Çorlu Tren Katliamı'nda karar açıklandı: Sorumlular yargılanmadı

Çorlu'da meydana gelen katliam gibi kazada 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetti. Davada 4 kişi beraat etti. Yargılananlar "olası kast" yerine "bilinçli taksir"den ceza aldı. Mahkeme indirim uyguladı.

Haber Merkezi

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden tren, 8 Temmuz 2018'de Çorlu'da Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Katliam gibi kazada 7’si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirdi, 300’den fazla kişi de yaralandı.

Yıllar süren davada bugün 20. duruşmada karar açıklandı. 13 sanıklı davada 9 kişi ceza aldı, 4 kişi beraat etti. Yargılananlar "olası kast" yerine "bilinçli taksir"den ceza aldı. Mahkeme indirim uyguladı.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi TCDD Bölge Müdürü olan Nihat Aslan'a 15 yıl, Bölge Bakım Müdürü olan Mümin Karasu'ya 17,5 yıl, Bölge Müdür Yardımcısı Levent Meriçli'ye 9 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Diğer sanıklara verilen cezalar şöyle:

Turgut Kurt 16 yıl 3 ay. Özkan Polat 13 yıl 9 ay, Deniz Parla, 9 yıl 2 ay, Kubilay Başkaya 9 yıl 2 ay, Nizamettin Aras 8 yıl 4 ay, Tevfik Baran Önder 10 yıl.

Beraat eden ve haklarındaki adli kontrol kararları kaldırılan isimlerse şöyle:

Celaleddin Çabuk, Levent Kaytan, Çetin Yıldırım ve Burhan Ortancıl.

'Bu dava burada bitmez'

Aileler karar duruşması öncesi bir yürüyüş gerçekleştirdi. TCDD Müdürü, dönemin Ulaştırma Bakanı gibi üst düzey isimlerin yargılanmasını isteyen ailelerin talebi açıklanan karar sonrası karşılıksız kaldı.

"Bu dava burada bitmez" diyen, Mısra Öz dava sonrası yaptığı açıklamada, "Biz İsa Apaydın'ın peşindeyiz. Biz diğer bürokratları, dönemin Ulaştırma Bakanı olup bizi bir kere bile dinlemeyen ama milletvekili olup TBMM'nin koltuklarında oturup maaş alan hatta yetmeyip tekrar parantez içinde 35 kamu ihalesi alıp parasına para katan İsa Apaydın'ı da bu karar gibi bir kararla cezaevine göndermeden rahat etmeyeceğiz" diye konuştu.

Davayı izleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise, "Bugün burada alınan sonuç bir kazanımdır. Direnenlerin, mücadele edenlerin başarısıdır" dedi.

İhmaller raporla ortaya çıkmıştı

Kazanın aşırı yağışa bağlı rayların üzerinden geçtiği toprak menfezin kayması şeklinde olduğu yetkililerce açıklandı. Arazinin çevre şartlarının zorlu olması nedeniyle kazaya ilk olarak çevredeki köylüler ve yaralı kurtulan yolcular müdahalede bulundu. Yakınlarını kaybedenler bölgeye yayan şekilde koşarak gittiğini anlatmıştı.

Katliamla ilgili Meclis araştırması önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken, ihmaller TMMOB tarafından hazırlanan bir raporla madde madde sıralandı. Şehirler arası karayolları ve demiryolları güzergahları boyunca inşa edilen yol dolgularının doğal drenaj için bir sedde oluşturarak, taşkın riskini arttırdığına dikkat çekildi. Rapora göre olay mühendislik parametrelerinin dikkate alınmaması ile kontrol, izleme, bakım ve onarım süreçlerindeki ihmaller nedeniyle meydana geldi:

"Olay günü meydana gelen şiddetli yağışla İncirli Deresi, bünyesine aldığı yoğun çamurla birlikte akışa geçmiş, getirdiği ince malzeme nedeniyle menfezden tam olarak geçememiş, yamaç drenajına bariyer görevi yapan tren yolu altyapı dolgusu arkasında yayılarak yükselmiştir. Yol arkasında göllenen suyun basıncıyla yol dolgusu aşınmış ve mansaba boşalarak tren raylarının askıda kalmasına neden olmuştur.

Ayrıca, yüksek akış ve sediment yükü ne kadar çok olursa olsun, yol dolgu inşaatı, arkasında biriken suyun dolguyu ve hatta dolgu altındaki ince taneli yumuşak zemini aşındırmayacak şekilde inşa edilmesi gerekirken buna uyulmadığı görülmüştür.

2013 yılında yürürlüğe giren Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun ile demiryolu hizmetlerinin özelleştirilmesi mevcut sorunlara kaynaklık eden önemli yapısal düzenlemelere, uzman kadro ve bakım eksikliğine yol açmıştır. Kamu işletmeciliği ile kamusal hizmet perspektifine dayanan bir demiryolu politikası izlenmeli, TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi ve hizmetlerin özelleştirilmesinden vazgeçilmelidir."

Katliam sonrası ray kontrollerini yapan görevlilerin istihdamına son verilmesi çok tartışıldı. Görevliler rayların üzerinde yürüyerek kontrol yapıyor, sıkıntılı alanların erkenden tespitini sağlıyordu.

