Ethem Nejat’ın dediği gibi “bir dünya dönümündeyiz”. Bu çağrı ve bu el uzatış çok kıymetli.

Ethem Nejat’tan Cumhuriyetçilere çağrı

Ethem Nejat’ı bu köşede iki hafta önce Köy Enstitüleri fikrinin öncülerinden olarak anmıştık. İlk kez 1913’te kitap olarak çıkan iki hikâyesi Ütopik Hikâyeler adıyla geçen yıl yeniden basılmış. Bu iki hikâyeyi okuyunca bir kez daha Ethem Nejat’ı anmak gerekli oldu.

Bir konuyu yüzeysel olarak bilince klişeler düşünmenin önünde engel olarak dikilirler. Türkiye Komünist Partisi’nin ilk genel sekreteri olan Ethem Nejat sanki doğuştan kendini sosyalizme adamıştır. Oysa insanların dünya görüşlerini değiştirmeden önce bir kuluçka dönemleri vardır, burada kozanın içinde başkalaşırlar.

Birinci Dünya Savaşı esnasında ve hemen sonrasında bir yandan milyonlar katledilirken başka milyonlar çok hızlı bir şekilde kozaya girdiler, dünya görüşlerini ve dolayısıyla yaşamlarını değiştirdiler.

Zaten sonunda tekrarlayacağız, bu dönüşümün kendisi Cumhuriyetçiler için bir mesaj taşıyor.

1882 Üsküdar doğumlu olan Ethem Nejat o dönemde doğanlar gibi fırtınalı yılların içinde bulacaktı kendisini ve erken yaşta önemli sorumluluklar üstlenecekti.

Üsküdar Lisesinden mezun olan ve yüksek eğitim gören Ethem Nejat İttihat ve Terakki’nin burjuva devriminin yolunu döşeyen fikirlerini benimser. Abdülhamit’in baskı rejiminde Osmanlı Ziraat ve Ticaret gazetesinde yazıları yayınlanmaya başlar. İttihat ve Terakki bağlantısı yüzünden yurt dışına çıkmak zorunda kalır ve ancak 1908 Devriminden sonra ülkeye dönebilir.

İkinci Meşrutiyet Hükümeti onu bugün Kuzey Makedonya içinde kalan Manastır ilinde öğretmen okulunda görevlendirir. Burada bir eğitim bilimci olarak sivrilir. Öğretmen Eğitimi Kongresi’nin toplanmasına öncülük eder, bilimsel gezinti, öğretmen okulunda bir uzay gözlemevinin kurulması, izcilik ve doğa yürüyüşünün eğitim sürecine eklenmesi gibi çağına göre önemli yeniliklere imza atar. Terbiyevi Yeni Fikir ve Toprak adındaki dergileri Manastır’da çıkartır. 

Balkan Savaşı esnasında esir düşer, ancak sonra İstanbul’a kaçmayı başarır. 1913’te Bursa Öğretmen Okulunda görevlendirilir. Daha sonra İzmir öğretmen okuluna atanır. Çanakkale Savaşına gönüllü olarak katıldıktan sonra Eskişehir Eğitim Müdürlüğü yapar. Eğitimde yeni fikirleri uygular, köy okullarını güçlendirir, yerel gazetenin çıkarılmasına öncülük eder.

Söz konusu iki hikâye kitabı Ethem Nejat’ın burjuva devrimcisi olduğu döneme aittir. Milliyetçi, hatta bize şimdi tuhaf gelecek şekilde Turan’cıdır.

Çiftlik Müdürü isimli hikâye 1930’lu yıllarda geçmekte ve bazı geleceğe ilişkin hayal edilen unsurları barındırmaktadır. Örneğin, insanlar Anadolu’da hızlı trenle yolculuk yaparlar.

Ancak asıl değineceğimiz nokta, hikâyelerde tanımlanan burjuvazinin öncülüğü, ilericiliği, bilimselliği, işçi dostluğu, kadın erkek eşitliğinden yana oluşu, yüklendiği toplumsal sorumluluk ve yurtseverliğidir.

