içerikte olmalıdır. Evrensel bilimsel gerçekleri yok sayan büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı öğretim programlarının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim Sen olarak, yeni müfredat hazırlıklarını yakından takip etmeyi sürdürecek, laik bilimsel eğitime meydan okuma anlamına gelen benzeri girişimler karşısında laikliği, bilimi ve bilimsel eğitimi savunmaya devam edeceğiz” diye belirtildi.