E-devlet kapısında sendikalaşma

İşçi sendikalarına üyelikte ve üyelikten çekilmede 7 Kasım’dan itibaren e-devlet uygulaması yürürlükte. İşçiler artık sendika üyeliğini ya da istifa işlemini, PTT’den aldıkları şifreyi kullanarak internette e-devlet kapısından gerçekleştiriyor.

Medyada “sendikalara akın akın işçiler kaydoluyor” mihvalinde haberler çıkmaya başladı bile. Bakanlığın servis ettiği anlaşılan haberlerde, e-devlet kapısı üzerinden ilk on bir günde 12 bin işçinin sendikalara üyelik işlemi yaptığı bilgisi veriliyor.

Bu haberlere bir düzeltme yaparak başlayalım. Bahsedilen sayının büyük bölümü aslında sendikaya üye ve toplu iş sözleşmesi kapsamında olan, ancak e-devlet sistemine geçildiğinde bakanlık kayıtlarında üyelik bilgileri bir şekilde görülmeyen işçiler. Sistem açıldıktan sonra bütün sendikalar, yetkili oldukları işyerlerindeki üyelerinin sistemde görünüp görünmediğini kontrol ettiler ve binlerce sendika üyesi işçinin bakanlık kayıtlarında üye olarak görülmediğini fark ettiler. Şimdi bütün sendikalar harıl harıl sistemde üyelikleri çıkmayan işçileri yeniden üye yapıyor.

Günde ortalama bin yeni üye sayısının asıl nedeni bu. Öyle söylendiği gibi sendikalara üyelik patlaması falan yok.

***

E-devlet uygulamasından önce sendikaya üyelik ve istifa, noter huzurunda yapılıyordu. Noter şartı, işçi sınıfının 12 Eylül öncesi var olan güçlü sendikal örgütlülüğünün dağıtılmasına yönelik kapsamlı saldırının sadece küçük bir parçasıydı. Noter şartının yanında yüksek işkolu ve işyeri barajları, patronlara tanınan keyfi itiraz olanakları, uzun toplu sözleşme prosedürleri ve grev yasakları ile yeni bir sendikal düzen amaçlandı. Sonuç sendikasızlaştırma ya da patronların ve devletin gözetimi/izni altında sendikalaşma oldu.

Bugün kıdem tazminatı konusunda işçilere sokağa çıkmasını değil, sakin olup işine gücüne bakmasını salık veren Türk-İş başkanının ya da sınava giren bankacılara okunmuş çikolata dağıtan Hak-İş’li sendikacıların varlığı, oluşturulan düzenin bu güne başarıyla taşındığını gösteriyor.

***

Noter şartının kaldırılması bu düzeni bozmuyor ancak işçilerin sendikaya üye olmasını kolaylaştırıyor. Bu doğru. Bu kolaylıktan, sonuna kadar yararlanılmalı.

Ancak yeni sistemde taşeron işçilerin asıl işverenin işçileri ile aynı sendikaya üye olması büyük ölçüde engellenmiş durumda.

En büyük sorun ise sendika seçiminde işçi iradesine dışarıdan yapılan müdahalelerin devam ediyor olması. İşçiden sendikaya üye olup olmadığını bilgisayar başında göstermesini isteyen, hatta daha işe başlarken e-devlet şifresini toplayan patronların haberleri gelmeye başladı bile.

***

E-devlet uygulamasının sendikaların üye sayısını arttıracak olması konusunda hemen herkes hem fikir. Ancak kimse yeni sistemim, otuz yıldır sürekli azalan ve AKP’li 10 yılda dibe vuran toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısının trajik düşüşünü durdurmasını beklemiyor. Bugün her yüz işçiden sadece beşi bir toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışıyor.

İşçinin sendikaya üye olması teknik olarak kolaylaştı belki ama çalıştığı işyerinde toplu sözleşmeli düzen oluşturmanın önündeki engeller aynen devam ediyor.

Bu nedenle e-devlet uygulaması ile sendika üyesi işçi sayısı artacak, ancak toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısındaki düşüş devam edecek.

***

Ülkemizde işçilerin sendikalaşması konusunda, birincisi mevcut toplu iş sözleşmesi için yetki tespit sistemi, ikincisi son derece dar kapsamlı grev hakkı olmak üzere iki temel sorun var.

Yetkili sendikanın belirlenmesinde doğrudan işçi iradesini esas alan referandum uygulaması ile grev yasak ve sınırlamalarının kaldırılması dışında yapılan düzenlemeler, Türkiye’de sendikal hak ve özgürlüklerin etrafından dolanmaktan başka anlam taşımıyor.