MESEM’de çocuk ölümleri: Şimdi de sorumluluğu öğretmenlere yıkmak istiyorlar

Mesleki eğitim adı altında işletmelerde çalıştırılan çocukların iş cinayetlerinde ardı ardına ölümlerinin ardından iş güvenliği sorumluluğu öğretmenlere yüklenmeye çalışılıyor. Öğretmenlerse tepkili.

Burcu Günüşen

Milli Eğitim Bakanlığı’nın patronlara çocuk emeğini sömürme olanağı olarak sunduğu Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulaması kapsamında geçen eğitim-öğretim döneminde en az 8 öğrenci çalıştığı işyerlerinde yaşamını yitirdi.

Çocuk ölümlerinin ardından projeye tepkiler artarken, kaza ve ölümlerin sorumluluğunu çocuklara ve ailelere yüklemek üzere öğrencilere “Her türlü hukuki ve cezai sorumluluk ile tazminatlar çırak/öğrenci ve velisine ait olacaktır” yazılı belgeler imzalatıldığı ortaya çıkmıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı şimdi de sorumluluğu öğretmenlere yüklemeye yönelik adımlar atıyor.

Çocukların çalıştırıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği (İSG) tedbirlerinin alınıp alınmadığını denetleme ve İSG eğitimi verilmesi sorumluluğu öğretmenlere yüklenmek isteniyor.

Öğretmenlere genelgeyle İSG uzmanı muamelesi

Milli Eğitim Bakanlığı MESEM’de çocuk ölümlerinin ardından bu ayın başında valiliklere “Mesleki Eğitimde İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu bir genelge gönderdi. Genelgede işletmelerde mesleki eğitim ve staja başlayacak öğrencilere koordinatör öğretmen gözetiminde eğitici personel ve usta öğreticilerin katılımıyla işletme tarafından iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ile işyerine özgü tanıtım ve güvenlik eğitimlerinin verilmesi gerektiği belirtiliyor.

Çocukların haftanın dört günü “staj” adı altında çalıştırıldıkları işyerlerini adeta bir İSG uzmanı gibi denetleme sorumluluğu yüklenen öğretmenlerse tepkili. Öğretmenler bu konuda ne bir yetkilerinin ne de uzmanlıklarının olduğunu, sadece sorumluluğun üzerlerine yüklenmesi amacıyla böyle bir uygulamanın başlatıldığını dile getiriyor.

Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden verilen birkaç saatlik bir video eğitimle İSG konusunda yeterli olmaları beklenen öğretmenler, değil denetim yapmalarının, bazı durumlarda çocukların çalıştırıldığı işyerlerine girmelerinin bile zor olduğunu vurguluyorlar.

İşletmelerin İSG şartlarına ilişkin forma imza atmaları dayatılıyor

Kaymakamlıklar tarafından da meslek eğitim merkezlerine “Staj Yapılacak İşletmelerde Aranacak İş Sağlığı ve Güvenliği Şartları” başlıklı bir form gönderildi. Formda öğrencilerin staj yapacakları işyerlerinin İSG şartlarına ilişkin sorulara "evet" ya da "hayır" şeklinde yanıt isteniyor. Öğretmenlerse bu belgenin altına imza atarak işletmeye ilişkin bir sorumluluk almayı kabul etmiyorlar.

Koordinatör öğretmen ve okul müdürünün imzalaması için gönderilen formda öğretmenlerin yanıtlaması istenen sorular şöyle:

  1. İşletmenin risk değerlendirmesi yapılmış mı, güncel mi?
  2. İşletmenin acil durum planı var mı?
  3. İşletme tehlike sınıfına uygun olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alıyor mu?
  4. İşletme çalışanlar için sağlık gözetimi yaptırıyor mu?
  5. İşletme mesleki eğitim/staj yapan öğrencilere işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler hakkında bilgilendirme yapıyor mu?
  6. İşletme mesleki eğitim/staj yapan öğrencilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi veriyor mu?
  7. İşletme yapılan risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirlemiş mi?
  8. İşletme, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yaptırmış mı?
  9. İşletme yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri almış mı?

