Raporun ciddiyeti rengarek şekillerden belli olmuyorsa da, var olan Tanımlar, Kısaltmalar, Sunuş, Giriş ve Yönetici Özeti başlıklarına raporun içindekiler sayfasında yer verilmemesinden belli oluyor!

YÖK’ün üniversite izleme raporu

YÖK ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2022’ başlıkla bir rapor yayımlayınca, insan merak edip okuyor. Ancak geçmişteki YÖK raporları gibi bu raporun da, “al bir YÖK raporu daha” dedirtecek bir rapor olduğu görülüyor.

Bu raporu hazırlamak için kurulan ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun yürütücülüğünü bir YÖK üyesi yapmış. Biri Nakşibendi olduğu söylenen iki eski rektör olan üç YÖK üyesi de bu komisyonda çalışmış. İkisi akademisyen olan dört kişi de bu raporu hazırlamış

146 sayfalık bu raporda, 48 tablo ve 274 şekil kullanılıyor. Her sayfaya ortalama iki tablo/şekil düşüyor. Raporun ciddiyeti rengarek şekillerden belli olmuyorsa da, var olan Tanımlar, Kısaltmalar, Sunuş, Giriş ve Yönetici Özeti başlıklarına raporun içindekiler sayfasında yer verilmemesinden belli oluyor!

YÖK başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, raporun ‘Sunuş’ kısmında, yükseköğretim kurumları, “mensubu olduğu toplum başta olmak üzere tüm insanlığa karşı sorumluluklarını kamu kaynaklarından faydalanarak yerine getirmektedirler” (s.18) diyor demesine de, koca raporda bu ifadeyi haklı çıkaracak bir bilgi bulunmuyor. YÖK başkanı yükseköğretim sisteminin, “son dönemde gerçekleştirdiği atılımlar neticesinde nicel gelişimini büyük ölçüde tamamlamış ve kalite odaklı yapısal dönüşüme odaklanmıştır” da diyebiliyor. Üniversite izleme ve değerlendirme çalışmasının amacının, “gelişmiş ülkelerin de yükseköğretimlerini değerlendirmede kullandıkları, tarafımızca ülkemizin kendine özgü şartları dikkate alınarak belirlenen ölçütlere göre üniversitelerin güçlü yönlerini ortaya koymak ve gelişime açık alanlarını desteklemek” olduğunu açıklıyor.

Proje yürütücüsünün kaleme aldığı raporun ‘Giriş’ kısmında şu açıklama yapılıyor: “Başkanlığımızca oluşturulan komisyon marifetiyleÜniversite İzleme ve Değerlendirme’ çalışmaları yürütülmüş ve bu kapsamda 47 gösterge belirlenmiştir. Üniversitelerin yürüttüğü çalışmaların tamamını kapsaması hedeflenen göstergeler ‘Eğitim ve Öğretim’, ‘Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın’, ‘Uluslararasılaşma’ ve ‘Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk’ ana kategorileri altında gruplanmıştır” (s.3).

Rapora göre, ‘Eğitim ve Öğretim’ kategorisi, uluslararası etkinlik, öğrencilerin yaptığı proje, öğrencinin kayıtlı olduğu program dışındaki programlardan alınan ders, akredite program ile programlardan mezun olanların sayıları gibi 14 göstergeden oluşuyor. ‘Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın’ kategorisinde, öğretim elemanı başına düşen yayın, TÜBİTAK’ın verdiği ulusal ve uluslararası araştırma bursu sayıları ile Ar-Ge hizmetlerinden elde edilen gelir gibi 23 gösterge kullanılıyor. Yabancı uyruklu öğrenci,  istihdam edilen yabancı uyruklu doktoralı öğretim elemanı, uluslararası değişim programları kapsamında gelen öğretim elemanı ve öğrenci, uluslararası fon destekli proje sayıları gibi 8 gösterge ‘Uluslararasılaşma’ kategorisini belirliyor. ‘Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk’ alanında ise, kamu kurumları ile ortak yürütülen proje, dezavantajlı gruplara yönelik düzenlenen faaliyet ve sosyal sorumluluk projesi sayısı gibi 11 gösterge kullanılıyor.

Raporun içindekiler sayfasında, Yükseköğretimle İlgili Genel Veriler ile Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu gibi iki ana bölüm bulunuyor. Hepi topu 2 sayfa olan ilk bölümde üniversite, öğrenci ve öğretim elemanı sayıları veriliyor.

2. bölüm ise ana kategoriler üzerinden 4 kısma ayrılıyor. Bu 4 kısmın her birinde o kategoride kullanılan alt göstergeler açıklanıyor. Alt göstergeler, ‘Eğitim Öğretim’ kategorisinde A.1 … A.11.2 olarak; ‘Araştırma-Geliştirme’ için B.1 … B.19 olarak; ‘Uluslararasılaşma’ için C.1 …. C.6 ve ‘Topluma Hizmet’ kategorisindeki alt göstergeler de D.1 … D.9 olarak gösteriliyor. Sonra da her bir alt göstergeyle ilgili sayısal veriler tablo ve şekillerle açıklanıyor. Bu açıklamaların başında da o göstergeyle ilgili açıklama ve veri kaynağı bilgisi veriliyor. Örneğin ‘Eğitim ve Öğretim’ kategorisinin ilk alt göstergesi raporda aşağıdaki şekilde, Açıklama ve Veri Kaynağı sözcükleri ve ilgili açıklamalar renkli bir elipsin içinde gösterilerek yer alıyor.

