"Son dört yazımı, yurt dışına çıkacağım için, Ağustos sonunda hazırlamıştım. Ben ‘okullar açılıyor’ yazımı yazı işlerine gönderdikten sonra, meğer okullarla ilgili çok şey olmuş."

Okullar açıldı açılmasına da!

Son dört yazımı, yurt dışına çıkacağım için, Ağustos sonunda hazırlamıştım. Ben ‘okullar açılıyor’ yazımı yazı işlerine gönderdikten sonra, meğer okullarla ilgili çok şey olmuş.

Okulların açılmasına bir hafta kala, halkın enflasyonla ve muhalefet partilerinin de kendi kendileriyle kavgalı olmalarından yararlanan bakanlık, bir çırpıda gerici eğitim sistemini birkaç birim daha gericileştirecek kararlar alınmış. Haftalık ders programlarında değişiklik yapılarak;

  • İlköğretim ile 9. ve 10. sınıflarda okuyanların, din derslerini 'seçmeli ders' olarak alması zorunlu hâle getirilmiş.
  • ‘Akademik Çalışmalar’, ‘İnsan, Toplum, Bilim’, ‘Din, Ahlak ve Değer’, ‘Kültür, Sanat ve Spor’ kategorilerinde bazıları yeni olan seçmeli dersler belirlenmiş. Örneğin ‘Din, Ahlak ve Değer’ kategorisi Kur’an’ı Kerim, Kur’an’ı Kerimin Anlam Dünyası, Peygamberimizin Hayatı, Temel Dini Bilgiler, Türk Düşünce Tarihi,  Klasik Ahlak Metinleri derslerinden oluşturulmuş. ‘Kültür, Sanat ve Spor’ kategorisinde ise Adabı Muaşeret, Türk Sosyal Hayatında Aile, İslam Bilim Tarihi, Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi, İslam Kültür ve Medeniyeti, Spor Eğitimi ve Sanat Eğitimi derslerinden oluşturulmuş.
  • Sanat ve sporla ilgili seçmeli dersler biraz daha azaltılmış. Popüler tarikatçılardan Cüppeli Ahmet, “Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan domuz eti yemiştir” dediğinden mi nedir, satrançla ilgili seçmeli dersler bile kaldırılmış.
  • İlk ve ortaöğretimde din dersleri sayısı artırılıp ortaokullardaki din dersi 16 saate çıkarılmış.
  • İmam hatiplerde seçmeli yabancı dil dersi seçenekleri artırılırken, Anadolu liselerinde seçmeli yabancı dil dersi bire indirilmiş.

Bu arada ayrıca;

  • 11 yıl sonra liselerde sınıfta kalma yöntemi geri getirilmiş. 50 ya da daha yüksek not ortalamasına sahip öğrencilerden en fazla 3 dersten başarısız olanlar, sorumlu olarak bir üst sınıfa geçebilecekmiş. Liselerde 4 ders ve üzeri dersten başarısız olanlar bir üst sınıfa geçemeyip sınıf tekrarlayacakmış. 2 kez sınıf tekrarı yapan öğrenci açık liseye gönderilecekmiş. İlkokul 4. sınıflarda sınavlar kaldırılmış.
  • Ortaokul ve liselerde, aynı tarihlerde merkezi sınavlar yapılacakmış. İlk aşamada, ülke ve il geneli sınavları çoktan seçmeli test şeklinde,  okul genelinde uygulanacak sınavlar ise yazılı olacakmış.
  • Milli sporcular, koruma kanunu kapsamındaki öğrenciler, uzun bir süreyi gerektiren hafızlık eğitimi alanlar, şehit ve gazi çocukları ve örgün öğretim hakkını kaybeden öğrenciler dışında açık liseye geçiş yasaklanmış.
  • Bakanlık “Kayıt parası alınmayacak” dese de, pek çok okulda değişik adlarla kayıt için para toplanmış.
  • Seçimler öncesinde, “Okullarda öğle yemeği çıkacağı” sözünü verenler, bu sözlerinden caymışlar. 
  • Okula gelen veliler ile ziyaretçilerin kayıtları tutulacakmış!
  • Okulların depreme karşı güçlendirme çalışmalarının tamamlanmaması nedeniyle, başta deprem olan iller olmak üzere tüm ülkede on binlerce öğrenci başka okullarda okumak zorunda bırakılmış.
  • Kaçak eğitim kurumlarını görmezden gelen bakanlık, devletin denetiminde olan özel öğretim kurumlarının çalışma izni olup olmadığının kolayca saptanması için 'karekod' zorunluluğu getirmiş.

Okul programlarına eklenen yeni seçmeli derslerin bir bölümünün de dini içerikli dersler olduğu görülüyor. Öğretmenlere önlük dayatması bile dini anlayışı yansıtıyor. Hafızlık kursuna gidenlere açık liseye geçme hakkı verilmesi de, kaçak dini öğretim kurumlarına verilen yeni bir taviz oluyor. Sınıfta kalma gibi doğrudan dini içerikli olmayan değişimler için söylenemese de, bakanlığın dini içerikli değişimleri bilerek ve isteyerek yaptığı görülüyor.

Bilindiği gibi, ülkemizde tüm gücü elinde toplayan AKP lideri, “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” diyor (Cumhuriyet Gazetesi, 21 Temmuz 2021). İmam hatip eğitimi almış bir kişi eğitim bakanlığını yürütüyor. Ders dağılımıyla ilgili kararları oluşturan 10 kişilik Talim ve Terbiye Kurulu üyelerinin önemli bir bölümünü, imam hatip eğitimi almış kişiler oluşturuyor. Dolayısıyla yukarıda özetlenen gerici kararlar, iktidarın doğasına ve yapısına uygun kararlar oluyor.

İmam ve hafızların ‘manevi rehber’ olarak okullarda kullanılması, açık ve net bir şekilde Anayasa’nın 2., 10., 42. ve 58. maddeleri yanında, Milli Eğitim Kanunu’nun Atatürk inkılaplarına, laiklik ve bilimsellik ilkelerine de Öğretim Birliği Yasası’na da karşı bir uygulama oluyor. Bu denli net bir konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, manevi rehberlik uygulamasının “Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık oluşturmadığını” söylüyor (gazeteler 4 Eylül 2023)!

Başsavcının bu söylemi, yargının laik sistemin güvencesi olmaktan çıktığını gösteriyor. Ne yazık ki muhalefet de laiklik karşıtı gelişmeleri umursamıyor. Bu durumda, laik eğitimi ve laik siyasal düzeni korumak, cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkan bireylerle demokratik kitle örgütlerinin omuzlarına yükleniyor. Bu nedenle cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip kesimlerin aymazlıktan kurtulmaları gerekiyor.

[email protected]