'İşletmeler öğretmenin rutin ziyaretlerinden bile rahatsız'

Eğitim-İş Sendikası'nın İzmir Bornova Temsilcilik yöneticisi Selahattin Parıltı birinci dönemde işletmelerdeki stajyer öğrenci ölümlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğu öğretmenlerin üzerine yıkmaya çalıştığını söyledi.

Meslek öğretmenlerinin ikinci döneme, işletmeleri denetleme sorumluluğuyla başladığına dikkat çeken Parıltı "Daha önce sadece işletmenin öğretim programına uygun olup olmadığı, işletmede çalışan ustanın usta öğreticilik belgesi olup olmadığına bakılırken şimdi işletmeyi bir İSG uzmanı gibi denetlememizi istiyorlar" dedi.

Öğretmenlerin böyle bir yetkinlikleri olmadığını vurgulayan Parıltı "Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden 4-5 saatlik bir video eğitimi izleyerek bizim birer İSG uzmanı olacağımızı sanıyorlar. Birçok okulda öğretmenlere bu görev geçen hafta bildirildi ve bu Cuma'ya kadar tamamlanması isteniliyor. 15-25 işletmenin sorumluluğu tek bir öğretmende olabiliyor. Normalde bu kadar işletme 10-12 gün içinde denetlenir. Bu sürede hepsini gezmesi bile mümkün değil" diye konuştu.

Öğretmenlerin bu konuda yetkin olmadıklarının farkında olduklarını ifade eden Parıltı "Öğretmenler herhangi bir denetleme formunun altına imza atmak istemiyorlar. Çünkü güven duymuyorlar" dedi.

İşletme yetkililerinin öğretmenin rutin ziyaretlerinden bile rahatsız olduğunu vurgulayan Parıltı "İşletmede denetleme yapmasına ve orada eğitim vermesine izin vermeyecektir. Bu da işletme ile öğretmen arasında gerilime yol açacaktır. Öğretmenin herhangi bir yaptırım gücü olmadığı için işletme, öğretmeni umursamayacaktır" diye belirtti.

İSG uzmanlığının "özel ve yetkin olunması gereken bir meslek" olduğunu belirten Parıltı "Öğretmenlere verilen formlarda bahsi geçen kanun maddeleri ve kavramlarına meslek öğretmenlerinin bu sürede hepsinin hakim olması mümkün değil" dedi.

Eğitim-İş'ten MEB'e: Bakanlık bünyesindeki İSG uzmanları görevlendirilsin

Eğitim-İş Sendikası da 16 Şubat’ta Milli Eğitim Bakanlığı’na bir yazı yazdı ve genelge dayanak gösterilerek öğretmenlere görev tanımlarında yer almayan sorumluluklar yüklendiğine dair şikayetler aldıklarını bildirdi.

İş sağlığı ve güvenliği denetiminin bu alanda teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğini vurgulayan sendika "Bu görevin, koordinatör müdür yardımcıları, koordinatör öğretmenlere ve alan/atölye şeflerine verilmesi hem iş sağlığı ve güvenliği açısından risk oluşturacak hem de bu öğretmenlerin işyeri sahipleri ve velilerle karşı karşıya kalmasına neden olacaktır"  diye belirtti.

Bu görevin MEB bünyesindeki iş güvenliği uzmanlarına verilmesinin doğru olacağını kaydeden sendika "mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında görevli koordinatör müdür yardımcıları, koordinatör öğretmenler ve alan/atölye şeflerine; işletmelerin mesleki eğitime uygun olup olmadığını denetleme ya da atölye ve laboratuvarlarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınması konusunda görev tanımlarında olmayan, teknik bilgi sahibi olmadıkları görevlerin verilmemesi için Bakanlığınıza bağlı kurumlara talimat göndermesini talep ederiz” ifadelerini kullandı.