A.1 Mezun olan doktora öğrencisi sayısı

Açıklama: 2021 yılında doktora programlarından mezun olan toplam Öğrenci sayısı  2021 yılı doktora programlarından mezun olan öğrenci  sayıları kullanılmıştır. Ortalama hesabında doktora mezunu veren üniversiteler dikkate alınmıştır.

Veri Kaynağı YÖKSİS verileri kullanılmıştır

Bu açıklamadan sonra, 2021 yılında 159 üniversitede 8.815 öğrencinin doktora derecesi aldığı yazılıyor. Ardından da devlet/vakıf üniversitelerine göre şekil ya da tablolarla doktora veren üniversitelerle bu üniversitelerden doktora alanların sayıları gösteriliyor. Daha sonra da en çok doktora derecesi vermiş olan Ankara, Gazi, İstanbul, Hacettepe ve Marmara üniversiteleri ve mezun sayısı bir şekille gösteriliyor. Rapordan en çok doktora mezun eden beş üniversiteyi öğreniyorsanız da, en az doktora mezunu veren ya da doktora programı olmayan üniversiteleri öğrenemiyorsunuz.

Geri kalan 46 alt göstergede de benzer yöntem izlenirken, bazı alt göstergelerde en yüksek sayıya sahip üniversiteler yerine, nedense en düşük sayılara sahip beş üniversiteye yer veriliyor. ‘A.8 Mezun takip sistemindeki mezunların oranı’ alt göstergesiyle ilgili sayfalarda ise nedense üniversite adları belirtilmiyor.

Alt göstergelere göz gezdirirken örneğin ‘A.11.1 Öğrenci başına düşen e-yayın sayısı’nın en yüksek olduğu üniversitelerin sırasıyla Bayburt, Amasya, Maltepe, Artvin Çoruh ve Kırşehir Ahi Evran üniversiteleri olması insanı şaşırtıyor. ‘B.11 Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen Ar-Ge projesi sayısı’nın en yüksek olduğu beş üniversiteden birinin Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi olması da. ‘D.7 Üniversiteye kazandırılan bağış miktarı’ alt göstergesinde, 50-60 bin öğrencisi olan üniversiteler dururken 15.048 öğrencisi olan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nin ilk beş içine girmesi de şaşırtıcı oluyor.

Raporun 66. sayfasında, Times Higher Education ile Quacquarelli Symonds tarafından yapılan dünya sıralamasına göre ülkemizin en başarılı üniversitelerine yer veriliyor. Ancak bu ölçeklere göre ilk beşe giren BÜ, izleme raporda ele alınan 47 alt göstergeden yalnız ‘uluslararası’ kategorisinde kullanılan 8 alt göstergeden  ‘C.1 Yabancı uyruklu doktoralı öğretim elemanı sayısı’, ‘C.4.1 Uluslararası değişim programları kapsamında gelen öğrenci sayısı’, ‘C.4.2 Uluslararası değişim programları kapsamında gönderilen öğrenci sayısı’ ile ‘C.5 Uluslararası fon destekli proje sayısı’  alt göstergeleri dışında hiçbirinde ilk beş üniversite içine giremiyor.  Uluslararası değerlendirmelerde ülkenin ilk beş üniversitesinden biri olan BÜ’nün yerel göstergelere bağlı değerlendirmelerde neredeyse sıfır çekmiş olmasını anlamak da mümkün olmuyor. Bu durum raporun ciddiyetine bir gölge daha düşürüyor.

Bu izleme raporu, doğal olarak, YÖK’ün kaç üniversiteye, imam hatip çıkışlı ya da AKP’de üst düzeylerde görev yapmış rektörün atanmasını sağladığına bakmıyor. Kaç üniversitede, kaç kayırmacı atamalar yapıldığında da, kaç üniversitede kaç Danıştay kararının uygulanmadığına da, kaç üniversitede sudan nedenlerle kaç akademik yöneticinin görevden alındığına da değinmiyor. Üniversitelerin ‘üniversite’ gibi yönetilip yönetilmediğine de bakmıyor.

Bu arada, bu raporları kimin neden okuduğu ile raporda yer alan sayısal veriler üzerine YÖK’ün/üniversitelerin ne yaptığı da merak konusu oluyor. İster istemez insan, “YÖK üniversiteleri izlese ne olur, izlemese ne olur?” diyor.

[email protected]

Kaynak: https://www.yok.gov.tr/Documents/Yayinlar/Yayinlarimiz/2022/2022-universite-izleme-ve-degerlendirme-genel-raporu.pdf