Kazaya neden olan ve yağmurla altı boşalan menfez

Görevden alınan isim yeniden TCDD Müdürlüğü'ne atandı

Kazanın ardından yakınlarını kaybedenlerin yıllar süren adalet mücadelesi başladı. Aileler ihmallere dikkat çekti, sorumluları istifaya çağırdı ancak TCDD üst yöneticileri ve Ulaştırma Bakanı yargılanmadı. Hatta ailelere dava açıldı. Üst düzey yetkililer hakkında suç duyurusu talebiyse mahkeme tarafından reddedildi.

Bazı isimlerse dava süresince ödüllendirildi.

Çorlu Tren Katliamı sırasında TCDD'nin başında olan Veysi Kurt Şubat ayında tekrar Genel Müdürlüğe atandı. 2019 yılında TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı görevinden alınan Veysi Kurt'un döneminde başka ölümlü tren kazaları yaşandığı ortaya çıktı.

  • 2017'de Ankara-Kırıkkale tren hattında ilaçlama yapan trenin vagonunun devrilmesi sonucu bir işçi ölmüştü. Yine 2017'de Elazığ'ın Baskil İlçesi'nde raydan çıkıp devrilen yük treninin 2 makinisti hayatını kaybetti. 
  • 2019 yılında Bilecik'te hızlı tren kazası yaşandı. Trenin tünel içinde raydan çıkması sonucu 2 makinist yaşamını yitirdi.

'Veysi Kurt sanık olması gereken isimler arasındaydı, ifadesi dahi alınmadı'

Çorlu Tren Katliamı'nda 9 yaşındaki oğlu oğlu Oğuz Arda Sel'i yitiren Mısra Öz atamaya tepki gösterdi. HalkTV canlı yayınına katılan ve "Veysi Kurt sanık olması gereken isimler arasındaydı. Hiçbir zaman ifadesi dahi alınmadı" diyen Mısra Öz, atamaları liyakatsiz olarak nitelendirdi, başka katliamlar olabileceğine dikkat çekti.

Öz, "Doğru yargılama yapılsaydı ödül gibi başka yerlere atanmayacaklardı. Böyle bir atama yapılması utançtır. Çok üzgünüm. Savcıları ve hakimleri göreve davet ediyorum" diye konuştu.

Mısra Öz ayrıca evine katliam sonrası taziye için kaymakamın geldiğini ve uyuduğunu anlattı. Kaymakamın sonra da telefonuyla ilgilendiğini söyledi. Devlet demiryollarından Sena Köse'nin ailesini ziyarete gidenlerinse "Daha gençsiniz çocuk yaparsınız" dediğini söyledi. Mısra Öz, "Başka bir çocuğun cenazesi sırasındaysa 'Vali bey geldi, mezarlığa gelemiyor. Kapıya gelir misiniz?' diyerek çocuğumuzun babası mezarlık kapısına çağrılmıştı. Böyle çürümüş bir ahlakla karşı karşıya kaldık bu süre zarfında" dedi.

'Sorumluların peşini bırakmayacağız'

Mısra Öz BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamadaysa, "6 yıldır yaptıkları göstermelik yargılamada, bizlerin zorlaması ile 13 sanık yargılanabildi. Bu sanıkların içinde sorumluluğu olanların artık bir ceza alıp, tutuklandıklarını görmek istiyoruz" dedi.

Mısra Öz "daha üst sorumluluğu olan ve hiç ifadesi dahi alınmayan dönemin genel müdürleri İsa Apaydın ve Veysi Kurt, Genel Müdür yardımcıları ve bürokratlarının peşini bırakmayacaklarını" söyledi.

Konuyu üst mahkemeye, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar taşıyacaklarını belirten Öz, "Kamuoyu zaten gerçek sorumluları biliyor. Yargıdakiler de biliyor ama ne yazık ki gereğini yapmıyor" ifadesini kullandı.

TCDD asli kusurlu bulunmuştu

Dosya kapsamında alınan 2018 tarihli bilirkişi raporunda Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın yanı sıra Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım Onarım Memuru Celalettin Çubuk'un da gerekli denetim ve kontrolleri yapmadıkları gerekçesiyle asli kusurlu oldukları belirtilmişti.

Ailelerin ve avukatlarının mücadelesi sonrası, olay yerinde yeniden keşif işlemleri yapılmış ve yeni bilirkişi raporları alınmıştı.

2021 tarihli bilirkişi raporunda kaza bölgesinde yer alan menfezin hizmet ömrünü doldurduğuna işaret edilmiş, 2023 tarihli ek bilirkişi raporunda TCDD asli kusurlu bulunmuştu.

Kaza sonrası köylüler bölgeye traktörleriyle girip yaralıları taşımıştı

Seçim öncesi diye karar duruşması ertelenmişti

Tutuklu sanık bulunmayan davanın son duruşması 31 Mart yerel seçimleri öncesi gerçekleştirildi. Duruşmada karar açıklanmadı.

Kazada yakınlarını kaybeden aileler duruşmaya çağrı yapmış "Adalet rayların altında kalmasın, başka canlar yanmasın’ diye sürdürdüğümüz adalet mücadelesinde sona geliyoruz. Herkesi karar duruşmasında bizimle olmaya çağırıyoruz" demişti.

Bugün görülecek duruşmada karar çıkması bekleniyor.