Bir "göçmen toplumu" olarak şekillenen İsrail'de, Avrupa dışından gelen Yahudilere karşı ayrımcılığın had safhada olduğu biliniyor.

Washington Post'tan Ruth Eglash'ın haberine göre, İsrail devleti, kurulduğu günden bu yana Yemenli Yahudilerin çocuklarını çalıyor.

Haberde görüşlerine yer verilen 84 yaşındaki Yona Yosef, 67 yıl önce İsrail'e geldiklerinde, 4 yaşındaki kız kardeşini hastaneye götürmesinin istendiğini, daha sonra kendisinin eve yollandığını ve bir daha kızından haber alamadığını söylüyor.

O dönemdeki (1949) birçok göçmen gibi, Yosef ve ailesi de bir göçmen kampında yaşamış.

Haberde, Arap ülkelerinden İsrail'e göçen Yahudilerin çocuklarının 40'lı yılların sonunda ve 50'li yılların başında çalındığına ilişkin hikâyelerin 70 yıldır anlatıldığına dikkat çekiliyor.

Çalınan çocuklar hakkında teoriler de üretilmiş. Bir teoriye göre, bu çocuklar muhtemelen Holokost'tan kurtulan çocuksuz ailelere verilmiş. Bazıları ise, bu çocukların ABD'de Yahudilere gönderildiğine inanıyor.

Çocukların çalınmasının üst düzey bürokratlardan gelen emirlerle mi yapıldığı bilinmiyor. Ancak İsrail'in "kurucu babaları" olarak bilinen Aşkenazilerin, "doğulu" olarak bilinen Mizrahilere tepeden baktığı çok sayıda araştırmaya konu oldu. 

Avrupa görmüş ve eğitimli Aşkenazilerin, eğitimsiz ve yoksul Mizrahilere yönelik ayrımcılığı onyıllar boyunca sürdürdüğü, bunun 70'li yıllarda kimi protestolara yol açtığı da biliniyor.

Sonuncusu 90'lı yıllarda yapılan üç hükümet araştırması, çocukların çoğunun hastalıktan öldüğünü, "çalınma" vakalarının ise azınlıkta olduğunu öne sürüyordu. Aileler, hükümet araştırmalarının sonuçlarını kabul etmediler.

Konu, Haziran ayında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Yemenli Yahudilerin çocukları sorununun "kanayan bir yara" olduğunu söylemesi ile birlikte yeniden gündeme geldi.

Netanyahu, dosyayı yeniden açması için Devlet Bakanı Tzachi Hanegbi'yi görevlendirdi.