Emine Araf, “Şam’da Eşcinsel Bir Kız” (A Gay Girl in Damascus) başlıklı blogunda yazdığı yazılar nedeniyle birkaç aydır batı medyası tarafından “devrimin sembolü” olarak pazarlanıyordu.
O zamanlar da Suriye’de yaşananlara bakıp “ne ‘devrimin sembolü’, ortada devrim yok ki!” diyenler çıkıyordu. Ama herhalde hiç kimse, ortada devrim olup olmadığı bir yana, “sembolün” olmadığını aklına getirememişti...
Çünkü, görünen o ki, aslında Emine Araf diye biri yok, hiç olmadı.
Blog sayfasında “Emine’nin kuzeni” Ranya İsmail, Emine’nin Şam sokaklarında üç kişi tarafından kaçırıldığını yazmıştı. O günden beri kendisinden haber alınamıyordu.
Kim sanılıyordu?
Emine Araf, şimdiye kadar blogunda yazdıklarıyla The Guardian’dan Washington Post’a, ABC’den Time’a batı medyasının en büyükleri tarafından çok defa haber kaynağı olarak gösterildi.
Öyle ki, bu “devrim sembolüyle” Hürriyet gazetesinin internet sitesinden İrem Köker, bir de röportaj yapmıştı. Köker, röportaj haberinde Emine’yi şöyle tanıtıyordu:
“Araf, 36 yaşında ve Şam’da yaşıyor en azından kısa bir süre öncesine kadar yaşıyordu. İngilizce öğretmenliği yapıyor. Annesi Amerikalı, babası Suriyeli. Dolayısıyla çifte vatandaş. Ömrünün büyük bölümünü ABD’de geçirmiş, geçen yıl aldığı iş teklifi üzerine Suriye’ye taşınmış.
Araf, blogunda tüm kimlik bilgilerini verse de yüzünü gizlemeyi tercih ediyor. Bunun nedeni gizlenirken bir yerde görülüp tanınmaktan korkması…”
Gerçekten var mı böyle biri?
Şimdilerde ise batı medyası, Emine’nin gerçek olmadığından şüphelenmeye başlamış durumda. ABD’nin Şam Büyükelçiliği, kendi kayıtlarına göre Suriye’de bu isimde bir ABD vatandaşı olmadığını belirtiyor.
Dahası, Londra’da yaşayan İngiliz Jelena Lecic, Emine’nin sonradan batının büyük gazetelerinde basılan fotoğraflarının kendisine ait olduğunu açıkladı. Guardian Emine’nin bir fotoğrafını basınca Lecic gazeteye şikayetini iletmiş. Guardian bu fotoğrafı Emine’den aldığı bir başka fotoğrafla değiştirince, Lecic bunun da kendisine ait olduğunu belirtmiş.
Böyle olunca Guardian, Emine’nin gerçek kimliğinin peşine düşmüş. Gazetede dün yayınlanan haberde, gazetenin ne Emine’nin varlığını doğrulayabildiği, ne de Emine’yle yüzyüze tanışan herhangi bir kimseyi bulabildiği ifade edildi.
(soL - Dış Haberler)