Ethem Nejat her iki hikâyede de kapitalist çiftçiyi ülkeyi kalkındıracak, kurtaracak yegâne güç olarak selamlamaktadır. Bu burjuvalar ülkede ve yurtdışında Ziraat Yüksekokullarında okurlar, tarıma makineyi ve elektrik enerjisini sokarlar, bilimsel tarım yöntemleri ile ülkeyi kalkındırırlar. Tarım aletleri burjuvaziye ait fabrikalarda yerli malı olarak üretilmeye başlar, çiftlik sahipleri hemen bunları kullanırlar. 

Köy Enstitüsü fikrinin nüvelerine bu hikâyelerde rastlıyoruz gerçekten.

Öte yandan tekrar fırtına başlar. Osmanlı’nın Hanedanla bir yere kadar uzlaşmış olan ilk burjuva hükümeti ülkeyi emperyalist paylaşım savaşına katılmaktan koruyamaz, savaş kaybedilir ve Osmanlı işgal edilmeye başlar.

Ethem Nejat en ortada Bursa Öğretmen Okulunda kurduğu futbol takımıyla birlikte.

Bu sırada bu yıkıntı içinde koza örülür. Ethem Nejat ve bir grup eğitimci 1918’de Eğitim Bakanlığı tarafından Almanya’ya Berlin’e gönderilir. Ekim Devrimi gerçekleşmiş, Almanya’da devrim beklentisi yükselmiştir. Türkiye’den gelen eğitimciler Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin en devrimci kanadı olan, Roza Lüksemburg ve Karl Liebknecht’in liderliğindeki Spartakistlerle ilişkiye geçerler. 

Bu dönüşüm 1919’da yeni bir yol haritasına dönüşür. İsmi anlamlıdır çok, Kurtuluş dergisini çıkarmaya başlarlar ve Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi kurulur. Almanya’da tek sayı çıkan Kurtuluş İstanbul’da yayınlanmaya başlar. Ta ki İstanbul’u işgal eden İngilizler tarafından kapatılana kadar.

Ethem Nejat Sovyetler Birliği’ne geçer, Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşuna katılır. 1920 Eylül’ünde kurulan Partinin genel sekreteri seçilir, dört ay sonra Ankara’ya ulaşmak isteyen ilk Merkez komitesi ile birlikte Karadeniz’de katledilir.

Gelelim Ethem Nejat’ın 100 sene sonra bugünün Cumhuriyetçilerine mesajına:

Kısacası, dünya dönümündeyiz. Bu dönüm bizim çıkarlarımıza uygun, bulunmaz bir fırsat hazırlıyor. Biz neden bu fırsattan faydalanmaya varlığımızı hasretmeyelim, neden kendimizi ona hazırlamayalım! Kapitalizm bizi ezmiş ve boğacak, niçin bizim düşmanımız kapitalizmi yenecek ve darmadağın edecek sosyalizmle işbirliği yapmayalım?” (Parti Tarihi, 1. Ciltten, Yazılama, 2021)

Gerçekten Ethem Nejat’ın 1913’te kurduğu hayaller boşa çıktı, Köy Enstitüleri gericileşen burjuvazi tarafından kapatıldı, ilk planlamayla ayağa kalkmaya başlayan sanayi ve kamu işletmeleri burjuvazi tarafından yağmalandı, gericilik burjuvazi tarafından yardıma çağrıldı.

Bugün kapitalizm içinde bir daha devletçiliğin, bir daha planlamanın, bir daha ilericiliğin, bir daha sosyal devletin, bir daha aydınlanmacılığın, bir daha kalıcı barışın olmayacağını çok iyi biliyoruz.

Bunlar tekrar sosyalist cumhuriyette yeşerecekler ve Ethem Nejat’ın dediği gibi “bir dünya dönümündeyiz”.

Bu çağrı ve bu el uzatış çok kıymetli.

En iyisi, bir adım atmak istiyorsanız, 22 Ekim’de İzmir’de gerçekleşecek “Halk için Cumhuriyet, Cumhuriyet için Sosyalizm” toplantısına katılmanızdır.